alisolmaz gönderdi: "Filipin işçi sınıfı ve dünya devrim hareketinin değerli neferi Jose Maria Sison’a son veda;
83 yıllık yaşamında, deneyimiyle, birikimiyle, alçakgönüllülüğüyle, sakinliğiyle saygıdeğer bir devrimci, iyi bir önder olduğunu gösterdi. Onu tanıyanların, mütevazı duruşundan etkilenmemesi mümkün değildi. Şahit olduğum politik diplomasi görüşmelerinde Asyalı kültürüne, samimiyetine, inceliğine hayran kalmıştım. O kocaman yüreğiyle çok değerli bir insandı.
8 Şubat 1939’da Filipinler’in kuzeyinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Jose Maria Sison, okul yıllarında Marksizm’e olan ilgisinden dolayı dünyadaki gelişmeleri yakından takip eder. Dünyada esen sol rüzgâr, halk hareketleri ve yanı başında gerçekleşen Vietnam devrimi, Sison için yol gösterici olur. Sison ve yoldaşları devrimci sorumlulukla 26 Aralık 1968’de CPP’yi (Filipinler Komünist Partisi) kurarlar. Ardından hızla gelişen mücadelenin ihtiyacı olarak 29 Mart 1969’da Yeni Halk Ordusu (NPA) kurulur. NPA ile birlikte gerilla savaşı başlar. Dünyada esen özgürlük rüzgârı Filipinler’de de güçlü bir fırtınaya dönüşür. Gelişen mücadeleyle işçi sınıfı da tarih sahnesine çıkar. Gerilla hareketi güçlenip büyüdükçe Filipinler devleti, emperyalistlerden de aldığı destekle sınıf hareketini ve gerilla hareketini bastırmak, yok etmek için tam bir terör estirir. Sonuç olarak Sison 1977’de tutuklanır.
Sison’un özgürlüğüne kavuşması ve barış görüşmeleri
Ülkede gerek işçi hareketi gerekse gerilla hareketi o kadar yükselmiştir ki Filipinler hükümeti ateşkes çağrısı yapmak zorunda kalır. 1986’da ilk barış görüşmeleri başlar, bu barış görüşmelerinden bir sonuç çıkmaz. Ama taraflar araladıkları kapıyı da kapamazlar.
1987’de Sison ve ailesi Hollanda’ya gelir.
Hollanda hükümeti, Sison ve ailesinin politik iltica başvurusunu önce reddeder. Ama Filipinler’deki durumundan dolayı da sınır dışı edemez.
1990-91 yıllarında Filipinler devleti ve CPP arasında ikinci barış görüşmeleri başlar. Görüşmeler Hollanda ve Norveç’in arabuluculuğuyla Hollanda’da yapılır. Özellikle Hollanda bu süreçte Sison’a ev sahipliği yaptığı için görüşmelere önem verir. Tabii görüşmelere önem vermesinin perde arkasında, burjuvazinin tuzakları yok değildir.
CPP, bu görüşmelerde deneyim ve prensiple hareket etti ancak görüşmelerden bir türlü uzlaşma çıkmadı. Barış görüşmelerine ev sahipliği yapan Hollanda bir ilerleme kaydedilmeyince gerçek yüzünü gösterdi, AB ve ABD ile ortak hareket ederek CPP’yi “Terör Örgütü” listesine aldı. Bu kararla birlikte, Sison’un 2002’de banka hesabı, sağlık sigortası, seyahat etme özgürlüğü gibi haklarına el kondu ancak politik iltica başvurusu kabul edilmeden eşinden dolayı Hollanda’da kalmasına izini verildi. Emperyalistlerin bu ikiyüzlülüğüne yabancı değiliz.
2013’te taraflar yeniden, üçüncü defa ateşkes ilan ederek barış görüşmelerine başladı. Ne var ki dünya konjonktürü bu barış görüşmelerinin sağlıklı yürümesi için uygun değildi. Başta Ortadoğu olmak üzere dünyada yaşanan savaşlar, katliamlar sürecin tıkanmasına ve sonuçsuz kalmasına yol açtı.
2017’de Norveç’in arabuluculuğuyla yeniden ve daha şeffaf bir şekilde yürütülen dördüncü görüşmeler başladı. Bu görüşmelerde ise kısmen mesafe alındığını duyursalar da çok geçmeden öyle olmadığı, bunun da samimiyetten uzak, hatta bir tuzak olduğu anlaşıldı. Barış görüşmeleri böylece sonuçsuz kaldı. Sison, tecrübesiyle, bilgi birikimiyle bu görüşmelerde her zaman devrimin ve komünizmin yılmaz savunucusu olarak kaldı. Zaten öyle olmasa “barış” görüşmelerinde bir sonuca varılırdı.
Devrim davasına adanmış koca bir ömür…
83 yıllık yaşamında, deneyimiyle, birikimiyle, alçakgönüllülüğüyle, sakinliğiyle saygıdeğer bir devrimci, iyi bir önder olduğunu gösterdi. Onu tanıyanların, mütevazı duruşundan etkilenmemesi mümkün değildi. Şahit olduğum politik diplomasi görüşmelerinde Asyalı kültürüne, samimiyetine, inceliğine hayran kalmıştım. O kocaman yüreğiyle çok değerli bir insandı.
O’na lâyık bir cenaze töreni
Yoldaşları, hayata veda ettiği 16 Aralık’tan, 27 Aralık’a kadar farklı programlarla Sison’a veda etti. 27 Aralık günü Utrecht’te, uluslararası parti ve örgütlerden temsilcilerin katıldığı bir törenle de sonsuzluğa uğurlandı. Tören, saat 10.30’da, Floridadreef 7 Cenaze Salonu’nda başladı. Cenaze arabasının gelmesiyle Sison’u son yolculuğuna uğurlamaya gelen yoldaşları, uluslararası sol parti ve örgüt temsilcileri ve sevenleri salona alındı. Sison yoldaş tabutun içinde sanki derin bir uykuya dalmış gibiydi… Kızıl bayraklar, kızıl güller ve karanfillerle donatılmış salon oldukça görkemliydi. Kızıl bayraklar tutan gençler tabutun başında iki koldan sıralandılar. Ardından, salondaki herkes tek bir ağızdan coşkuyla Enternasyonal Marşı’nı okudu.
Törende, CPP-NDF Cephe sözcüsü Luis Jalandoni kürsüden bir konuşma yaptı. İkinci konuşmacı Norveç hükümetinden, barış görüşmelerine de katılan, Sison’u tanıyan bir kadın temsilciydi. Kısaca barış görüşmeleri sürecini anlattı. Ardından CPP öz örgütleri sözcüleri konuştu. Uluslararası komünist parti ve örgüt temsilcileri de kısa konuşmalar yaptı. Son olarak eşi ve kızının konuşmasını salonda bulunanlar, ayağa kalkarak dinledi ve “Sison yaşıyor” sloganıyla tabutun başına geldiler. Son olarak Çav Bella marşıyla tabuta kızıl güller ve karanfiller bırakıp vedalaştılar. Törende Sison’un yaşamı ve mücadelesi anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
Biz, sınıf bilinçli işçiler olarak anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Sison yoldaş, mücadelenin sürdüğü her yerde yaşamaya devam edecek! Ve gelecek kuşaklar onu Asya’nın Kızıl Yıldızı olarak bilecek ve mücadelesinin sembolü kızıl bayrağı göklere çıkaracaktır!
Ali Solmaz
FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi,
Eindhoven/ Hollanda
Facebook'tan Yorumlar:
"
|
Tarih: 04.01.2023 Saat: 19:06 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 34
|
|
|