Tüm Dünya Emekçi Kadınları Sosyalizmde Birleşiniz!
Dünya emperyalist kapitalizmi ağır hastadır ve ölüm döşeğindedir. İstediği tek şey Ötenazidir. Amma velakin, ötenazi hakkını kullandıracak olan yegane sınıf olan dünya Proletaryası sosyalizm ve komünizm etrafında örgütlü değildir.
Ötenazi hakkının gereğini yerine getirecek olan yegane sınıf olan Proletaryanın, en büyük dinamosu ve dünya devrim tarihinin en dinamik, en kararlı,en inatçı vs kesimi sayılan ezilen-sömürülen- sınıfsal- cinsel- dinsel- ırksal- tensel vs her türden baskı ve aşağılamaya tabi tutulan dünya emekçi kadınlarının günü olarak ilan edilen 8 Mart'a gidilen bu süreçte oldukça çetrefili bir düzlemde hareket zorunluluğu var.
Dünya emekçi kadınlarının bir bölüğü olan Türkiye İşçi Sınıfı ve emekçilerinin kadınlarının, bu güne yükledikleri anlam oldukça büyük önem taşımaktadır. Zira bugünü bir nevi kutlama, bayram vs havasında anmak, geçiştirmek günün anlam ve önemine oldukça büyük bir hakaret olacaktır. Zira seçimlerin verdiği rüzgarla 8 Mart'ın bir mücadele günü olmaktan çıkmasını isteyen ve onu sıradan bir “kadınlar gününe“ dönüştürmek isteyen egemenler manevralara başladılar bile. Güya 8 Mart'ı da tatil edeceklermiş. Bir günün tatil olup olmaması değildir esas sorun. Emekçi kadının, yaşamın her alanındaki kadının cinsel, emeksel, ulusal, dinsel, mezhepsel, vs her türlü baskı, ayrımdan azade kılınmasıdır sorunun esası.
Bütün olarak kadınlar, işin merkezinde emekçi kadınlar olmak üzere özgürleşemediği sürece, her türlü ayrımdan uzaklaştırılmadığı sürece kadınlar, emekçi kadınlar özgür değildir ve olamaz da. Özgür olamayanın kandırmaca “kutlama”, ”bayram niyetine gün” ile işi olmamalıdır. Bu kandırmacalara gözü tok olmalıdır emekçi kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların.
Her gün kadını cins olarak aşağılayan onlarca yaşananın sergilendiği, kadının insandan sayılmadığı, töre vs cinayetleri ile hatırlanıp sonrasında bir çırpıda unutulduğu, fabrikada, tarlada ve evde emeğinin sömürülmesinden zerre kadar söz edilmediği, cinsi bir meta düzeyinden, ataerkil dünyanın basit bir figüranı gibi görülmek dışında özel bir rolü olmayan Ademin Havasına vs karşı isyan etmek elbette dünya proleter kadınları ile cins olarak sömürülen milyarların görevi, sorumluluğu ve yaşam gerçeğidir.
Kadın, ana olarak, kardeş olarak , toprak olarak yaratıcıdır, üretkendir. Kadınların ister egemenler nezdinde, isterse de komünist devrimciler tarafından kazanılmasının önemi stratejiktir. Kadınları kazanmış bir hareketin başarısızlık şansı yoktur. Eninden sonunda hedeflediği dünyaya ulaşacaktır hedeflediği kesim kadınlarını kazananların.
Dünya proleter ve emekçi kadınları başta olmak üzere, tüm sömürülen,ezilen, baskı altında tutulan kadınların ilan edilen 8 Mart günü bir kutlama ve bayram günü değil; tüm dünya kadınları ile insanlığın kurtuluşunun gerçekleştiği gün bir bayram günü, bir kutlama günü olacaktır. Bu güne kadar 8 Mart'ta tüm diğer dünya emekçilerinin ortak değerleri olan günler gibi mücadele, dayanışma ve sosyalizmi örgütleme-ilerletme, örgütlenme ve devrimci atılım günü olmalıdır, olarak görülmelidir ve öyle bakılmalıdır. Tüm dünya insanlığı ve kadınları eşit- özgür-adil- insani- özgür bir dünyada olmadığı sürece; dünya emekçi kadınlarının bu günü “bayram” gibi kabul etmeleri abesle iştigal olacaktır.
Dünya emperyalist kapitalizminin ağır hastalığının sonuçlarının en büyük yansımalarını işinde, evinde, sokakta vs her yerde yaşayan ne büyük topluluk olan dünya emekçi kadınlarının komünizmin kızıl bayrağına ve Devrimci Proletaryanın Yoluna daha çok sarılması gerekmektedir. Düzenin en çok ezdiği, birkaç kez silindirleriyle yok etmeye çalıştığı emekçi-proleter kadınların SINIFSAL -CİNSEL -ULUSAL-DİNSEL -MEZHEPSEL vs her türlü ayrıma, sömürüye, baskıya vs karşı mücadele bayrağını nihai kurtuluşa endekslemeleri gereken, bu yönde mücadelenin bayrağını dalgalandırmaları gereken bir dönemdeyiz.
2009 8 Mart'ı, bu bilinç ve gerçekler ışığında mücadelenin büyütüldüğü, sosyalizmin – komünizmin sınıf ve özelde proleter-emekçi kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların gündeminin maddesi bir gün olarak algılandığı, ayrıca 8 martın basit birer anma, kutlama, bayram vs gibi algılanmasına, algılatılmasına karşı; bir mücadele-dayanışma vs günü olduğu bilincinin yayıldığı, egemen kılındığı bir takvimsel dönüşüm günü değil; yaşamın her gününün dünyayı yaratan emeğin özel ve önemli bir parçası olan dünya Proleter-emekçi kadınları ile tüm kadınlarına ait olduğu bilincinden hareketle mücadelenin büyütülmesi gereğinin altını çizmek gerektiğini hatırlatmak gereklidir.
SINIFSAL-ULUSAL-CİNSEL-DİNSEL-MEZHEPSEL VS BASKI, ZULÜM, AYRIMA KARŞI 8 MARTLARI MÜCADELE BAYRAĞINDA KOMÜNİZMİN KIZIL BAYRAĞINA YÜRÜTMEK İÇİN İLERİ!
8 MARTLAR MÜCADEEL GÜNLERİDİR, “CENNET KADINLARIN AYAKLARI ALTINDADIR” SÖYLEMİNE KANMAYINIZ. BASİT, ÇİĞ, ”KUTLAMA” BUGÜNÜ KULLANMA RİTÜELLERİNE MEYDAN VERMEYİNİZ.
8 MARTLAR, BÜTÜN OLARAK , KADIN CİNSİNİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GERÇEK GÜVENCESİ OLAN SOSYALİZM VE KOMÜNİZME DEK BİR BAYRAM, TATİL, KUTLAMA GÜNÜ DEĞİL; BİRLİK,MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜDÜR.
05.03.2009
Mahmut Halil Can ( Sendiren )
http://ateshirsizi.net
Dünya emekçi kadınlarının bir bölüğü olan Türkiye İşçi Sınıfı ve emekçilerinin kadınlarının, bu güne yükledikleri anlam oldukça büyük önem taşımaktadır. Zira bugünü bir nevi kutlama, bayram vs havasında anmak, geçiştirmek günün anlam ve önemine oldukça büyük bir hakaret olacaktır. Zira seçimlerin verdiği rüzgarla 8 Mart'ın bir mücadele günü olmaktan çıkmasını isteyen ve onu sıradan bir “kadınlar gününe“ dönüştürmek isteyen egemenler manevralara başladılar bile. Güya 8 Mart'ı da tatil edeceklermiş. Bir günün tatil olup olmaması değildir esas sorun. Emekçi kadının, yaşamın her alanındaki kadının cinsel, emeksel, ulusal, dinsel, mezhepsel, vs her türlü baskı, ayrımdan azade kılınmasıdır sorunun esası.
Bütün olarak kadınlar, işin merkezinde emekçi kadınlar olmak üzere özgürleşemediği sürece, her türlü ayrımdan uzaklaştırılmadığı sürece kadınlar, emekçi kadınlar özgür değildir ve olamaz da. Özgür olamayanın kandırmaca “kutlama”, ”bayram niyetine gün” ile işi olmamalıdır. Bu kandırmacalara gözü tok olmalıdır emekçi kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların.
Her gün kadını cins olarak aşağılayan onlarca yaşananın sergilendiği, kadının insandan sayılmadığı, töre vs cinayetleri ile hatırlanıp sonrasında bir çırpıda unutulduğu, fabrikada, tarlada ve evde emeğinin sömürülmesinden zerre kadar söz edilmediği, cinsi bir meta düzeyinden, ataerkil dünyanın basit bir figüranı gibi görülmek dışında özel bir rolü olmayan Ademin Havasına vs karşı isyan etmek elbette dünya proleter kadınları ile cins olarak sömürülen milyarların görevi, sorumluluğu ve yaşam gerçeğidir.
Kadın, ana olarak, kardeş olarak , toprak olarak yaratıcıdır, üretkendir. Kadınların ister egemenler nezdinde, isterse de komünist devrimciler tarafından kazanılmasının önemi stratejiktir. Kadınları kazanmış bir hareketin başarısızlık şansı yoktur. Eninden sonunda hedeflediği dünyaya ulaşacaktır hedeflediği kesim kadınlarını kazananların.
Dünya proleter ve emekçi kadınları başta olmak üzere, tüm sömürülen,ezilen, baskı altında tutulan kadınların ilan edilen 8 Mart günü bir kutlama ve bayram günü değil; tüm dünya kadınları ile insanlığın kurtuluşunun gerçekleştiği gün bir bayram günü, bir kutlama günü olacaktır. Bu güne kadar 8 Mart'ta tüm diğer dünya emekçilerinin ortak değerleri olan günler gibi mücadele, dayanışma ve sosyalizmi örgütleme-ilerletme, örgütlenme ve devrimci atılım günü olmalıdır, olarak görülmelidir ve öyle bakılmalıdır. Tüm dünya insanlığı ve kadınları eşit- özgür-adil- insani- özgür bir dünyada olmadığı sürece; dünya emekçi kadınlarının bu günü “bayram” gibi kabul etmeleri abesle iştigal olacaktır.
Dünya emperyalist kapitalizminin ağır hastalığının sonuçlarının en büyük yansımalarını işinde, evinde, sokakta vs her yerde yaşayan ne büyük topluluk olan dünya emekçi kadınlarının komünizmin kızıl bayrağına ve Devrimci Proletaryanın Yoluna daha çok sarılması gerekmektedir. Düzenin en çok ezdiği, birkaç kez silindirleriyle yok etmeye çalıştığı emekçi-proleter kadınların SINIFSAL -CİNSEL -ULUSAL-DİNSEL -MEZHEPSEL vs her türlü ayrıma, sömürüye, baskıya vs karşı mücadele bayrağını nihai kurtuluşa endekslemeleri gereken, bu yönde mücadelenin bayrağını dalgalandırmaları gereken bir dönemdeyiz.
2009 8 Mart'ı, bu bilinç ve gerçekler ışığında mücadelenin büyütüldüğü, sosyalizmin – komünizmin sınıf ve özelde proleter-emekçi kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların gündeminin maddesi bir gün olarak algılandığı, ayrıca 8 martın basit birer anma, kutlama, bayram vs gibi algılanmasına, algılatılmasına karşı; bir mücadele-dayanışma vs günü olduğu bilincinin yayıldığı, egemen kılındığı bir takvimsel dönüşüm günü değil; yaşamın her gününün dünyayı yaratan emeğin özel ve önemli bir parçası olan dünya Proleter-emekçi kadınları ile tüm kadınlarına ait olduğu bilincinden hareketle mücadelenin büyütülmesi gereğinin altını çizmek gerektiğini hatırlatmak gereklidir.
SINIFSAL-ULUSAL-CİNSEL-DİNSEL-MEZHEPSEL VS BASKI, ZULÜM, AYRIMA KARŞI 8 MARTLARI MÜCADELE BAYRAĞINDA KOMÜNİZMİN KIZIL BAYRAĞINA YÜRÜTMEK İÇİN İLERİ!
8 MARTLAR MÜCADEEL GÜNLERİDİR, “CENNET KADINLARIN AYAKLARI ALTINDADIR” SÖYLEMİNE KANMAYINIZ. BASİT, ÇİĞ, ”KUTLAMA” BUGÜNÜ KULLANMA RİTÜELLERİNE MEYDAN VERMEYİNİZ.
8 MARTLAR, BÜTÜN OLARAK , KADIN CİNSİNİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GERÇEK GÜVENCESİ OLAN SOSYALİZM VE KOMÜNİZME DEK BİR BAYRAM, TATİL, KUTLAMA GÜNÜ DEĞİL; BİRLİK,MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜDÜR.
05.03.2009
Mahmut Halil Can ( Sendiren )
http://ateshirsizi.net
