Şirince Ana Sayfa - Şirince Haber - Şirince Şiir - İletişim

Açılış sayfanız yapın Sık kullanılanlara Ekle Bize Yazın Sitede Aratınız Sirince_TV İçimizi Acıtan 19 Gerçek! http://arsiv.sirince.net/images/on/10.png  Dayanışma için yıldıza tıklayınız. Devrimci Siteler i ziyaret et
Bulunduğunuz Site 
Home Ana Sayfa Downloads Dosya İndir Downloads Forum Forums Radyo - Sohbet Sohbet Your Account Hesabım
Ana Menü
 Şirince Menü
 Tanışalım
 Şirince'den
 Oda TV'den 
 Şirince Damar
 Seçmeler
 Şirince Arşivi
 Devrimci Basın
 Bağlantılar
 Konuk Defteri
 Şirince'ye Yaz
 Hosting  
 Şirince Hosting
 Şiir
 Şiirler Anasayfa
 Şiir Ekle
 Bütün Şiirler
 Şair Listesi
 Şair Ekle
 Açıklamalar
 Yazarlar
 Alev Kutluözen
 Ali Solmaz
 Arzu Kır
 Ayhan Tırıç
 Bülent Tekin
 Esen Yel
 İlhan Büyükcebeci
 İsmail Karayılan
 Mahmut Halil Can
 Mürüvvet Yılmaz
 Necmi Otçu
 Nurettin Kurtuluş
 Onur Çağlar
 Sibel Özbudun
 Tamer Uysal
 Temel Demirer
 Turgay Delibalta
 Turgay Usanmaz
 Yavuz Kalkan
 Okuyalım  
 Aşk / Sevgi
 Devrim Tarihi
 Eleştiriler
 Genel Kültür
 Efsaneler
 Sağlık
 Gülelim
 Kadın
 Haberler
 Kitap Tanıtımı
 Şirince'den
 Aşuremiz
 Ansiklopedi
 Eğlence
 Resim, Fotoğraf, E-Kart
 Ayrıntılı E-Kart Sitemiz
 Oyunlar
 Üyeler
 Hesabım
 Mesajlarım
 Üye Listesi
 Şirince Grup
 Paylaşalım
 Tavsiye Et
 MİNİ SOHBET
 İstatistikler
 En iyi 10
 Anketler
 Genel İst.

Siteye toplam hit
Şu ana kadar
20637515
sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: Mart 2001

Müzik Dinle



Bağlantılar
Toplam Site: 196
Toplam Kategori:7
Toplam Ziyaret:133153

 İsmail Beşikçi..
 www.AhmetKayaFan.n..
 Kızıl Can Yıldız..
 Sol Yayınlar Onlin..
 Turkish Language L..
 Oyunlarla İngilizc..
 Türkçe Dersleri..
 Serkan Engin'e ait..
 Gnoxis..
 Toplum Düşmanı..
 TSİP..
 Evrim Teorisi..
 olhayat..
 Paylaşım Radyo..
 Ortak Paylaşım..

 usanmazlar.....
 'Yasak Site'..
 Kızıl Bayrak..
 Turan Dursun Sites..
 --Ozan Rap--..
 ÖzgürOkul.Org..
 yeni özgür haber..
 Yürüyüş..
 Milliyet..
 Eski Şirince..
 Fanatik..
 Halkın Sesi TV..
 Alevi Forumu..
 Anarsi.org..
 Evrensel..

2 Temmuz 1993 - 6Temmuz 2023
Yazar: Arzu Kırarzukir gönderdi: "2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı’nın 30.yılıydı birkaç gün önce…
“Laiklik gidecek şeriat gelecek”
“Laik düzen yıkılacak”
“Şeriatçı devlet kurulsun”
“Zafer İslamın”
“Müslüman Türkiye”
“Cumhuriyet gidecek şeriat gelecek”
“Muhammet’in ordusu kafirlerin korkusu”
“Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak”
“Hizbullah geliyor”
“Kahrolsun laiklik”
“Şeriat gelecek yüzler gülecek”
“Şeytan Aziz Vali İstifa Sivas Aziz’e mezar olacak”
“Ülkücüler ölmez vatan bölünmez”
“Ölmeye geldik Aziz’i gömmeye geldik”
“Allhuekber” sesleri, 2 Temmuz 1993’den beri daha örgütlü, daha güçlü…

Bugün günlerden 6 Temmuz 2023… 6,7,8,9 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek olan, geleneksel Balıkesir Aroma Festivali’nin ilk günü. Sosyal Medyaya ve gazetelere bir bildiri düştü:


2 Temmuz 1993- 6 Temmuz 2023
“YANGIN DEVAM EDİYOR”
“Festivallerin İptal Edilmesini Talep Ediyoruz”


“FESTİVALLERDE YAPILAN YANLIŞLARA DUR DİYELİM

İlimiz başta olmak üzere diğer bölgelerde de çeşitli festivaller planlanıyor ve ilan ediliyor.

Son derece üzülerek görüyoruz ki bu festivaller çoğu zaman amacı dışına çıkarak gençlerimizi gayri ahlaki haram ilişkilere, sarhoş edici içki ve madde kullanımına, isyan ve başkaldırıya yönlendirmektedir. Halbuki dünyaya ışık tutacak olan bu gençliğin madde bağımlısı haline getirilip köreltilmesi Türkiye Yüzyılına zarar vermektedir.

Ülkemizin deprem sonrası acının hala taze olduğu, ekonomik, zorluklarla mücadele ettiği bu zorlu günlerde, bu gibi faaliyetlere son verilmelidir.

Gençlerimizin helal yoldan kontrollü bir şekilde kültürel faaliyet ve eğlence etkinliklerinde bulunmaları yerine böyle başıboş ve sınır tanımaz kutlama şekillerinin teşvik edilmesini doğru bulmuyoruz.

Bu gibi festivallerin iptal edilmesini talep ediyoruz.

Yapılan her türlü etkinlikte de kız-erkek bölümünün ayrılması, alkollü içki ve madde kullanımının önüne olabildiğince geçilmesi ve denetlenmesi, gençlerin ahlakını bozucu davranışların engellenmesi şeklindeki adımların bir an evvel atılmasını talep ediyoruz.

Balıkesir Sivil Toplum Platformu (MÜSİAD Balıkesir, İHH, Türkiye Gençlik Vakfı, selamet, Mercan Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, SANCAK, önDer, AGD, Alperen, cihannüma vd.)”

7 Temmuz 2023, Cuma… İptal edilmesi istenen Balıkesir Aroma Festivali’nin 2.günü…

2 Temmuz 1993, Cuma… Sivas’ta halen yapılmakta olan, geleneksel Pir Sultan Abdal Etkinlikleri’nin 2.günüydü, Madımak Oteli içindekilerle birlikte ateşe verildiğinde. 30 Haziran 1993 günü, iki gün önce, “Müslümanlar” imzasıyla bir bildiri yayınlanmıştı:

“MÜSLÜMAN KAMUOYUNA
Bismillahirrahmanirrahim
‘Peygamber, mü’minlere kendi canlarından ileridir. Onun hanımları da müminlerin analarıdır.’ (AHZB:6)

Mü’minlere öz canlarından daha ileri olan Allah Resulü (SAV)’ne ve O’nun temiz zevcelerine, Allah’ın beytine (Kabe’ye) ve Kitab-ı Kur-an’a alçakça küfredilmekte ve mü’minlerin izzet ve namusuna saldırılmaktadır.

Dünyanın bazı bölgelerinde şeytan ve onun yandaşları olan emperyalist kafirler dünümüze mukaddes değerlerimize, dil uzatmaktadırlar. Bunun başını ise satılmış, mürted SALMAN RÜŞDİ köpeği çekmektedir.

Bu iğrenç oyunların bir uzantısı olarak ülkemizde de; AYDINLIK GAZETESİ denilen bir paçavrada, mel’un Rüşdi’nin figüranlığına soyunan, dünya emperyalizminin gönüllü uşağı AZİZ NESİN, aynı şekilde, Kur’an’ın korunmuşluğuna dil uzatmış, Hz.Pegamber(SAV)’in aile hayatını (haşa) genelev ortamına benzetmiş ve ümmetin anaları olan hanımlarına (haşa) fahişe deme cür’etinde bulunmuştur. Bu olay, dünyanın değişik yerlerinde kafir devletler tarafından dahi kabul görmezken, basımına müsaade edilmezken, ne yazık ki, laik ve ikiyüzlü TC.Devleti tarafından yayınlanmasına izin verilmiş, ayrıca, bunu kabullenmeyip protesto eden izzetli Müslümanlar devletin polis ve jandarması tarafından joplanmış, kurşunlanmış, bir kısmı da hapishanelere atılmıştır.

Salman Rüşdi köpeği müslümanların çok az olduğu kafir bir ülkede korkudan sokağa çıkmaya bile cesaret edemezken, onun yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber bir ekiple birlikte şehrimiz valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir.

Kafirler şunu iyi bilmeli ki:
İslamın peygamberini ve Kitabın izzetini korumak için bu uğurda verilecek canlarımız vardır.
Gün; müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür.
Gün; Allah(CC)’ın vahyi Kur’an-ı Kerim’e, Allah’ın meleklerine, Allah’ın Resulü Hz.Muhammed(SAV)’e, O’nun ailesine ve ashabına yöneltilen çirkin küfürlerin hesabının sorulma günüdür.

‘İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kafirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın, çünkü şeytanın hilesi zayıftır.’ (NİSA:76)

Galip gelecek olanlar şüphesiz ki Allah tarafında olanlardır.
Müslümanlar”

2 Temmuz 1993’de Cuma namazının ardından binlerce kişi Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak için başka şehirlerden gelenlerin kaldığı Madımak otelini kuşattı. “Öğlen namazını müteakip camiden çıkan takriben 500-600 kişilik grup otelin önünde toplandılar ve ismimi telaffuz ederek sözlü saldırılarda bulunuyorlardı. Bu sözlü saldırı takriben 13.30’da başladı. Topluluk, ‘Şeriat isteriz, Mülüman Türkiye, Allahuekber, Sivas Aziz Nesin’e Mezar Olacak” şeklinde sloganlar atıyorlardı… Genel mahalli zabıta da ve askerler otelin önünde toplanmış olan bu halk kitlesine mani olacak herhangi bir harekette bulunmuyorlardı… bu durum saat 13.30’da başladı, saat 20..’ye kadar devam etti… Bizzat ben Vali’yi telefonla bularak durumu bütün açıklığıyla izah ettim ve tedbir almalarını söyledim. Bana cevaben Vali bey, ‘Çok mahcubum, merak etme gereği yapılacaktır’ diye cevap verdi. Akabinde milletvekili Uluç Gürkan ve Erdal İnönü arandı. Uluç Gürkan, ‘her tarafa telefonla bildirdim, merak etmeyin, tedbir alınacaktır’ dedi. Erdal İnönü, ‘Vali ile görüştüm. Yine görüşeceğim. Merak etmeyin tedbir alınacaktır!” (Aziz Nesin, 9 Temmuz 1993 tarihli Savcılık ifadesi, Ankara Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av.Şenal Sarıhan tarafından hazırlanan, Sivas Katliamı Davası Cilt II.,s.58)

KIRMIZI YAZ
çok uzaklarda bir kasabada
Dakotalı Kızıldereli çocuk
“baba” dedi
“dünyanın resmini bedenime yapsana”
babası/kan damlayan
bir kalp çizdi
gözbebeklerinin üstüne.
Galeano adlı bir yazar
sevgiye çağırıyordu kan damlayan gözleri
kucaklaşsın istiyordu aynalar
aynalardan taşan insanlar.
Habersizdi Sivas’tan
Madımak’ta insan yakanlardan
yakıp göğe haykırarak
tanrı çağıranlardan…”
Bilsen Başaran(Yak!Yak!Yak!, Ozan Yayınevi)

Ankara Barosu İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan Sivas Katliamı Davası I.Cilt’de Şenal Sarıhan’ın Sunuş’ta önemli tespitleri var. Biraz uzun bir alıntı olacak, olsun: “Ne yazık ki, Cumhuriyet Hükümeti’nin ortaçağ güçlerine karşı mücadele ilkesi olan laiklik, 1945’den sonra, adım adım içi boşaltılarak, gericilikle uzlaşma ve ılımlı İslam fikrini yeniden devlete egemen kılma politikasına dönüştü.

Bu tablo, Avrupa’da benzer bir fotoğraf sunmuştur. Kapitalizmin gelişme çağına erken giren toplumların burjuvazileri, laik hareketin önderleri iken 19.yy’ın son dönemlerinde emperyalist bir yapı kazandılar ve dinle yeniden uzlaştılar. Bu kez de laiklik, onların aleyhine işleyen bir kuruma dönüştü. Din de yeni bileşenlerini bularak, emperyalist kapitalist sistemin emrine girdi.

Türkiye’de 50’li yıllar, laiklikten geri dönüşün ilk yılları oldu. 12 Eylül iktidarı, dini açıkça müttefik ilan etti. ABD, Yeşil Kuşak Teorisi için yerli müttefikler kazandı. Özal, laikliği, din özgürlüğü olarak tanımladı. Laikliğin en temel dayanaklarından olan; ‘Dini ve mukeddesatı, dünyevi siyasi gayelere esas ve alet ittihaz maksadı ile cemiyetler teşkili memnudur. Bu kabil cemiyetler kuranlar ve cemiyetlere üye olanlar, Hayin-i Vatan addolunur.’ Diyen İhanet-i Vataniye Kanunu, 12.04.1991’de, ‘düşünmek ve örgütlenmek özgürleşiyor’ aldatmacasıyla yürürlükten kaldırıldı.

Kubilay’ın katli ile başlayan fiili saldırılar, Kahramanmaraş, Çorum Olayları ile sürdü.

02.07.1993 tarihinde Sivas’ta, ‘Cumhuriyet gidecek şeriat gelecek, Muhammed’in Ordusu Laiklerin Korkusu, Cumhuriyet Burada Kuruldu Burada Yıkılacak, Müslüman Türkiye, Zafer İslamın’ bağırışları arasında 35 aydını yakan sanıkların yargılandığı, ‘Sivas Katliamı Davası’ bu geriye dönüşün ilginç örnekleriyle doludur. Anılan davanın Esas’la ilgili görüşünde savcısı, laikliği şöyle tanımlıyordu: ‘… Laik devlet düzeni, dinsiz devlet düzeni olarak görülmemelidir. Laik devlet düzeninde insan Tanrı’ya istediği YOLDA VE BİÇİMDE ulaşır. Kulun Tanrı’nın işine karışması düşünülemez. Çünkü Tanrı, her şeyi bilebilir, her şeyi çözebilir, düzeltebilir. Bunun karşısında yanlışları bağışlayabilir.’

Aynı davanın sanık avukatları ise sureli-ayetli savunmalarında eylemi, kıyam olarak niteledi ve laikliği de ‘tek parti döneminden kalma çağdışı tavır’ olarak tanımladılar.”

Şair Bilsen Başaran’ın, “Yak!Yak!Yak” başlıklı araştırma-belge kitabının başına koyduğu, Sivas Katliamı için yazdığı şiirinin tamamını alacağım buraya, sizin de aynı duyguları paylaşacağınız inancıyla:

“KİLİT
ben harfleri dökük bir sözcüğüm
anlamım karışık bu yüzden
hangi dile koysan beni bir şeklini bulamayan bir ses
manası dil yangını bir darağacının darda kalmış halatı
bazen kendi etini kanırtan bir pençeyim
bir kavruk beyit dizesi bazen / bil ki hep
Mevlana’da şems
Hallaç’da deriyim ben.
Pirim Sultanım, Hızır olmayı yıkadıkça nasır ellerim
ah boynum ipe dolanır ve güller bahçesinde
sızlayanım. İpek etimi yolunda alevlere adarım
Sivas’ta alev alev sustu(ruldu)m
şimdi duman duman yanarım.
en sedef yerimden kırıldığım
en ipek yerimden yırtıldığım
celladını memesinde büyüten realite
fosforlu gözlerime yığılan kadılar cehenneminde
bin bir nebinin tanrısı direncim
ondan mancınıktan yaratıldım / gürzüden payeli etim
hep su(r)lara üflendi sur ve yemin / dil kilitli / sanma
bil ki adaletin önünde sur eriten yangınlı gerçeğim.
kara do(n)lular, beyaz zifir üstüne dökülen ateş
bin yürek dolaşan mezarlar sıraladı / taş(larıy)ım ben
bağlama’ya bağlanan isyanın kutsal deyişi
illa dostun gülü pirim –illa- / sen de sızı / sende
taşı gül gören anlamı sorayım
maşuk boynunsa ipine –hoş gör çırpınışımı-
ondan mı yarasına tabi bir kabuk
kabuğuna aşık yarayım ben.

çarpa çarpa çakıldım söze / anlamı belli bir figüranım bu yüzden ondan Serez’de darağacında, çıplak bedence gerçek Bedreddin çağımda Üç Fidan’ca, dirence yeminin ben.”

Şenal Sarıhan, “Yargı Acıyla Dokunan Bir Ölümün Öyküsünü Yazıyor” başlığı ile dile getiriyor Sivas Katliamı Davası’nın II.Cildine önsözünde isyanını. 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen Katliam’la ilgili ilk dava, 20 Temmuz’da Terörle Mücadele Yasası kapsamında Kayseri DGM’de açılır; sadece 106 sanıklıdır. 22 Temmuz’da, Sivas Asliye Ceza Mahkemelerinde aynı olaya ilişkin iki dava açılmıştır. Daha soruşturma aşamasında, 60 kişi hakkında “takipsizlik kararı” verilmiştir. “Sivas’ta yaşanan katliam, üç ayrı davaya konu edilmişti. 35 Masum insanın ‘Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak’ sloganları arasında yakılarak ve boğularak öldürülmesi ile sonuçlanan bir katliam, adi adam öldürme fiili, adım adım planlanan Atatürk büstünün kırılması, Ozanlar Heykeli’nin parçalanması, şeriatçı sloganlarla meydanların doldurulması eylemleri, sıradan toplantı ve gösteri yürüyüşü; Sivas’a on binlerce insanı taşıyan ve eylemi adım adım, cinayetlerle sonlandıran örgüt ise öldürme eylemlerinden soyutlanmış, sıradan bir örgüt olarak nitelenmişti.” (agy, s.13)

bilirim yarın diye bir şey var
çeliğin su katılmamış yanı
ırmakların geçilecek, fırtınaların dinecek
bir yanı var ömrümüzün belki bir gün gülecek.
selam verip
selam alacak
barışa kardeşliğe
hep tok yatan
çocuklar görecek
el ele
aşklar, omuz omuza dostluklar
ne dikenli teller olacak
ne tanklar tüfekler
ne tüberküloz kalacak
ne lösemi
ne işsizlik
ne banka
ne borsa
süt gibi duru ve ak
ekmek gibi sıcak
bizim de
bizim de
günlerimiz olacak.
güle değecek
kuşların kanadı
ve kuşlar sırtlarında
gül taşıyacak
kardeşlerim koşar adım
moraran beyazla
zincirlerimizle
yaralarımızla
ırmakların geçilecek, fırtınaların dinecek
bir yanı var
ömrümüzün
belki bir gün gülecek.
Behçet Aysan(Katliamda yitirdik)

Sivas Katliamı ve davası bir makalenin sınırlarını kat be kat aşıyor. Her yıl anılırken, neyi andığımız, şeriatın günümüzde çok yakından gelen ayak seslerini duymak için, yazılanları okumak gerekiyor. Gerek Ankara Barosu’nun Şenal Sarıhan Başkanlığında dava dosyasını kitaplaştırma girişimi, gerekse Bilsen Başaran’ın araştırma ve incelemeye dayalı “Yak! Yak! Yak!” İsimli çalışması; Sıvas Katliamı’ndan şans eseri kurtulan Lütfiye Aydın öğretmenin varoluş çabasını yazdığı “Kül Tablet”; nihayet H.Nedim Şahhüseyinoğlu’nun “Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar” çalışmaları dikkate değer. Sınırlı sayıda, ancak ciddi birer çalışmanın ürünü olarak, bütün karanlığı yırtan, gerçeği gözler önüne seren çalışmalar.

Katillerin tümü cezasız kaldı. Kimi daha soruşturma aşamasında takipsiz kaldı, kimi, sözde hükümlüyken karısı hamile kaldı; kimi yurtdışına kaçtı, kimi arandığı halde bulunamayıp, hiçbir şey olmamış gibi şehrinde yaşayıp öldü. Gelmekte olanın belgisi olarak, daha önemlisi Sivas’ta yakanların ve avukatlarının büyük bir kısmı Temel Karamollaoğlu, Şevket Kazan, Ekrem Bedir başta olmak üzere yüzlercesi Anayasa Mahkemesi üyeliğinden Bakanlığa, milletvekilliğinden belediye başkanlığına siyasi görevlerin yanı sıra üst düzey görevlere getirildiler.

Ve 29 Ekim 2023 Cumhuriyet’in 100.yıldönümünde Karşı Devrim sürecinin tamamlanarak, Yeni Osmanlı’nın ilanından önceki son 14 Mayıs Seçimleriyle, üstelik bir kez daha burjuva cumhuriyetin kurucu partisi CHP eliyle HÜDA-PAR dahil şeriatçı, bunu inkar değil iktidara taşıyan tescilli tarikatçılar Meclis’e girdi.

2 Temmuz Katliamının 30’ncu yıldönümünde, 6 Temmuz 2023 tarihinde, Balıkesir Aroma Festivali’nden yola çıkarak, bilinen tüm faşist ve şeriatçı çetelerin, hiç çekincesiz Balıkesir Sivil Toplum Platformu adıyla bir araya gelerek, iktidar organlarına seslenen bildirisi ciddiye alınmalıdır.

ABD eliyle tezgahlandığı malum ve meşhur olan, 12 Eylül 1980 Darbesi ile Türkiye kapitalizmi eliyle, Türkiye işçi sınıfının öncülüğüne, örgütlülüğüne ve nihayet birliğine yıkıcı bir darbe indirilmiştir. Kırk yılda, öncülük öylesine yabancılaşmıştır ki sınıfa, 20 milyonluk onlarca şehrin yıkıldığı, işçi emekçi yoksul nüfusun “zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığı” gibi, birleştiği 6 Şubat Depreminde ortaya çıkan yıkıcı öfkeyi, sandığa gömme konusunda, demokrasi hedefinde iktidarla ortaklaştı! Sonuç ortada, artık Menzil ve Hüdapar dahil tarikatlar Meclis’e taşınmış, Meclis’e giremeyenler ortak bildiri yayınlıyorlar.

Yine de, Türkiye işçi sınıfının “haber değeri olmayan” direnişleri kadar olmasa da, iyi şeyler de oluyor! 2 Temmuz tarihli, Sosyalist Araştırmalar Vakfi twetter sayfasında, Mehmet Türkay imzalı yazı başlığı umut vericiydi: “Sosyalistler Düşünmeli: Toplumla aramıza giren ne?” Bu haklı ve doğru soruya cevabımı yazarak, bu yazıyı bitireceğim.

“Bizimkiler” uyanmış! “İşçi sınıfı ile sol partiler arasına ne girdiğini” anlamaya çalışan bir soru sormuşlar. Umarım sonuna kadar götürürler. Her sorun gibi, çözümü kendi içinde. Türkiye işçi sınıfına öncülük etme iddiasında olan, olması gereken, bu alanda “yarışan” Marksist partiler çözüme, işçi sınıfının Diyalektik Materyalist Marksist ideolojisine ve felsefesine uzak ve yabancı değiller. Öyleyse; dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım.

Önce sorunun cevabı:
1.Aranıza giren, burjuva ideoloji. Çünkü, işçi sınıfıyla değil burjuvaziyle haşır neşir;
2.Marksist literatürden uzak, sınıfa yabancısınız.
3.İşçi mahallelerinde, fabrikalarda değil burjuvazinin ahırında bağlısınız.
4. İşçi sınıfına ve partiye “olduğu gibi” gelenleri teorisyen, militan, kadrolar olarak yetkinleştirmiyorsunuz.
5. Oysa, Lenin’in tanımıyla komünist partinin görevi, “içeriye” ve “dışarıya” öncülük etmek; işçi sınıfına (dışardan) bilinç taşırken, emperyalist kapitalist yağma düzeninin eşitsiz koşullarının belirlenimi altında “olduğu gibi gelen” işçilerin teorik, bilimsel donanımlı, teorisyen, militan, propogandist, örgütleyici kadrolar haline getirerek, yetkinleştirmektir.

Çözüm önerisi;
1.Burjuva siyaseti, burjuva öznelere bırakın.
2. Marksist literatürü yeni baştan okuyun, okutun, elinizden, dilinizden düşürmeyin. Diyalektik Materyalist felsefesine, ideolojisine sırtınız döner, her şeyi zaten bildiğinizi düşünür, kırk yıl önce okuduklarınızla yetinirseniz, Türkiye işçi sınıfına da arkanızı dönmüş olursunuz. Siyaset ve ideoloji ezberle olmaz. Diyalektik ve bilimseldir. Güncel olana uyarlamak için teori ve bilimsel gerçekliğin kavranması gerekir.
3.Sosyalist iktidar hedefi en başa yazılmalıdır. İşçi sınıfı için demokrasinin emperyalist kapitalist yağma ve sömürü düzeni yıkılmaksızın, işçi sınıfı öncülüğünde emeğin sosyalist iktidarı kurulmaksızın, eşitlik ve özgürlüğün gerçekleşmeyeceği, demokrasinin kurulamayacağı unutulmamalıdır.
4.Ancak bunları en başa yazar, sınıfa karşı sınıf iktidara karşı iktidar için siyasi ve ideolojik mücadeleyi hayata geçirmezseniz, uzun süredir yitirdiğiniz “yeni fark ettiğiniz”, Türkiye işçi sınıfına öncülük etme yeteneğini tekrar kazanamayacaksınız. Burjuva siyasi öznelere benzedikçe aranız kapanmayacak kadar açılmış olacak.

İşçi sınıfının üretimden gelen gücünü, 6 Şubat 2023 Maraş merkezli depremde görünür hale gelen sınıf refleksini, dayanışmasını, sınıfın birliğini sakın küçümsemeyin. Öznel deneyimleriyle, sınıfının diyalektik Materyalist Marksist ideolojisiyle bir şekilde yolu kesişmiş olan öncülerini içinde taşımaktadır. Onlarla yürüyecek, sizi de çiğneyip geçecektir. Türkiye solu, köprüden önceki son çıkışı kaçırdı. Egemen sınıf eliyle sürüklendiğimiz kaçınılmaz altüst oluşu iktidar savaşına çevireceğiz. Tarikatların, şeriatçı faşist, silahlı örgütlerin değil, Türkiye işçi sınıfının örgütlerinin bildirileri elden ele dolaşmalı, eylemi gündemi belirlemelidir. İhtiyacımız olan demokrasi değil, sosyalist iktidardır.

Arzu Kır
6 Temmuz 2023


Facebook'tan Yorumlar:

"
Tarih: 07.07.2023 Saat: 11:31

 
İlgili Bağlantılar
· Diğer yazılar: Yazar: Arzu Kır

En çok okunan yazı: Yazar: Arzu Kır:
Bin Pınarlı Kaz Dağları Ve Troya Savaşları


Haber Puanlama
Ortalama Puan: 5
Toplam Oy: 1


İsterseniz bu habere / yazıya puan verebilirsiniz. Kasıtlı olarak çok iyi ya da çok kötü puan vermek dürüst olmayan bir davranıştır, ilgili kişilere hatırlatırız:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü


Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

 Tavsiye Et Tavsiye Et

 Bu yazıyı paylaşBu yazıyı paylaş

facebook ta paylas

twitter de paylas

"Giriş" | Hesap Aç/Yarat | 0 yorum
Yazılar ve yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun
© w w w . s i r i n c e . n e t 1999-2008 Butun haklari sakli degildir!

Sitemiz katilimcilarin dusuncelerini dusunce ozgurlugu ortaminda paylastigi bir sitedir.
Yazilan yazilarin sorumlulugu yazarlarina aittir. Sitemizdeki her turlu materyal kullanilabilir. Lutfen sitemizi kaynak gosteriniz.
Web site engine's code is from PHP-Nuke
Sayfa Üretimi: 0.13 Saniye