...:: Otobüs Fantezisi ::..
Gerçekte aradığım kadının nasıl bir kadın olması gerektiğini biliyorum. Onunla ilgili hayallerim de var. Mesela Doğu Anadolu'ya giden bir otobüs... Belki bir köy otobüsü... Sıkıldım be kendimden. Valla...
Nasıl büyüdüğümü bile anlayamadım.
Sadece konkav aynalara gerçekleri söyleyebiliyorum, o da genç gösterdiği için...
Ne yapacağımı önceden bilmek bile sıkıntı veriyor bana ama bile bile yapıyorum.
Ne sıkıcı...
Adımımı bile yürüyeceğimi tahmin ettiğim için atıyorum.
Hiçbir sürprizi kalmadı hayatın...
Kendime aldığım bütün hediye paketlerinin içini ben doldurdum.
En sıkıntılı tarafı da, ne düşündüğümü biliyorum, kendime yalan söylüyorum, kendim doğrusunu biliyorum.
Nelere güldüğümü bildiğim için kahkaha atıyorum.
Ama artık yeter, bana beni bilmeyen biri lazım diye düşünüyorum son
zamanlarda.
Bir kadın...
EVET BIR KADIN.
* * * * * *
Karşı cinsten birini aramaya başlayalı, bir 20 sene oldu aslında.
Bu 20 sene içerisinde inişli çıkışlı bir hayatım olduğu için tercihlerim de beğenilerim de zamanla değişti.
Eskiden bir ilişkide param yok diye üzülürken, şimdi param için mi yoksa benim için mi kaygıları arasında yaşıyorum aşklarımı.
Gerçekte aradığım kadının nasıl bir kadın olması gerektiğini biliyorum.
Onunla ilgili hayallerim de var.
Mesela...
Doğu Anadolu'ya giden bir otobüs...
Belki bir köy otobüsü...
Sevgilim ve ben en önde oturuyoruz, 3 -4 numarada.
Otobüste herkes memleketine gidiyor, bizse onların memleketlerine.
Dışarısı buz gibi, tipi var.
Otobüsün içi sıcak.
Sabaha karşı, gün yeni ağarıyor ve şoförün radyosundan cızırtılı bir halk müziği sesi, arada bir de kan anonsları duyuluyor.
Aşkım benim, o uyuyor omzumda, otobüste herkes uyuyor, bir ben uyanığım, bir de şoför.
Sonra otobüs mola veriyor bir yerde.
Yıkık dökük, ama çok şirin bir yol kahvesi.
Onu öperek uyandırıyorum, biraz mızmızlanıyo.
Üstüne bişey almıyor, kabanımla sarıyorum onu.
Birer sıcacık çay paylaştığımız...
Sonra ne oluyor bilmiyorum.
Işte herşey bu kadar.
Pekii niye ben böyle bişey istiyorum?
Aslında ben bunu da biliyorum, ne sıkıcı benim için, ama size anlatacağım
ve ben de sanki ilk defa duyuyormuş gibi heyecanlanmaya çalışacağım.
* * * * * * * *
Niye Anadolu'ya giden bir otobüs...¿
Çünkü Doğu bizde yokluktur, Batı ise varlık.
Benimle Marmaris'e, Italya'ya gelecek kız çok, ama benimle Tunceli'de yaşamak isteyen bir hatun yok ve bana o lazım...
Hayat uzun, yoklukları da paylaşmak lazım...
Niye en önde oturuyoruz...¿
Çünkü otobüste 3 - 4 numaranın önü açıktır ve ben önümü görmek isterim.
Neler olacağını, ne zaman aldatılacağımı, aksilikleri, halledilemeyecek şeyleri bilmem lazım.
Bir ilişkide herşeye hazırlıklı olmak lazım di mi?
Niye herkes doğulu da biz batılıyız...¿
Belki birbirimize muhtaç olma güdüsünden.
Köy filmlerinde de hep hemşireyle öğretmen birbirine aşık olmaz mı?
Tabii bunun tam tersi de şehir için geçerlidir.
Neden o uyuyor da ben uyanığım...¿
Bence bu bir erkeklik sorunu.
Ilişkiye zarar verebilecek sıkıntılar olduğunda onun haberi olmadan ben halledeyim ve sorunsuz, huzur içinde devam edelim diye.
Niye onu uyandırırken mızmızlanıyor...¿
Bayılırım ufak ufak kaprislenen kadınlara.
Zaten bu kaprisin boyutu büyür de mız sesleri artarsa hiç uyandırmamak lazım.
Ve niye o paltosunu almıyor da ben onu kendi kabanımla sarıyorum...¿
Bu da bir tür koruma, hem de hayat boyu.
Gerçekte onlar kaban değil kanat.
Işte böyle...
Bir de bu gidişin dönüşü var ki o kısmını hiç düşünmedim.
Zaten böyle bir yengeniz olursa bu yolun dönüşü olmaz herhalde.
Beyazıt Öztürk
Bu yazının özeti: OTOBÜS KALKIYOR VE BENIM ETEKLER TUTUŞTU...
(Kaynak:Aktüel'de Yayınlanan Köşesinden Alıntıdır)