1648 WESTFALYA (Kilise-Saray) UZLAŞMASI |
arzukir gönderdi: "1648 WESTFALYA (Kilise-Saray) UZLAŞMASI MODERN ÇAĞLARIN BAŞLANGICI MIDIR?
10 Aralık 2021 Cuma günü, Mayıs'dan beri heyecan içinde doğuşunu beklediğim, Modern Çağın Tragedyası ve Bir Eleştiri Denemesi-21.Yüzyılın Feuerbach Ya Da Dühring'i bana sürpriz yaparak yola çıkmıştı. Sayfa ve kapak tasarımını yapan Ali Sirmen, ilgisini çeken bu iki kitabın ilk okuru olmuş, çıktığı gün edinmiş ve okumaya başlamıştı. Ertesi gün Cumartesi fotoğraflamış benimle paylaşmıştı. Pzrt., eposta kutuma bakınca gördüm. Sevincimi, doğumu benden saklayan yayıncım Mehmet Ali Yıldız ile paylaşmak, sitem etmek istedim. Halbuki, o sürpriz yapmak istemiş, kargoya verdiği kitapları aldığımı düşünmüştü. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim. Mehmet Ali Yıldız ve Ali İmren, İtalik yayınevi, matbaa emekçileriyle birlikte, çok güzel bir iş çıkarmışlardı; üstelik, bunu, ekonominin patlak lastik gibi kontrolsüz, yere çakılmadan önce, önüne geleni devirerek "uçtuğu", ithal bir ürün olarak kağıdın erişilmez ve karaborsa olduğu zamanlarda, ekonomik ve siyasi risk alarak yaptılar.
17 Aralık 2021, bugün, bu sabah epostalarıma göz attığımda ikinci bir sürpriz bekliyordu beni; geceden girmişti posta kutusuna. Üniversite öğrencisi bir çocuktan geliyordu: "Merhabalar ... İstanbul Medeniyet üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü 2.sınıf öğrencisiyim. Siyasi Tarih adlı bir ders için kitap değerlendirmesi yapmamız gerekiyor. 2020/2021 basım bir kitap okuyup, yorumlamamız istendi. Sizin, "Modern Çağların Tragedyası" kitabınızı buldum ve bu kitabın değerlendirmesini yapmaya karar verdim. Fakat, ödev için bir kriter var. O da, şudur ki; kitabın zaman kısıtı: 1648 Westfelya dönemden Ağustos 1914'e. Acaba, sizin kitabınız bu kriteri karşılıyor mu? Araştırdın, fakat bununla ilgili bir bilgiye rastlamadım. Modern Çağların Tragedyası, yukarıda belirttiğim tarihlerin arasını mı kapsıyor yoksa dışına mı çıkıyor? Teşekkürlerimi sunar, iyi geceler dilerim."
2001 Yılında, BETA Yayınevi tarafından, "kar zarar benim" diyerek yayınlanan Anayasa Mahkemesinin Siyasi Partilerin Kapatılması ve Yüce Divan Kararlarının Yeniden Tartışmak isimli ilk kitabımdan sonra, yazdıklarımın bir kez daha, bilimsel bir araştırmaya kaynaklık etmesine çok, ama çok sevinmiştim.
Yalnız, bir şeyi anlamamıştım. Evet, kitaplarımda yazılarımda bugünü anlamak, kavramak, aydınlatmak için evrenin ve özellikle insanlık tarihine geri gidişler, kaçınılmaz olarak gerçekleşiyordu. Geçmişi kavramadan, bugünü ve yarını anlamanın olanaklı olmadığını düşünüyorum. Ancak, geçmişte kaybolmamak için tarihin kırılma noktalarına bakmak gerekiyor. Ben de öyle yapıyorum. Mesela bu çocuğun(ve sınıf arkadaşlarının) okuması istenen kitabın, 1648 Westfalya Dönemi-Ağustos 1914 tarihleri arasında olan biteni öğrenmesi isteniyor! Bunlardan 1914 yılı, hepimizin bildiği gibi insanlık tarihinin en büyük en kanlı kırılma noktalarından biri. 1.Emperyalist Savaş'ın başladığı tarih, Ağustos 1914. Peki, 1648 Westfalya Dönemi neydi? Bu ödevi verenin, çocukların öğrenmesini istediği, bu tarihlerde saklı olsa gerek! Bakalım.
Www.milliyet.com.tr, www.hurriyet.com.tr, www.ilimvemedeniyet.com vb.sayfalarda, "Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile İspanya, Avusturya, isveç, Danimarka, Fransa ve Alman Prenslikleri arasında imzalanan Westalya Barış Antlanmasının Modern Çağın Başlangıcı olarak" ilan edildiğini öğreniyoruz.15 Mayıs 1648 tarihli antlaşmanın bazı maddeleri de veriliyor: "Bölgede yer alan her prens kendi bölgesi için en doğru dini hükümlere yer verecektir"; "Hristiyanlık inancına sahip kişiler... kilisenin güvencesi altında olmak koşulu ile kamusal alanlarda özel ibadetlerinin gerçekleştirebilecektir"; "Ticari sınırlar tekrardan yapılacak antlaşma ile belirlenecek ve ticari ağlar genişleyecektir."
Özellikle bu üç hüküm, Kilise ve Saray arasında bağıtlanan savaşın niteliğini ve konusunu açıklamaya yetiyor. Bu savaş, Ortaçağın feodal üretim ilişkilerinin sürdürücüsü, siyasi otoriteyi paylaşan Saray ve Kilisenin iktidar savaşıdır. 30 ya da 80 yıl savaşları, aralıksız süren ve en kanlısı olabilir. Ancak, taraf olmadığı halde, üretici ve yoksul hatta mülksüzlerden oluşan orduların uğruna öldüğü bu iktidar savaşlarının ilki olmadığı gibi sonuncusu da değil. Antlaşma ise, Saray ve Kilise arasında bir uzlaşma, iktidar paylaşımıdır. Dolayısıyla, dünya tarihinde bir dönemi kapatmaktan, yeni bir dönemi açmaktan uzak. Henüz gelmekte olan yeni sınıf, burjuvazinin ayak seslerini duymayan, kilise ve sarayın toprak sahipleriyle paylaştığı, feodal egemenliğini pekiştiriyordu. Değişen hiç bir şey yoktu, mülksüzler için.
Kilise, saray ve toprak sahipleri arasında paylaşılan iktidarın yeni adayı, yeni sınıf burjuvazi tarafından 1789'da ele geçirinceye değin, Ortaçağ tüm karanlığıyla sürecekti. Feodalizmin sahipleri tarafından savaşa sürülen üretici, yoksul ve hatta mülksüzler ordusu bu kez burjuvazinin çıkarı için savaşacaktı. Kendisi için iktidarın alınışına öncülük eden Burjuvazinin sınıf çıkarlarına, "Eşitlik, Özgürlük ve Kardeşlik"; arkasından sürüklenen üretici yoksulların payına "ya da Ölüm" düşmeye devam edecekti. Bilemezdi. Bilmiyorlardı. Sadece ölüyorlardı. Ölmeye devam ediyorlar. Bir kez iktidarı alan sermaye sınıfı, devrimciğini kaybedecek, yeni sınıf olarak kendisini yaratan, Modern Çağların başlangıcı olacak iktidarını sağlayan, aydınlanmaya arkasını dönecek; saray ve kilise arasındaki uzlaşmayı Modern Çağın Başlangıcı olarak ilan edecekti. Kilise ve sarayla, uzlaşma sırası, üretim araçları üzerinde özel mülkiyeti elinde tutan sermaye sınıfına geçmişti. Kilise ve sarayın ideolojisine, emekçi sınıfların düzen içinde tutulmasında gereksinmesi vardı.
Sovyet sonrası dönemde, küreselleşen emperyalizmin Ortadoğu başta olmak üzere, ulusal birliğin parçalandığı coğrafyalarda, TSK'nin de içinde yer aldığı, NATO orduları gözetiminde, tarikatların başını çektiği "sürekli iç savaşa" son vermek üzere "Wesfalya Barış Modeli" önerisi, artık anlaşılabilir. 3.Bin yılın başında, adı Medeniyet olan bir üniversitede, uluslararası lişkiler bölümü öğrencilerine verilen ödev konusunun, basım yılıyla birlikte, Westfalya Dönemi-Ağustos 1945'e özgülenmiş bir kitap olarak olarak seçilmesi de artık anlaşılır olmuştur. Zira, emperyalist kapitalist sistemin ideologları dışında hiç kimse saray, kilise ve toprak sahiplerinin egemenliğini perçinleyen bir uzlaşmayı Modern Çağların Başlangıcı olarak kutsamayacak; bunun için bir kitap yazmayacaktır. Ancak, yergisi yazılacaktır.
Öyleyse, Siyasi Tarih profesörünün okunup, yorumlanmasını istediği, bir karşı devrimcinin, bu konuya özgülenmiş ve 2020/2021 yılında yayınlanmış bir kitabı olmalı! Bu kitap sayesinde, öğrenciler Modern Çağların başlangıcı olarak, 1648 tarihli bir antlaşma ile saray ve kilise arasında uzlaşıya dayalı dönemi görecek, öğrenecekler. Peki, rönesans ve aydınlanma? Ya yeni sınıfın iktidarı alışı, ortaçağın yıkılıp, yeni çağın başlaması; feodal üretim ilişkilerinin kapitalist üretime evrilmesi; işçi sınıfının kendi ulusal burjuvazisine karşı iktidar savaşının tarafı haline gelişi; 1848, 1871 ve 1917'de örnekleri verilen iktidar mücadelesi anlatılacak mı? Hiç sanmıyorum. Modern Çağın başlangıcını Ağustos 1914'de kapatarak, savaş sonunda gerçekleşecek, 70 yıl sürecek Sosyalist iktidar gerçeğini yok edebilirler mi? Şşşşt... Sessiz olun birileri uyuyor, demeyeceğim. Gürültü yapacağız, uyuyanı uyandıracağız. Bunun için önce bizim uyanık kalmamız gerekiyor. Ne yazık ki bu öğrenci, okuduktan sonra da, kararını değiştirmez, Modern Çağın Tragedyası'nı yorumlamaya kalkarsa, bu dersi geçemeyebilir! Ancak, yapacağı başka okumalardan da öğrenecekleriyle, 1648 Westfalya Dönemi- Ağustos 1914 eleştirisini yapacağına, hocasına iyi bir ders vereceğine inanıyorum.
Westfalya Dönemini Modern Çağların Başlangıcı ilan etmek, Westfalya Uzlaşması Modeli önermek, gericiliktir; karşı devrimciliktir. Bizim önerimiz, elbette 1848'de başlayan devrimler tarihine yenilerinin eklenmesidir. Barış, ancak emekçi sınıfların, dünya ve Türkiye işçi sınıfının kendi eşitliği ve özgürlüğü, barış içinde bir arada yaşaması için, sermayenin emperyalist ve kapitalist iktidarına karşı vereceği savaşta kazanacağı zaferiyle olanaklıdır. İktidar sahibi sömürücü sınıfların kendi çıkarları için, kendi aralarında yapacakları antlaşmalar sadece ve sadece onlar için bağlayıcıdır.
Arzu KIR 17 Aralık 2021
(hukukarzu@gmail.com)
Facebook'tan Yorumlar:
"
|
Tarih: 18.12.2021 Saat: 15:53 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|