ÇOCUĞUMUN OKUL BAŞARISINI ARTIRABİLİR MİYİM? |
Bütün aileler; çocuklarının okul ihtiyaçlarını borç dert karşılamış ve şimdi de bu borçları nasıl ödeyeceğini düşünürken bir taraftan da “çocuğum acaba başarılı olacak mı” diye kaygılanmakta mıdır? Acaba... Dilerim böyle bir kaygınız yoktur. Şayet borç edinmek zorunda kalmışsanız siz yine de borçlarınızı nasıl ödeyeceğinizi düşünmeye devam edebilirsiniz. Mutlaka bir çözüm yolu bulacaksınızdır. Bizlerin onları ne ödemeye gücümüz yeter, ne de size ek gelir sağlayacak bir yeteneğimiz var. Sizlere ancak; sizleri kaygılandıran “çocuğunuzun okul başarısında sizlerin rolü nedir?” Bu konuda söylenecek birkaç sözümüz olabilir...
Okul başarısı öğrencinin bulunduğu okul, sınıf ve derse göre belirlenmiş
sonuçlara ulaşmada göstermiş olduğu ilerlemelerdir. Yalnız başarı akademik
başarı ile sınırlandırılamayacak kadar geniş bir anlam ifade eder ki bilişsel
olmayan davranışları da içermektedir. (Sizlere ilerde zeka konusunda bilgi
sunmaya çalışacağım.) Başarısızlık ise birçok dersten uzun süreli olarak gelişim
düzeyi ve yeteneklerinin altında başarı göstermesi ve telafi edememe durumunu
göstermesi olarak tanımlanabilir. Çocuğun okul başarı ve başarısızlığında
ailenin rolüne kısaca bakacak olursak:
1. Çocuğun başarılı olmasının omurgasını; birlikteliği temel ilke edinmiş, saygı
ve sevginin hakim olduğu, olumlu ve yaratıcı düşüncenin egemen kılındığı mutlu
bir aile ortamı oluşturmaktadır. Anne-baba geçimsizliği başarısızlığı etkileyen
en önemli faktörlerden biridir. Ayrıca, aileden birinin hasta olması veya ölmesi,
anne babanın ayrılması ya da yeni bir kardeşin doğması başarı üzerinde etkili
olmaktadır.
2. Anne ve babanın eğitim konusundaki duygu ve düşüncelerini, çocuğun kendisine
model aldığı bilinen bir gerçektir. Eğitim süreçlerine değer veren, öğretmenin
çabasına saygı duyan velilerin çocukları olumlu yönde etkilenirken, aksi tutum
içinde olanların çocukları olumsuz yönde etkilemektedir. Başarılı çocukların
anne-babaları; çocuklarının özel bir kişilik yapısına sahip oldukları, kendi
kararlarını kendilerinin vermesi doğrultusunda yönlendirdikleri, başarısız
öğrencilerin ise, çocuklarını kişisel haklarını korumak ve öne çıkmamış
yeteneklerini geliştirmesi şeklinde yönlendirdikleri görülmektedir.
3.Başarılı çocuğun ailesi; öğretmenle iş birliği içinde, çocuğu sınırlamadan,
yerine göre ödül kullanmak ve çocuğun da katılımını sağlanmak suretiyle kontrol
sistemini yürütmektedir. Ama bazı aileler ise, daha çocuk okula dahi başlamadan
“çocuğum başarılı olacak mı?” Kaygısını yoğun olarak yaşadıklarını görmekteyiz.
Bu da çocuğa yansımakta ve çocuğun gerçek performansını ortaya koymasını
engelleyerek başarısız olmasına neden olmaktadır.
4.Ailenin sosyo-ekonomik durumu, okul başarısını dolaylı da olsa etkiler.
Başarılı olan çocuğun annesi; ailenin sosyo-ekonomik durumunu çocuğu ile
paylaşmakta ve onu üzüntüye sevk etmeden sevgi ve şefkatle mevcut durumu
açıklayabilmektedir. Aksi halde aile, sıkıntılarını; baskı içerikli yoğun
eleştiriler şeklinde çocuğa yansıtmakta ki bu durum karşısında çocuk da
başarısız olduğu alanları öne çıkararak güven duygusunu kaybetmektedir. Başarılı
olduğu veya olabileceği alanları ise ikinci plana itmektedir. Halbuki, aileleri
tarafından yüksek düzeyde kabul gören ve desteklenen öğrencilerin,
desteklenmeyen öğrencilere göre daha başarılı oldukları bilinen bir gerçektir.
5.Çocuğun; gelişim ve yetenekleri gözetilmeden gerçekçi olmayan beklentiler
çocukta kaygı ve başarısız olma korkusu yaratır. Ve çocuk “kişilik değerinin”
başarıya bağlı olduğunu düşünerek başarının önündeki en büyük engellerden olan
“kaygı” ve “korku” böylece ailesi tarafından çocuğa kazandırılmış olur. Aile
şunu bilmeli ki; çocuğun kalıtımsal olarak getirmiş olduğu yetenekleri
başarısında büyük oranda etkili olmaktadır. Başka bir deyişle anne-babadan
aldığı genler başarıda belirleyici rol oynamaktadır. Aile böyle bir davranış
yerine, zamanlarını okuma, inceleme alanında yoğunlaştırsalar ve
sorumluluklarının bilinci içinde olumlu bir model olsalar daha iyi olmaz mı?
6.Çocuğun ders çalışmaktan başka sorumluluğu yokmuş gibi, oyun oynamasına,
evdeki iş bölümüne dayalı işlevleri yerine getirmesine, çevrede veya okulda bir
takım aktivitelere katılmasına izin verilmemesi onda kaygının daha da artmasına
neden olur. Sizler onu bu aktivitelere teşvik eder, yeri ve zamanında ödül
etkenini de devreye sokarsanız başarıyı attırmış olursunuz.
7.Ailenin eğitim hataları, eğitim düzeyi, tutumlarındaki kararsızlık, anne ve
babanın eğitim anlayışındaki farklılık, başarıyı engelleyen en önemli
etmenlerden biridir. Sonradan kazanılan bu bilgileri; çevrenizdeki yetkin
kişilerden, öğretmen ve okul rehberlik uzmanlarından rahatlıkla öğrenebilirsiniz.
8.Başarısızlık, okul dışında bir işte çalışmak zorunda olan çocuklarda daha çok
görülmektedir. Bu çocuklar; ders çalışmaya yeteri kadar zaman ayıramamakta,
yeteri kadar dinlenememekte, maddi sıkıntılar nedeniyle duygusal, zihinsel ve
bedensel gelişimlerini istenen düzeyde geliştirememektedirler. Bu durumdaki
çocuklar için aile ve özellikle öğretmenin çocuğu destekleyici ve yüreklendirici
önlemler alması gerekir...
9.Başarısız çocuklar, babalarının kendilerine yeterince zaman ayırmadığı ve
kendisiyle beklentisi doğrultusunda ilgilenilmediğini ifade etmektedirler. Bu da
çocukta dikkatsizlik, dalgınlık, arkadaş ilişkilerinde zayıflık, yalan söyleme
ve tırnak yeme gibi olumsuz davranışların oluşmasına neden olmaktadır. Çocuk
için yalnız annenin veya babanın ilgilenmesi yeterli değildir. Aile bir bütündür,
anne ve baba biri birini tamamlayan en önemli öğelerdir.
10.Bazı anne-babalar bebekliğinde itibaren çocuklarında zeka pırıltısı ararlar.
Ve bulurlar da... Bir düşünce onlar için yeterlidir. Çocuğunu böyle gören bir
aileye okul ve öğretmen tarafından yapılan uyarılar o ailenin tepki göstermesine
neden olur. Bu inanç içinde olan anne-baba çocuğa da; “böyle giderse sefalet
içinde yaşayacaksın” gibi baskıcı ve aşağılayıcı uyarıları yapmaktan kendilerini
alamazlar. Bu olumsuz tutum çocuğu karamsarlığa iter ve başarısızlık arkasından
gelir.
11.Evde çocuğun kendine ait bir çalışma ortamının olmaması da başarıyı olumsuz
yönde etkilemektedir. Durumunuza göre ayrı bir oda, şayet olanaksızsa bir masayı
ona ayırmanız yararlı olur.
Burada değinmeye çalıştığımız hususlar, siz anne-babaları kesinlikle
karamsarlığa itmesin. Başarısızlığın tek nedeni sizler değilsiniz. Tümüyle
kendinizi sorumlu hissederseniz, başarısızlık karşısında hatalı hareket
edersiniz. Başarısızlığın nedenleri arasında; okul yaşamı ve fiziki yapısı,
sistemin katılığı, bilgilerin veriş yöntemleri, öğretmenin davranışı, basın
yayındaki bazı olumsuzluklar, gelir dağılımındaki çarpıklık, işsizlik, toplumsal
yaşam ve ilişkilerdeki olumsuzlular gibi birçok etken vardır. Sizler yukarda
belirttiğim ve aşağıda ifade ettiğim hususlara dikkat ederseniz yararlı olur
kanısındayım
Eğer bir çocuk:
Sürekli eleştirilmişse; kınama ve ayıplamayı öğrenir. Kin ortamında büyümüşse;
kavga etmeyi öğrenir. Alay edilip, aşağılanmışsa; sıkılıp utanmayı öğrenir.
Devamlı utandırılarak terbiye edilmişse; kendini suçlamayı öğrenir. Hoşgörü ile
yetiştirilmişse; sabırlı olmayı öğrenir. Desteklenip, yüreklendirilmişse;
kendine güven duymayı öğrenir. Övülmüş ve beğenilmişse; takdir etmeyi öğrenir.
Haklarına saygı duyularak büyütülmüşse; adil olmayı öğrenir. Güven ortamı içinde
yetişmişse; kararlı ve aidiyet duygusu öğrenir. Kabul ve onay görmüşse; kendini
ve insanları sevmeyi öğrenir. Aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse; bu
dünyada mutlu olmayı öğrenir...
Başarı dolu yılar geçirmeniz dileğiyle.
İsmail KARAYILAN
|
Tarih: 01.09.2007 Saat: 00:30 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 3.14 Toplam Oy: 7

|
|
|