Dil, insanlarýn birbirlerine bilgi, düþünce ve eðilimlerini aktarabilmelerinin yanýnda, fikirlerini düzenleyebilme ve düþüncelerini ifade edebilme olanaðý verir. Çocuk kendi yaþantýsý yoluyla öðrendiklerinin çok daha fazlasýný sözcükler yoluyla öðrenir. Dil ayný zamanda bellek, muhakeme, problem çözme ve planlama gibi biliþsel süreçleri de içermektedir. Konuþmayý öðrenmek uzun ve karmaþýk bir olgudur. Bebeðin dili öðrenmesi doðumla baþlar, fakat 8 aylýk oluncaya kadar sözcüklere gerçek bir “anlam” verebilmesi olanaklý deðildir...
Dil geliþimi, biliþsel ve bedensel geliþime paralel olarak yürür. Bu konuda
bebeðin doðumdan itibaren “çevreyi taklit ederek, doðru kelime ve cümleler
söylediðinde ödüllendirilerek” dili öðrendiðini ileri süren görüþün yanýnda,
“çocuðun, dil öðrenmek için özel bir mekanizmaya sahip olduðunu, yürümeyi nasýl
öðreniyorsa dili de öyle öðrenir” öngörüsünü ileri sürenler de vardýr. Biz
burada; herhangi bir görüþü savunmak ya da yargýlamak amacý ile konuyu ele alma
düþüncesinin dýþýnda, konuyu genel anlamda ele almak suretiyle “dil geliþimi”
üzerinde durmaya çalýþacaðýz. Zira insan; doðuþtan dil ve konuþma yeteneðiyle
doðar ve öncelikle de çevresindeki sesleri dinleyerek, bunlarýn benzerini
çýkarmaya ve anlamýný çözümlemeye çalýþarak kendini geliþtirir. Daha sonraki
aþamalarda ise; öðrendiði bu sözcükleri kullanarak cümleler kurar, tabii
kendisini anlatmak ve çevresini anlamak için...
Bebeklerin; dili anlamaya ve üretmeye baþlamadan çok önce, dil için genetik
yönden hazýr olduklarý kabul edilir. Konuþmanýn olabilmesi için; ses organlarý
ile dil, damak, dudak ve diþ bileþenlerinin saðlýklý ve uyum içinde olmasý
gerekir. Görme ve iþitme organlarýndaki geliþim bozukluklarý ise, dil geliþimini
olumsuz yönden etkilemektedir. Nörolojik geliþim ve uzun süreli hastalýklarýn da
dil geliþimini olumsuz yönden etkilediði yadsýnamaz bir gerçektir. Sosyal çevre
ile aile iliþkilerinin dil geliþimi üzerindeki etkisini zaten söylemeye dahi
gerek görmüyorum...
Bu konuda kýsada olsa bir öngörü sahibi olabilmek için dil geliþimini dönemlere
ayýrarak ele almanýn yararlý olacaðýný düþünmekteyim. Bu çerçevede konuyu dar
kapsamda irdelediðimizde;
Ýlk 3 ay içindeki bebekler:
Genellikle yeni doðan bebekler; konuþmanýz anýnda yüzünüze gülümseyerek
bakmak ve mýrýldanmak suretiyle ellerini sallamak ve tekme atmak þeklinde
tepkilerini belli ederler. 3 günlük bebekken dahi, annesinin sesini diðer
bayanlarýn seslerinden ayýrt edebilirler. Ýlk 3 ay içinde aðlamayla iletiþime
baþlayan bebek, çevresine karþý “agulama” þeklinde sesler çýkararak tepkisini
belli eder. Tanýdýk kiþi ve eþyalarý görünce de ellerini sallar ve gözleriyle
takip eder. Kendi kendine gülümser, müzik ve konuþmaya karþý kayýtsýz kalmaz.
Yalnýz olarak oynarken de “p,b,m,n” gibi sesleri çýkarmaya çalýþýr. Yalnýz
bunlar bilinçli olarak çýkarýlan sesler deðildir. Bebekler ses tonuna karþý
duyarlýdýr ve algýlamalar doðuþtan itibaren baþlar. Yani çýkardýðý sesler duyum
þeklinde geliþmektedir ve bunlardan anlam çýkarmasý da olanaklý deðildir.
Çevresel etkilerden ve iþitsel algýlardan baðýmsýz olarak meydana gelir. 3 aylýk
bebek seslere ve size hiç tepki vermiyorsa bir uzmana baþvurmanýzda yarar vardýr...
3-6 ay arasýndaki bebekler:
Bebek, 3-6 ay arasýnda çevresinde konuþan kiþileri arar duruma gelir. Dil
kullanmayý öðrenmek dereceli bir süreç olduðu için, çevresindeki konuþmalar onu
mutlu edecek ve duyduklarýný pratik yaparak öðrenecektir. Zaten konuþmalarý
duyunca mutlu olduðu içindir ki aðlarken çevresinde konuþma duyunca rahatlar ve
susar... Rahatlayan bebek “agulama” þeklinde iletiþim kurmaya devam eder, yüksek
sesle güler, kendine göre aðlama dýþýnda heceler kullanýr. Ancak, genç annelerin
beslenme sýrasýnda bebekleriyle daha az konuþtuklarý ve oyun sýrasýnda da daha
az sabýr gösterdikleri bazý eðitimciler tarafýndan ifade edilmekte ise de bunun
annenin kiþilik özelliklerine baðlý olduðunu rahatlýkla söyleyebiliriz. Demek ki
çocuðunuzla sürekli konuþmalýsýnýz... Çocuðunuzla konuþurken ondan size yönelme
veya agulama gibi bir tepki alamýyorsanýz bunun nedenini araþtýrmanýzda yarar
vardýr...
6-12 ay arasýndaki bebekler:
6-12 ay arasýndaki bebekler ise; annenin sesini taklit etmeye, “cee ” oyunu
oynamaya, bazý eþyalarý çarparak veya sallayarak sesler çýkartmaya, “ma-ma”
“de-de” “ba-ba” gibi sesleri rahatlýkla söylemeye baþlarlar. Oyuncak ve kiþiler
ile anlamsýz dahi olsa konuþmaya, köþesiz, yumuþak ve boyasýz civciv, ayýcýk
gibi oyuncaklarla oynamaya baþlarlar. (oyuncaðý niteliði çok önemli...) Bu
dönemin sonlarýna doðru sesleri ayýrt edebilir ve hece aþamasýna gelmiþ olurlar.
Dönemin sonlarýna doðru sözcükleri taklit etmeye, “hayýr” ifadesine tepki
vermeye, “anne” “baba” gibi sözcükleri söylemeye baþlamýþtýr. Annesinin sesine
de yanýt verir gibi yapar. Zaten, konuþulanlara tepkisiz kalýyor ve isteklerini
elde etmek için ses çýkarmýyorsa bir uzmana danýþýlmasý gerekir. Çocuðunuza
yardým etmeniz için beslenme, altýný deðiþtirme ve banyo saatlerini onunla
konuþma saatlerine dönüþtürmelisiniz. Her durumda sürekli konuþun ve günlük
aktivitelerde süreli ayný ifadeleri kullanýn. “Yemek vakti” gibi... Nesneleri
göstererek tabii bir sesle isimlerini söyleyin. Ayrýca, resimlerdeki nesnelerin
isimlerini de söylemenizde yarar vardýr. Doðuþtan dil ve konuþma yeteneði ile
dünyaya gelen çocuk sürekli sizleri taklit ederek sözcük hazinesini
zenginleþtirmeye böylece sosyalleþmeye çalýþýr. Onu daima cesaretlendirmeye
çalýþmanýz dil geliþimini güçlendirir...
12-24 arasýndaki çocuklar:
Tüm kültürlerdeki çocuklar ortalama olarak 12 aydan 24. aya kadar belirli
bir dönem içinde ilk sözcüklerini ifade ederler. Ýlk zamanlarda bebeðin
söylediklerini ailesinden baþkasý anlayamaz. Ancak, hýzla yeni kelimeleri
öðrenmeye devam eder, her gün gördüðü cisimleri adlandýrmaya ve onlarý rahat
tanýmaya baþlar. Çevresiyle iliþki kurarken anlamlý kelimeleri çoðunlukla
kullanýr ve ailenin öðrettiði sözcükleri kendi kendine tekrarlar. 18. aya doðru
iki komutu üst üste anlayýp yerine getirir, (bardaðý al, mutfaða götür gibi... )
Ýki sözcüklük tümceler yapmaya baþlar, tanýdýklarýnýn ismini bilir, isteklerini
rahatlýkla ifade edebilir. Ýkiden fazla komutu anlar ve yerine getirirler. Basit
üst üste konulan logolarla oynamaya baþlar...
Anne-baba ve çevresindeki kiþiler çocukla iletiþimlerinde; basit ve kýsa
tümceler kurarak yavaþ, anlaþýlýr ve açýk konuþmaya çalýþýrsa, elma ya da muz
ister misin? Gibi tercihli sorular yöneltirse, gerçek nesneleri tanýtmak için
çaba sarf ederse, grup oyunlarý oynatýr ve geçmiþten, bu günden ve gelecekten
bahsederse dil geliþimine büyük oranda katký saðlamýþ olurlar. Þayet bu dönemin
sonuna doðru; iþaretle anlaþmaya çalýþýyor, basit direktifleri yerine getirmiyor,
iki sözcüðü birlikte kullanamýyor ve çocuðunuzun konuþmasýndan hiçbir þey
anlamýyorsanýz uzmana baþvurmanýz gerekir...
2-3 yaþ arasýndaki çocuklar:
2-3 yaþ arasýnda; tanýdýðý yetiþkinlerle rahatlýkla sohbet eder, reddetme
ifadesi kullanýr, tümce yapýsý da eriþkin tümce yapýsýna benzemeye baþlar.
Vücudunun parçalarýný rahatlýkla tanýr ve baþarabileceði bütün komutlarý yerine
getirebilirler. Sözcük hazinesi hýzla artar. Artýk, 2-2,5 yaþý aralýðýndaki
çocuðun sözcük daðarcýðý da ortalama 200-400 civarýna ulaþmýþtýr. Tabii olarak
diðer bedensel, duygusal, sosyal geliþim süreçlerinde olduðu gibi dil geliþimini
de etkileyen birçok nedenler vardýr. Çocuðun bu döneminde kullandýðý sözcüklerde,
adeta büyük bir patlama meydana gelmiþ, sürekli “neden?” tipinde sorular
yöneltmeye baþlamýþtýr. Artýk, iki aþamalý direktifleri takip eder ve 4-5
sözcüklü tümceler kurabilir duruma gelmiþtir... Bu dönemde çocuðunuza “edat”larý
öðretebileceðiniz oyunlar oynayarak, iþaretle anlatmak istediklerini konuþarak
anlatmasýn saðlayarak, 10’a kadar sayýlarý öðreterek, kaðýda boyama ve resimler
yaptýrarak, diðer çocuklarla iletiþim kurdurarak, kitapçýklardaki hikayeleri
anlatýp, sorular sorup cevaplarýný almak suretiyle yardýmcý olabilirsiniz...
Þayet çocuðunuz sizlere soru yöneltmiyorsa, basit sorularýnýza “evet” veya
“hayýr” yanýtlarýný vermiyor, sizi dinlemek ve anlamakta zorlanýyorsa mutlaka
bir uzmana baþvurmanýzda büyük yarar vardýr...
3-4 yaþ arasýndaki çocuklar:
3-4 yaþ arasý konuþma ve tümce kurmasý eriþkine iyice benzemeye baþlar.
Kendine ait yaþýný, soyadýný ve bazý özelliklerini bilir. (Bilerek yaþýný daha
fazla söyleyebilir.) Sözcük hazinesi iyice artmýþtýr ve sözcük daðarcýðý 1000’ne
ulaþmýþtýr. Onu artýk ezberlediði þarký sözlerini rahatlýkla söylerken, aile ve
arkadaþ gruplarýnda konuþmalara katýlýrken, hikaye ve masal anlatýrken, sayý
sayarken görebilirsiniz. Genellikle 3 yaþýndan itibaren çocuklar düzgün
konuþabilir, her zaman doðru fiil kalýplarýný kullanmasa da cümleler kurarak
anladýðýný ve anlatmak istediðini ifade edebilirler. Dönemin sonunda da artýk
düzgün tümceler kurarak konuþmaya baþlamýþtýr. Ayrýca, sýfatlarý rahat kullanýr,
zamaný algýlar.(bugün, yarýn gibi...) çizgi film kahramanlarýna ilgi duymaya
baþlar ve onlarý taklit etmeye yönelir. Bu nedenle ona filim seçerken olumlu
davranýþlar kazandýracak ve sözcük hazinesini zenginleþtirecek filimleri tercih
etmelisiniz...
5-6 yaþýndaki çocuklar:
Çocuk, 5 yaþýna doðru daha uzun öyküler anlatabilir ve ailesinin de içinde
bulunduðu öyküler kurgulayabilir. 5 sözcükten fazla sözcük içeren tümceler
oluþturabilir. (Yarýn anaokuluma gideceðim, resim yapacaðým gibi...) Bu yaþlarda
seramik çalýþmalarý, killerden objeler yapabildiði gibi arkadaþlarý ile bir
bütünün çeþitli parçalarýný ayrý ayrý yaparak birleþtirip oynayabilirler. Bu
oyunlarýn, onun dil ve sosyal geliþimine büyük oranda katkýda bulunduðu
hepimizin bildiði bir gerçektir. Dil geliþimi de diðer geliþimler gibi düzenli
bir sýra izler. Çocuk 6 yaþýna geldiðinde artýk, dinlediði öyküyü anlayabilecek
yeteneðe kavuþmuþ ve karmaþýk sözcükleri ayýrt edebilir duruma gelmiþtir...
Çocuðunuz ile bu döneminde; büyük-küçük, sert-yumuþak, siyah-beyaz gibi
zýtlýklar içeren oyunlar oynamalýsýnýz... Olaylara iliþkin duygu ve
düþüncelerini ifade edecek fýrsatlar yaratmalý ve paylaþýmda bulunmalýsýnýz...
Ancak, sözcüklerinin telaffuzunu taklit yoluyla öðrendiði için onun yanýnda
konuþmalarýnýza aþýrý dikkat etmelisiniz. Hikaye ve tekerlemeler yaratabilir ve
sözcük bulma oyunu oynayabilirsiniz...
Çocuðunuz 6 yaþýna geldiði halde; isteklerini anlaþýlýr bir ifade ile
söylemiyorsa, konuþmasý sýrasýnda iletiþimini aksatacak þekilde takýlma,
duraksama ve ses, hece, ya da sözcük tekrarý varsa, tümce kurmakta ve emirleri
anlamakta güçlük çekiyorsa, öðrendiði sözcükleri uygun baðlamda kullanmýyorsa
bir uzmana baþvurmanýzda yarar vardýr...
Elbette; yukarda da belirttiðimiz gibi saðlýk(iþitme, görme, havale ve epilepsi
gibi...), zeka, sosyal ve ekonomik koþullar, cinsiyet, aile iliþkileri, yerel
kültürel yapý gibi durumlar dil geliþimini etkileyen faktörlerdir...
Genel anlamda yukarda açýklanan bazý hususlarý anýmsarsak; Çocuðun doðumdan 6
yaþýna kadar anne-baba ve çevresindeki yetiþkinlerin rehberlik ve yardýmýna
gereksinimi vardýr. (Bu ifade çocuðun bundan sonraki dönemlerinde rehberlik ve
yardýmýnýza gereksinimi yoktur anlamýnda algýlanmamalýdýr.) Hatalý bir tutum
sergilememeniz için þu hususu da belirtmeden geçmeyelim. Çocuðun en erken ve
kolay ifade edebildiði sessiz sesler “t,p,b,m,n”, sesli sesler ise “i,a,e,u” dur.
Telaffuzu zor sessiz seslerin baþýnda “z,v,d,s,g” sayýlabilir. Ýlk kullanýlan
sözcükler ise isimlerdir. Daha sonra “tut, al, ver...” gibi basit fiiller
öðrenilir. Sözcük daðarcýðýnýn geniþliði çocuðun sosyal ve duygusal geliþimi
açýsýndan çok önemlidir. Toplumda etkinliði ve uyumu da buna baðlýdýr. Sevgi ve
þefkat eksikliði ile konuþmasýna yeterince fýrsat verilmemesi konuþmayý
geciktirir. Çocuðun konuþabilmesi için yeterince fýrsat verilmeli, istekleri
olanaklar ölçüsünde yerine getirilmeli, hareketleri kýsýtlanmadan rahatça
hareket edeceði alan yaratýlmalý, durup dururken yararlý olduðuna inandýðýnýz
bir þeyleri öðretmek yerine doðal hareket içinde ona yardým edilmeye
çalýþýlmalýdýr...
Sonuç olarak; birçok kaynakta da belirttiði gibi çocuðun konuþma ve iletiþim
yönünden geliþimini hýzlandýrmak için;
*Çocuða sevgi ve huzur dolu bir ortam hazýrlamanýz,
*Çocuk ile ilgilenmeniz ve sevildiðini hissettirmeniz,
*Çocuðun fiziksel ihtiyaçlarýný eksiksiz karþýlamanýz, (Olanaklarýnýz ölçüsünde.)
*Çocuðunuz ile her fýrsatta konuþmanýz,
*Çoðunuz ile yaþýna uygun oyun oynamanýz,
*Çocuðunuza zaman ayýrmanýz ve onunla daha çok zaman geçirmeniz,
*Yaþýtlarý ile oyun oynamasýný saðlamanýz ve çevresini geniþletmesine yardýmcý
olmanýz,
*Çocuðunuza masal ve hikayeler anlatmanýz ve onun konuþmasý için zeminler
hazýrlayarak ses ve mesajlarýna cevap vermeniz,
*Eline aldýðý nesnelerin özelikleri hakkýnda bilgi vermeniz ve görüþünü almanýz,
*TV karþýsýnda uzun süre kalmasýna engel olmanýz,
*Onun düþüncelerine deðer vererek, özgüvenini artýrmak için onay mekanizmanýzý
daima aktif durumda tutmanýz,
*Onun, sosyal ortamlara katýlmasýný saðlamanýz ve konuþmaya teþvik etmeniz,
*Resimler, resimli hikayeler ile benzerleri üzerinde yorumlar üreterek onun
konuþmasýný saðlamanýz,
*Onun, kusurlarýný pekiþtirmeden düzeltebilmesi için ortamlar hazýrlamanýzý
anne-babalara önerebilirim...
Sonuç olarak tüm bebekler; öncelikle, dildeki kullanýlan sesleri öðrenmekle dili
öðrenmeye baþlarlar. Böylece o sevimli yavrular; seslerden hecelere, hecelerden
sözcüklere, sözcüklerden tümcelere ulaþarak dilin tam olarak anlaþýlmasý
doðrultusunda deðiþmez bir süreç izlerlerken, olarýn; geliþim hýzý, nicelik ve
niteliði ise yukarda bahsettiðimiz tüm bu etmenlerden etkilenmektedirler...
Çocuk yetiþtirme konusunda donanýmlý ve saðlýklý bir aile olmanýz dileðiyle...
Ýsmail KARAYILAN
|
Tarih: 05.08.2007 Saat: 02:15 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 3.62 Toplam Oy: 8
|
|
|