'Stalinizm' 'Kemalizm' ve 'İzm'ler
Türk Dil Kurumu sözlüğünde 'ideoloji' şu şekilde tanımlanmaktadır: 'Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü.'
Sağolsunlar bazıları dilimize yeni kavramlar icat ederek katkı sunuyorlar. Bunlardan birisi 'Stalinizm' diğeri de 'Kemalizm'dir.
Tarihte düşüncelerini bilimsel tarzda üreterek bir öğreti oluşturulduğu zaman, o öğretiye bir ad verilir. Örneğin Marks ve Engels’in öğretisine 'Marksizm' adı verildi. Öğretinin adı daha sonra da böyle kaldı. Kimse kalkıp Marsizme 'Engelsizm' demedi. Biraz da 'diyemedi' çünkü zaten öğretiye öğretiyi yaratanlardan birisinin adı verilmişti.
Lenin Marksizmi Emperyalizm çağına göre yeniden yorumladı, geliştirdi. Lenin’in öğretisine de yine kendi adı verildi: 'Leninizm' Leninistler kendilerini bazen 'Marksist-Leninist' diye tanımlar oldular.
Mao’da Marksizm-Lenininizmi temel aldığını iddia ederek kendi görüşlerini ortaya koydu. Bu görüşleri savunanlar da kendilerine 'Maoist' tanımlamasında bulunmaktadırlar. Mao’nun düşüncelerinin bir öğreti olup olmadığı konusu bence hala tartışma konusudur.
Tarih bir öğreti yaratmayan birçok önder, devlet adamı tanımıştır. Bu önderlerin, devlet adamlarının birçoğunun kitapları da vardır.
İşte bu noktada soru şudur: Her kitabı olan öndere ya da devlet adamının adının arkasına bir 'izm' ekleyerek, onların yazdıklarının bir öğreti olduğunu iddia edebilir miyiz?
Atatürk’ün kitaplarında yazdıkları yeni bir öğreti değildir. Daha önce var olan öğretilerin kendince yorumlamasıdır. Bu açıdan 'Kemalizm' diye bir şey yoktur.
Stalin’in yazdıkları da yeni bir öğreti değildir. Stalin büyük ölçüde Lenin’in takipçisi ve Leninizmin savunucusudur. Yani ortada 'Stalinizm' diye bir şey yoktur. Stalin’in yeniden yarattığı bir öğreti ya da bir sistem yoktur. Stalin’i savunan örgütler de kendilerine 'Marksist-Leninist' derler, 'Stalinist' değil.
İşin ilginç yanı, bu kavramlar olmadığı halde, bazı insanlar bilmeden, ilgili önderi, devlet adamını savunduğu zaman bu kavramları kabullenmekte ve kullanmaktadırlar. Bunlardan bazılarının o önderlerin yazdıklarının bir 'öğreti' olduğuna inanmaları hariç tabii ki.
Şimdi doğal olarak aklımıza ikinci sorumuz geliyor: Öğretileri olmayan önderlerin ya da devlet adamlarının adlarının sonuna bir 'izm' ekleyerek bu kavramlar neden icat edilir?
İcat edenlerden yanıt beklerken, diğer yandan biz bunu biraz irdeleyelim.
Günlük yaşamımızda birisi ilginç bir fikir ortaya attığı zaman, espri karışık, biraz da o kişiyle dalga geçmek için, o kişinin adının arkasına 'izm'i yapıştırıveririz. 'Ahmetizm yine fikir üretti' diye güleriz.
Politik arenada ise 'izim' yapıştırması daha çok daha başka amaçlarla olmaktadır. Örneğin Mahir Çayan’ın düşüncelerini savunanlara 'Çayancı' denir ama 'Çayanizm' denilmez. Öyle derseniz bir anlamda dalga geçmiş olursunuz. Yine Öcalan çizgisinde yürüyen kişilere 'Apocu' diyebilirsiniz ama 'Apoizm savunucuları' ya da 'Apoistler' diyemezsiniz. (Apo kendisi için öyle düşünse de, durum değişmez.)
Ama Kürt milliyetçileri sık sık 'Kemalizm', 'Kemalist' kavramlarını kullanırlar. Anarşistlerin sık sık 'Stalinizm', 'Stalinist' kavramlarını kullandıkları gibi.
Bu kavramları kullananlar; ya 'izm' ekinin bir öğretiye, bir ideolojiye verildiğini bilmiyorlar, ya bu konuyu irdelemeden, düşünmeden kullanıyorlar ya da özellikle o önderi, devlet adamını karalamak amacıyla kullanıyorlar. Bu üç seçenek ya da bu üç seçeneğin karışımları dışında seçenek yok.
Yukarıda sözünü ettiğim kavramlar ille de kullanılması gerekiyorsa, bunları 'Stalinci', 'Atatürkçü', 'Çayancı', 'İbocu' gibi doğru bir şekilde kullanmalıyız.
Yarın Enver Hoca için de 'Enverizm' ya da 'Hocaizm' gibi bir kavram icat ederlerse hiç şaşırmayalım.
Turgay Usanmaz
19-03-2011