NEDEN BU İNSAN KİMSEYE BENZEMİYOR? |
“Şu adam kendini ne zannediyor?” “Etine bakmaz, buduna bakmaz her işe burnunu sokar? “Bu yarışı kesin kazanabilirdi, niçin katılmadı ki?” gibi birçok sorularla çevrenizdeki insanları değerlendirdiğiniz ve yargıladığınız olmuştur. Bazen de “Çok çirkin görünüyorum”, “Bu işler bana göre değil, hiç başlamamak daha iyi” gibi kendisi hakkında olumsuz yargılarda bulunan insanlarla da karşılaşıyorsunuzdur! Toplumda bireylerin kendilerine ilişkin yargılarını kalıtımsal olarak getirmediği, bu sonucu doğuran birçok belirleyicinin olduğu da bir gerçektir. Şimdi konuyu biraz irdeleyelim mi?
Çocukta gelişecek ve yetişkinde şekillenen “benlik” yapısının; gensel kalıtım
ve büyük ölçüde de içinde yaşadığı sosyo-kültürel koşulların özelliklerine
bağlıdır. Benlik, kişiliğin dışında olmamasına karşın, kişiliğin içinde özel bir
öneme sahiptir. Yani benlik, kişilikle iç içe olmakla birlikte kişilikten ayrı
bir takım özellikler taşır. Benlik kavramı, kendinizle ilgili bütün düşünceler,
algılamalar, duygular ve değerlendirmelerin tümünün etkileşiminden doğan sonuç
olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle benlik; bireyin kendi kişiliğine
ilişkin kanılarının toplamı, insanın kendisini tanıma ve değerlendirme
biçimidir. Kısaca, kendi kendini nasıl gördüğü ve ifade ettiğidir...
Benlik kavramının anlaşılması ve yapısını oluşturan etmenlerin çözümlenmesi için
öncelikle; “Ben neyim ve hangi özelliklere sahibim?”, “Neleri yapabilir, neleri
yapamam?”, “Benim için neler değerlidir?”, “Hedefim nedir?” gibi soruların
sorulması ve yanıtlarının verilmesi gerekir.
Ben neyim ve hangi özelliklere sahibim, sorusuna birey; ya “Ben akılsızım,
beceriksizim, anti sosyalim, başkalarına bağımlı bir insanım, şanssızım, sınıfın
en başarısız öğrencisi benim, sakatım.” gibi olumsuz ya da “ben akıllıyım,
zekiyim, lider olacak nitelikteyim, yetenekliyim, becerikliyim, sevimliyim,
sakatlığım bana ayrıcalık kazandırıyor.” tarzında olumlu yanıtlar verebilir.
Burada önemli olan, bireyin olmak istediği gibi değil de objektif ve gerçekçi
biçimde kendisini değerlendirmesidir. Doğal olarak bu yargılara anında varmış
değildir. Bu yargılar zaman içinde “etki-tepki” sonucu “neden-sonuç” sürecinde
oluşmuştur...
Neleri yapabilir, neleri yapamam, sorusuna ise birey; “Resim ve matematiğe
yeteneğim var, her yabancı dili rahatlıkla öğrenebilirim, iyi bir ses sanatçısı
olabilirim, çok güzel konuşabilirim, çevremle kolay ilişki kurabilirim, iyi bir
sporcu olamam,” şeklinde yanıt verebileceği gibi bunun aksine, kendisi için
olumsuz yanıtlar da verebilir. Birey, genetik kalıtımından getirdiği
özelliklerini ne kadar gerçekçi değerlendirmiş ise kendisini o kadar tanıyor
demektir.
Benim için neler değerlidir, sorusuna ise birey; “Annem-babam çok kıymetlidir.
Bilgi edinmek çok önemlidir. Başarmak için çalışmak, çalışmak için de sessiz bir
ortam şart. Benim eşyalarım kıymetlidir. Şunlar benim için iyi ve doğru, şunlar
ise kötü ve yanlıştır.” gibi kendince bir takım değerleri öne çıkarır veya hiç
önemsemez. Burada önemli olan, olumlu ya da olumsuz yargılardan oluşan değerler
sistemini tanıması ve kendini belirli bir özellik çerçevesinde değerlendirmesi,
tutum ve davranışları ile bu değerleri sergilemesidir. Bu da benliğin önemli bir
bölümünü oluşturur.
Hedefim nedir, sorusuna birey; geleceğe ilişkin beklentisi ve toplum içinde
almak istediği rol ile gelecekte olmak istediği konuma ilişkin yanıtlar verir.
Örneğin; iyi bir “iş adamı”, “mühendis” veya “öğretmen” olacağım, gibi...
Hedefini belirttiği bu durum onun, benliğinin belirlenmesinde önemli etkisi olan
etmenlerden biridir. Burada çocuğun, özelik ve yeteneklerine uygun hedefler ile
idealler belirleyebilmesi, amaçlarına kolay ulaşmasını sağlar. Benliğin belirli
yönlerini içeren bu soru ve yanıtlarla birey; kendi özellik ve yeteneklerini,
değer yargılarını ve gelecekteki beklentilerinin dinamik örüntüsü olan benliğini
tanımış olur. Beklenti de benliğini oluşturmada önemli rol oynar.
Çocuğun kendisi ile ilgili yargıları, çevresinde olup bitenleri algılamasıyla
başlar. Demek ki benlik, kişinin kendisini algılama biçimidir. Diğer bir deyişle
benlik, bireyin kendine bakışı ile çevresinin ona bakışının örtüştüğü durumdur.
Çocuğun kişiliğinin oluşmasındaki en önemli etken "benlik kavramı"dır. Benlik
kavramının en önemli bölümü ise bebeklikte oluşur. Benlik kavramı, çocuğun
kendisiyle ilgili olarak kafasında çizdiği görüntüdür. Bu görüntü; çocuğun
kendine güvenip güvenmeyeceğini, içe ya da dışa dönük olacağını, atak ya da
çekingen olacağını belirler. Çocuğun benlik kavramı, onunla dünyayı seyrettiği
bir gözlük gibidir...
Çocuklar, benlik kavramına sahip olarak doğmazlar. Ancak belirli özelliklerini
de kalıtım yoluyla getirirler. Çocuk, tüm bildiklerini ve yapabildiklerini
kalıtımla getirdiği özellik ve yetenekler ölçüsünde anne-baba ve içinde
bulunduğu ortamın yaşam biçiminden öğrenir. Öğrenmeye, bebekken, hem de doğar
doğmaz başlarlar. Çocuk bu dönemde, bebek gözüyle dünyaya bakış açısını ve yaşam
felsefesini kurmaktadır. Bu dönemde anne-babanın tutumu ve kişiliği, çocuğa
yaklaşım şekilleri ve aile içi uyum, çocuğun benlik oluşumunu önemli ölçüde
etkiler. Yine, bu dönemde çocuk; ya temel bir güven ve mutluluk ya da
güvensizlik ve mutsuzluk duymaya başlar.
Çocuk büyüyüp olgunlaştıkça ve çevresiyle ilişkileri sonucu sosyalleşmesi
sağlandıkça, çocuğun ben kavramı, yani çevresindeki kişi, grup, cisim ve olgular
karşısında “ben”in yeri ve durumu daha belirgin şekil almaya başlar. Önceden
değinildiği gibi bireyin sosyalleşmesi, doğuştan getirdiği biyolojik olanakları,
zeka düzeyi, sahip olduğu yaşantı zenginliklerinin sınırları içinde şekil
alacağı da bir gerçektir...
Böylece, bireyin çevresi ile olan ilişkilerinde belli durumlara, kişilere ve
olaylara karşı gösterdiği davranımların şekli ve tarzının bireye özgü bir
biçimde sistemleşmesinde, benlik kavramı büyük rol oynar. Benlik yapısı oluşup
güçlendikçe kişi, çevresindeki sorunlarla daha kolay baş edebilmektedir.
Benliğin oluşup güçlenmesi, en az ergenlik dönemi sonuna kadar süren bir çaba
ile sağlanır.
Güçlü bir benlik geliştirebilmek için birey, bebeklik, çocukluk ve ergenlik
dönemlerinin her birinde duyduğu ihtiyaçlarını, doyurucu düzeyde ve dengeli bir
biçimde gidermiş; bu dönemlerin her birine ilişkin sorunlarını başarıyla çözmüş
olmalıdır. Her bireyin çevre olanaklarından yararlanıp gizilgüçlerini
geliştirebildiği oranda, benliğini güçlendireceği söylenebilir.
Ergenlik dönemi, benlik kavramının kesin olarak şekil aldığı dönem olarak kabul
edilmektedir. Kişide kimlik gelişimi, yaşam boyu süren bir gelişim olmakla
beraber, kimlik gelişiminde en önemli çağ, ergenlik dönemidir. Ergenlik
döneminin ve önceki dönemlerin sağlıklı gelişmesi halinde, genç, kendini
keşfetmiş olarak yetişkinlik dönemine geçer. Çocukluğunda yaşadığı sağlıksız
gelişmenin yanı sıra, bu dönemde de sağlıksız gelişme görülürse, genç, kişiliği
oluşmamış biçimde yetişkinliğe adım atmış olur.
Çocuğunuzun özgüvenli bir benlik geliştirmesi için, öncelikle ailenizde
sağlıklı, huzurlu, saygılı ve tutarlı bir ortam oluşturmanız gerekir. Çünkü
çocuğun dünyaya baktığı gözlüğün camı, bu aile ortamdır.
Temel ihtiyaçları karşılanan çocukta güven ve iyimserlik duygularının temeli
atılacak, çocuğunuz potansiyel yeteneklerini mümkün olan en üst düzeyde
geliştirecektir. Ayrıca sizin beklentileriniz çocuğun kendisiyle ilgili
düşüncelerini şekillendirecektir. Çocuğunuzu her yönüyle tanımadan da bunu
yapamazsınız. Çocuğun özellikleri ve yetenekleri gözetilmeden zor hedefler
belirlenmesi ve kullanılan dil, onu yılgınlığa ve bezginliğe sürükler. Onun
belirlediği hedeflere saygı göstermeniz gerekir. Onu sadece belirlenmiş bir
amacı gerçekleştirdikleri için değil, çabaları için de desteklemeniz gerekir.
Yalnız, onu cesaretlendirirken, çok genel ve abartılı övgüler yerine, belirgin
geribildirimler kullanırsanız, kendisini gerçekçi olarak değerlendirme fırsatı
yaratmış olursunuz.
Eğer çocuk eve 4’lerle dolu bir karne getirdiyse ve siz onu, çaba ve
başarılarından dolayı överseniz, o da kendini başardıkları hakkında iyi
hissedecektir. Ancak kendi beklentinizin gerçekleşmediği duygusu içinde “Neden
matematik ve Türkçeden 5 almadın?” şeklinde bir tepki verirseniz, çocuk her iki
durumda notu 4 olduğu halde benlik değeri zarar görecektir. Tepkilerinizin ve
kullandığınız dilin gücüne duyarlı olmalısınız.
Çocuk, kendi gücü ile ilgili olarak ilk izlenim ve edinimlerini elde etmeye
başladığı zaman “çocuğumuz zaten beceriksiz” düşüncesi taşıyan bir aile
ortamında büyürse kendisinin “beceriksiz” olduğuna inanır ve becerikli olmaktan
vazgeçer. Bunun tersi bir şekilde, kendisine sürekli “doğru ve dürüst” olduğu
telkin edilen çocuk da “doğru ve dürüst” olmaya gayret eder. Her şey, ona nasıl
davranacağınıza bağlıdır. Yanlış davranışlarınız, çocuğun kendine duyduğu güveni
yok edebileceği gibi, kendine güven verici sözlerle hitap edilen çocuk da iyi
bir benlik kazanabilir.
Bazı çocuklar, kendileri için, “Ben iyi bir çocuğum. Beni herkes sever. Ben her
şeyi becerebilirim. Yeni şeyler dener ve başarırım.” düşüncesindedirler. Bu
görüşteki çocuklar, okulda ve okul dışında kimseyi tedirgin etmezler, en çok ve
en çabuk bu tip çocuklar öğrenir. Oysa “Ben, iyi bir çocuk değilim. Beni kimse
sevmiyor. Ben hiçbir şey beceremem. Nasıl olsa başaramayacağıma göre hiç
denememek daha iyi.” diyen çocuklar da vardır. Bunlar, hem kendileri için, hem
çevrelerindekiler için çeşitli sorunlara yol açarlar. Öğrenmekte en çok güçlük
çekenler de böyle düşünen çocuklardır.
Çocuğunuzun sağlıklı bir benlik kavramı geliştirebilmesi için onun desteklenmesi
gerekir. Geliştirmek istediğiniz eksik yönlerinin belirlenmesinde
öğretmenleriyle, okul rehberlik servisleriyle işbirliği yaparak
saptayabilirsiniz. Bu konularda yeterince bilgi edinerek isabetli kararlar
verebilirsiniz. Çünkü çocuk gelişimi bir bütündür. Hiçbir yönü diğerinden
bağımsız değildir. Yetersiz olan bir durum diğerlerini de etkiler,
uyumsuzluklara neden olur. Çocuğunuzu yetiştirirken öğretmeni, okul rehberlik
servisi, ilçe, il rehberlik servisleri ve sağlık kuruluşlarından yardım
almaktan, işbirliği yapmaktan kaçınmayınız. Çünkü o kurumların elinde bu ve
benzeri konulara ilişkin Bakanlığın gönderdiği çok çeşitli doküman vardır.
Rahatlıkla onlardan yararlanabilir, karşılaştığınız ya da ilerde
karşılaşabileceğiniz sorunları rahatlıkla çözümleyebilirsiniz...
Tüm sorunlarını çözümlemiş mutlu bir aile olmanız dileğiyle...
İsmail KARAYILAN
|
Tarih: 10.10.2007 Saat: 00:11 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 1

|
|
|