Siteye toplam hit |
Şu ana kadar 20557126 sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: Mart 2001
|
|
|
Yayın Kolektifi: 'Bir El Ver' |
Bir El Ver
Yayın Kolektifi Girişimcilerinin duyuru ve
çağrısı
|
(Bu duyuru ve çağrı, Girişimciler grubu tarafından Şubat ayında
toplanması kararlaştırılan, Yayın Kolektifi Genel Katılımcılar
Toplantısının yapacağı değişikliklere ve onayına sunulmak üzere
hazırlanmış taslak metindir.) |
Piyasa ve para ilişkilerinin bir plazalar ve bataklıklar alanı haline
getirdiği kitap yayını alanında yeni bir girişim başlatıyoruz.
Bir El Ver
Yayın Kolektifi’nin üç temel ilkesi vardır:1-Özgürlük
2-Eşitlik
3-Açıklık
Yayın kolektifi’nin bütün çalışmaları bu ilkeler temelinde yürütülür.
Genel sloganımız “Bir El Ver”dir. Bunun anlamı dayanışmadır. Yayın Kolektifi, ya
dayanışmayla var olacak ya da var olamayacaktır. “Bir El Ver” derken
kastettiğimiz, herkesin kendinde olandan bir parça vermesidir. Kimi para verir,
kimi yeteneğini; kimi konuşarak, yazarak Yayın Kolektifini tanıdır; kimi teknik
becerileriyle katkıda bulunur; kimi dağıtım için yardımcı olur; kimi işyerinin
olanaklarını açar; kimi bağış toplar; kimi basındaki ilişkilerini Yayın
Kolektifi için harekete geçirir vb. Herkes bir el verdiğinde, binlerce el en
ağır yükü bile kaldırır. Başarabilecek miyiz? Bilmiyoruz ama en azından
deneyeceğiz.
Yayın Kolektifinin belirlenmiş bir ideolojik çizgisi yoktur. Tek belirgin
çizgisi, kapitalizme, despotizme ve ayrımcılığa karşıt olmasıdır. Bu sınırlar
içinde, karar verici tek organ olan Genel Katılımcılar Toplantısı’nın
kararlaştıracağı kitapları basacaktır. Yayın Kolektifi yayın alanında kendini
hiçbir konuda sınırlamaz, her türlü kitabı basabilir.
Yayın Kolektifi, üç temel ilkesiyle kapitalizme ve piyasa ekonomisine meydan
okur. Kapitalizm bataklığına ve piyasa-paranın zorlayıcı mekanizmalarına rağmen
iyi yayıncılık yapmayı, kaliteli kitap basmayı, şöhretlerin değil, bilinmeyen
değerlerin peşinde koşmayı becerebilmenin, bunu gerçekleştirebilmenin takipçisi
olacaktır. Elbette piyasanın-paranın bizi yere çalabileceğinin bilincindeyiz ama
bir yandan da bu tür mekanizmalardan bıkmış çok sayıda insanın varlığına ve
desteğine güvenebileceğimizi düşünmekten kendimizi alamıyoruz. En azından, neden
denemeyelim diyoruz. Yenilirsek de yenildiğimizi görmüş oluruz. Bu sözlerimizden
fazla iddialı olmadığımız sonucu çıkarılabilir. Evet, iddialı olmayı doğru
bulmuyoruz. Kararlı olduğumuz tek şey, piyasa-para ilişkileri karşısında
gerilememek ve ilkelerimizde sebat etmektir. Yayıncılık yapmak adına
ilkelerimizi esnetmeyi doğru bulmuyoruz. İlkelerimizin ihlali gibi bir durum
görürsek Yayın Kolektifi’ni lağvetmeyi doğru bulur, Genel Katılımcılar
Toplantısı’na bu yönde karar almasını öneririz.
Herhangi bir yönetici dar organı reddediyoruz. Yayın Kolektifi’nin hangi
kitapları basacağına, mali politikasına vb. 3 ayda bir toplanan Genel
Katılımcılar Toplantısı karar verecektir. Yayın Kolektifi’nin mülkiyeti kimseye
ait değildir; Genel Katılımcılar Toplantısı’nın tasarrufu altındadır. Yasal
nedenlerle sahiplik belgesine sahip olma görevi verilen arkadaş ya da
arkadaşlar, Genel Katılımcılar Toplantısı’nın kararlarına uyacaklarına söz
verirler. Sözlerinin gerçekliğine inanmaktan ve güvenmekten başka seçeneğimiz
yoktur.
Genel Katılımcılar Toplantısı’na, Yayın Kolektifi’ne parayla, emekle, öneriyle
destek olan ve katılmak isteyen herkes katılabilecektir. Katılmak serbest olduğu
gibi, çekip gitmek de serbesttir. Genel Katılımcılar Toplantısı’nda herkesin bir
oyu vardır ve herkes eşittir. Kimse Yayın Kolektifi’ne yaptığı desteğin
büyüklüğü oranında daha fazla söz hakkına ya da kitabının basılmasını dayatma
hakkına sahip değildir.
Yayın Kolektifi, yazarlardan para alarak kitap basmaz.
Yayın Kolektifi, yazarlara telifi para olarak öder; telifini Yayın Kolektifi’ne
bağışlamak tamamen yazarın kişisel tercihine ve tasarrufuna kalmıştır. Yayın
Kolektifi, telifi kitapla ödemeyi yazara asla dayatmaz.
Yayın Kolektifi’nin, Genel Katılımcılar Toplantısı’nın görevlendirdiği
profesyonel çalışanlar grubu, 3 aylık toplantılardan önce Katılımcılara email
aracılığıyla, yayınlanması önerilen kitaplar hakkındaki özet bilgileri
ulaştıracak, böylece Genel Katılımcılar Toplantısı’na katılımcılar kitaplar
hakkında fikir sahibi olarak geleceklerdir.
Genel Katılımcılar toplantısına Türkiye dışındaki sığınmacı ve göçmen
arkadaşlarımızın da katılmasını çok isteriz. Toplantının gündemi, Türkiye
dışındaki arkadaşlara email yoluyla önceden gönderilecektir. Gelemeyen
arkadaşlar öneri ve eleştirilerini toplantıdan önce yine email yoluyla bize
ulaştırabilirlerse görüşleri toplantıda okunacak ve oylamada tercihleri birer oy
olarak dikkate alınacaktır. Hatta teknolojinin olanaklarından yararlanarak
oylarını toplantı sırasında bile yollayabilirler. Bu konuda bilgili arkadaşların
önerilerini bekliyoruz.
Genel Katılımcılar Toplantısı’nda, 3 ay içinde yayınlanacak kitaplara karar
verilecek, yayın politikası tartışılacak, mali rapor denetlenecek, ayrıca yeni
yayınlar için öneriler yapılacaktır.
Genel Katılımcılar Toplantısı’nda açık eleştiri hakkı vardır, hiçbir gerekçeyle
bastırılamaz. Ayrıca Yayın Kolektifi’nin sitesinde bir eleştiri köşesi de olacak
ve ister maliyesine, ister yayın politikasına ilişkin eleştiriler anı anına,
moderatörsüz olarak bu köşeye girebilecek ve herkes okuyabilecektir.
Yayın Kolektifi’nin, Katılımcılar Toplantısı tarafından görevlendirilen
profesyonel çalışanları kendi ücretlerine, Kolektifin mali durumunu dikkate
alarak ve kendi aralarında tartışarak karar vereceklerdir. Katılımcıların,
çalışanların ücretlerine müdahale etme hakkı yoktur.
Yayın Kolektifi, yaşayan yazarlara telif öder. Miras hakkına karşı olduğundan ve
kültürde tekeli reddettiğinden yerli ya da çeviri kitapların ölmüş yazarlarının
yakınlarına, vakıflara, ajanslara vb. telif ödemeyi yanlış bulur ve böyle bir
ödeme yapmaz. Bu konuda takibata uğraması halinde, kültürel tekele karşı olan
avukat ve hukukçuları kendini savunmak üzere dayanışmaya çağırır. Yayın
kolektifi bu haklı tutumunu savunur ve mücadelesini verir.
Yayın Kolektifi, künye sayfasında copyright’ı reddettiğini şu duyuru ile ilan
eder:
“Bu kitabın yayın hakları yayınevimize ait değildir; yayın izni olmadan, kısmen
veya tamamen, fotokopi, film vb. elektronik ve mekanik ortamlarda
çoğaltılabilir. Tanıtım amacıyla istendiği gibi alıntı yapılabilir.”
Yayın Kolektifi, dil milliyetçiliğine karşıdır. Bunun anlamı, Türkiye’de
konuşulan Kürtçe ve Zazaca ve başka dillerde de yayın yapılabileceği gibi,
özellikle yanıbaşımızdaki ya da içimizdeki Rumca, Ermenice, Lazca vb. dillerde
de yayın yapabileceğidir. Sınırların kalkması öncelikle, dildeki sınırların
kalkmasıyla mümkündür.
Yayın Kolektifi’nin mali hesapları, incelemek isteyen herkese, her an açıktır.
Ayrıca görevlendirilmiş profesyoınel arkadaşlar Genel Katılımcılar
Toplantısı’ndan önce hazırladıkları 3 aylık mali raporu katılımcılara email
aracılığıyla ulaştıracaklardır ki, Genel Katılımcılar Toplantısı’nda genel mali
denetleme yapılabilsin.
Ayrıca Yayın Kolektifi’nin internet sitesinde, yayınladığı kitapların
tanıtmasının yanı sıra mali hesaplarını açıkladığı bir köşe de olacaktır. Oraya
mali hesaplar haftadan haftaya işlenecek ve oradan herkes hesapları istediği
gibi kontrol edebilecektir.
Yayın Kolektifi’nin mali kaynakları:
a) Küçük ya da büyük orandaki her türlü bağış;
b) Kitap satışlarının gelirleridir.
Bağışlar için banka hesabı kullanmama amacındayız. “Kapitalizme karşıyız, bunun
için bize bağışta bulunun” dedikten sonra “hesaplarınızı şu banka numarasına
yatırabilirsiniz” demek hem komik hem de ayıp kaçmaktadır. Yayın Kolektifi’nin
hesabı elbette ve mecburen bankada tutulacaktır ama bağışlar için posta havalesi
yolunu kullanmayı düşünüyoruz. Evet, belki şekli bir şey ama sembolik de olsa
bir tutumdur bu.
----------------------
Girişimciler grubu, yapılacak ilk Genel Katılımcılar Toplantısı’ndan bir hafta
önce, elimizdeki kitap dosyaları hakkında özet bilgiler içeren bir metni ve mali
durumumuzu muhtemel katılımcılara iletmeyi taahhüt eder.
Girişimciler Grubu, Genel Katılımcılar Toplantısı’nın 6 Şubat 2011, Pazar
günü, saat 14.00’te, Kadıköy’deki Kadıköy Café’de (Kadıköy Kaymakamlığının
arkasındaki Kadıköy Pasajının zemin katı) yapmayı kararlaştırmıştır. Bu çağrı,
email ya da matbu şekilde kendisine ulaştırılan herkes ilk Genel Katılımcılar
Toplantısı’na davetlidir ve isterse oy kullanma hakkına sahiptir. Gelemeyen
arkadaşlar için MSN üzerinden oy kullanma olanakları da araştırılacaktır. Şu
andaki genel bir haberleşme adresimiz yayinkolektifi@gmail.com‘dur, bu adresten
bizimle bağ kurabilirsiniz. Ayrıca bu duyuru ve çağrıyı size kim ulaştırdıysa
onu Yayın Kolektifi’nin bir parçası ve yetkilisi kabul edip onunla da temasa geçebilsiniz. Aşağıda email adreslerini verdiğimiz girişimciler grubundaki
arkadaşlar da şu andan itibaren bir temas noktası olarak görülebilir.
“Bir El Verin”
Yayın Kolektifi Girişimcileri
1. Ali Rıza Gelirli
argelirli@hotmail.com
2. İskender Aydın
iskenderaydin64@hotmail.com
3. Emel Uğur
emelugur@hotmail.com
4. Raif Zor
raifzor@hotmail.com
5. Hüseyin Aslan
huseyinaslan1964@hotmail.com
http://www.yayinkolektifi.com/
|
Tarih: 15.01.2011 Saat: 17:33 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|
Re: Yayın Kolektifi: 'Bir El Ver' Gönderen: uygarozan (uygar@chello.nl) 15.01.2011 Saat: 18:23 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder | Günlük) http://www.sirince.net | Güzel bir insiyatif. Kapitalist tekellerden illallah demiş insan çok. Böylesi bir insiyatifin destek bulma ve büyüme şansı yüksek.
Yalnız birçok şeyde olduğu gibi bu insiyatifin de bir süre sonra kendi içinde "boğulma" riski de var. Çünkü insanlarımızın çoğu, (buna bir kısım "aydın"(!)da dahil" demokratik kültürü özümsemiş durumda değildir. Buna bir de "bencillik", "kariyerizm" gibi riskler eklenebilir. Bunun sonucunda insiyatif demokrasiden uzaklaşabilir. Kolay bir insiyatif değil yani.
Yine de bu riskler demokratik yöntemlerle bertaraf edilebilir diye düşünüyorum. Bu açıdan, sonuç ne olursa olsun şu aşamada insiyatifi destekliyoruz.
Destek... Somut olarak, biz Şirince olarak ücretsiz ihtiyacınız olması halinde hosting hizmeti (paket 1) sunabiliriz.
Taslak metine ilişkin görüşlerimiz:
Genel hatlarıyla iyi bir metin. Sadece bağışların posta havalesinin yanı sıra banka yoluyla da olması bizce daha mantıklı bir tutumdur. Olaya "kapitalizme karşı olmaktan" daha çok "bağışta bulunmak isteyenlere sağlanabilecek kolaylık" olarak da bakılabilir. Metinde neden "kapitalizme karşı olunduğu halde" banka hesabına bağış da kabul edilidiğinin gerekçesini anlatmak pekala mümkün.
Biz yurtdışında olduğumuz için toplantıya ne yazık ki katılmamız mümkün değil. Ayrıca iş yoğumluğumuzdan tercihimiz de değil. Ama oy hakkımızın olmasını isteriz elbette. Bu açıdan bizim oy hakkımızı (toplantıya katılırsa) bize bu metni e-mail yoluyla ulaştıran sitemiz yazarı Serkan Engin'in bizim adımıza kullanabileceğini iletmek isteriz.
Devamla insiyatife başarılar diliyoruz.
Şirince Paylaşım
www.sirince.net |
|
|
|
|
|
Kolektif Olabilmeye Dair Öneriler Gönderen: sertdize 22.01.2011 Saat: 19:35 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Kolektif Olabilmeye Dair Öneriler
Önce, teknik bir sıkıntıyı dile getireyim. Gün Zileli’den gelen çağrı metni üzerine hemen yayın kolektifi e-posta adresine ve tek tek girişimcilerin e-posta adreslerine, katıldığım ilkeler doğrultusunda kolektifi katılım iradesi gösterdiğimi bildirdim. Ne var ki o günden sonra epey gelişmeler olmuş ve ben habersiz bırakılmışım kolektifin bir parçası olarak. Mesela google grubu hatta grupları açılmış ve bunların bana ulaşması için -sanırım Gün Zileli tarafından şahsi olarak eskiden bildiği atıl bir eposta adresim kullanılmış ne yazık ki. Birkaç günlük yazışma ve gelişmeleri tesadüfen fark ettim. Yani kolektife katılım irademi belirttiğim e-posta adresime hiçbir ileti gelmedi. Örneğin çevirmenler ve editörler grubunun belirlendiğini okudum bir iletide. Kimse bana kolektifin bir parçası olarak bu ekiplere katılmak isteyip istemediğini sormadı. Dahası kolektiften gelen toplu iletilerde de böyle bir çağrı görmedim.
Gelişmelere göz attım, her iki google grubuna da dâhil olarak. “Kolektif” mantığının dışına düşülmeye başlandığını gördüm ne yazık ki daha en başından. Benimkiler de dâhil olmak üzere gelen dosyalara dair bir-iki kişinin değerlendirmesiyle oluşan raporların genel katılımcılar toplantısına sunulacağını gördüm. Bu kadar dar kadronun seçimi ister istemez öznel estetik-politik ve poetik algıların dosya seçimlerde ağır basmasına, daha kötüsü ise “seçici” erk odağı bir elit oluşmasına yol açar kolektif içinde, kolektif mantığına aykırı olarak. Bu da kolektifin daha baştan ölü doğmasına yol açar. Bir-iki kişinin önerdiği ya da reddettiği dosyaları genel katılımcıların oylamasına sunmak ise, parti genel başkanlarının delegelere, işaret ettikleri yönde oylama yaptırmasına benzer. Benim önerim, yayımlanma önerisiyle kolektifimize ulaştırılan tüm dosyaların, tüm kolektif üyelerine incelenmek üzere yollanması, bundan sonra görüşlerin üyelerce saklı kalması ve genel katılımcılar toplantısında oylamaya sunulmasıdır. Aksi takdirde kolektife değil bir “polit-büro” oligarşisine döner bu kalkışma, daha en başından. Bu bağlamda, yolladığım dosyalara dair bir-iki kişilik ekibin oluşturduğu olumlu ya da olumsuz raporlarının genel katılımcılar toplantısına sunulmasını reddediyor ve kendiminkiler dâhil olmak üzeretüm dosyaların, tüm kolektif üyelerine yollanmasını, görüşleri kendilerinde saklı kalmak şartıyla değerlendirmelerini ve genel katılımcılar toplantısında oylamaya sunulmasını talep ediyorum. Ayrıca, kolektif için profesyonel editör ve çevirmen kadrosuna dâhil olmanın bir-iki kişinin iradesine bırakılmamasını, bu kadrolardan yer almak isteyenlerin başvuru iletileri ile birlikte özgeçmişlerini kolektife yollamalarını ve bunların tüm üyelere ulaştırılıp, her üye tarafından görüşleri saklı kalmak şartıyla değerlendirilmesini ve kadro seçiminin genel katılımcılar toplantısında, tüm kolektif üyelerinin oylamasına sunulması öneriyorum.
Bir diğer genel itirazım ise yayın tekellerine karşı durmak şiarıyla yola çıkarken, yayın tekelleriyle, tüccar yayıncılarla kol kola olmaktan rahatsız olmamış, para vererek kitaplarını yayımlamaktan hiç çekinmemiş şairlerin aramızdaki varlığını görmek doğrultusunda. Hem de bu şahısların, bilinçli ya da bilinç dışı kurulmaya başlandığı görülen “elit oligarşisinde” yer almaları. Şiir dosyamı Sina Akyol’un okuyup değerlendirmesini öneren bir ileti okudum mesela. Sina Akyol gibi politik-poetik ve ilkesel düzlemde hiç örtüşmediğimiz birinin dosyamı “değerlendirme tekeline” almasını, birinin bunu “sunmaya” kalkmasını kesinlikle reddediyorum. Ancak diğer tüm kolektif üyeleri gibi ve herhangi bir üye kadar değerlendirmede bulunma hakkı olabilir, kolektifte kalmaya devam ederse.
Sina Akyol’un ve okuduğum iletilerin birinde, birileri tarafından kolektife gelmesi umulan Süreyya Evren’in bu kolektifte yer almaları, kendileriyle çelişki içinde olmaları ve kolektifimizin ilkesel durumuna terstir, çünkü bu arkadaşlar şiir kitaplarını hiç çekinmeden, yazarından-şairinden para alarak kitap basan Komşu Yayınları’ndan çıkartmak
Bu yorumun devamını oku... |
|
|
|
|
|
"SAHTE" YAYIN KOLEKTİFİ Gönderen: sertdize 23.01.2011 Saat: 02:47 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | “SAHTE” YAYIN KOLEKTİFİ
Yayın Kolektifi Üyelerinin ve Kamuoyunun Dikkatine:
Tanıtım bildirisini okuduğumda heyecanlandığım, tüccar yayıncılığa, yayın tekeline alternatif olacağını umduğum “Yayın Kolektifi”nin daha baştan “kolektif” kavramına aykırı olarak “elit oligarşisine saplanması”; tüccar yayıncılığın ve edebiyat erk odaklarının elebaşı olan, Nazım’ın deyişiyle “sanatı okkayla satan” Enver Ercan’ın, şairlerinden para alarak kitaplarını bastığı Komşu Yayınları’nın şairi, bir başka edebiyat erk odağı şair Sina Akyol’un kolektifte bulunmasının kendisiyle çelişkide olduğu ve varlığının kolektifin ilkeli davranması tavrına gölge düşürdüğü yönündeki eleştirilerimin ve kendisinin kolektifi terk etmesi yönündeki önerimin, gene aynı tüccar yayınevinden şir kitabını bastıran ve edebiyat erk odağı Enver Ercan tarafından son birkaç yıl içinde, kendi dergisi Yasak Meyve’de palazlandırılmış, “piyasaya sürülmüş” Süreyyya Evren namlı şairin kolektife davet edilmesinin sakatlığına dair eleştirilerimin, kolektifteki kimi kişilerce ve özellikle kolektifin kendine “girişimciler” diyenlerinden biri olan Gün Zileli tarafından ateşli bir şekilde saldırı, suçlama ve hareketlerle karşılık bulması, bu kolektifin daha baştan ölü doğduğunu, “kolektif” kavramına layık olmayan bir yöntemle hareket edip tüccar yayıncılarla yıllardır kol kola olan şairlerin ateşli savunusu ile ilkesizliğe bulandığını, tanıtım bildirisini hiçleyerek kolektif iradenin hiçlendiği, kişisel ilişkiler üzerinden klikler kurulmaya başlandığı, edebiyatın kirli erk odaklarıyla iç içe geçilmeye çalışıldığı, böylece bir yayın kolektifi değil, sadece alternatif bir başka yayın erk odağı oluşturulmaya hem de karşı olduklarını iddia ettikleri tüccar yayıncılarla ilinti halinde bunun örgütlendiği görülmektedir.
Şu andan itibaren, tanıtım bildirisindeki ilkeler doğrultusunda katılım iradesi gösterdiğim "sahte" yayın kolektifi ile her türlü bağımı kopartıyorum. Bu e-posta adresim, yani sekoengo@gmail.com ile birlikte, e-posta yolladığınız imgecitoplumcu@windowslive.com adresimi de e-posta gruplarınızdan çıkarmanızı istiyorum.
Başta, benim önerimle bu sahte yayın kolektifine katılan Erdoğan Kul, Hüseyin Kaplan, Turgay Usanmaz olmak üzere, buraya katılmış tüm ilkeli, dürüst bireyleri, “kolektif” kavramını kirleten ve kendi kişisel çıkarları için kullanmaya kalkanların elebaşı olduğu bu oluşumdan ayrılmaya ve tüm diğer edebiyat erk odakları gibi, bu “sahte” kolektif yayıncılığı ile de mücadeleye davet ediyorum.
Heyecan ve samimiyetle bu sahte kolektife katılanlara önerim ise, bırakın matbu bir kitabınız hiç olmasın, bu sahte kolektife alet olup matbu kitap sahibi olmaktan çok daha onurludur bu tavır. Kaldı ki internetin geniş olanakları sayesinde bütün matbu yayın tekelleri sarsılmaya başladı zaten. Yakın gelecekte matbu kitap/gazete/dergi kalmayacak. Bugün gözünü internete açan çocuklar, yarın matbu hiçbir şey okumayacak. Bugünden yarına yazmak hedefinde olan samimi yazarlara/şairlere önerim, e-yayınevleri kurmak yönünde örgütlenmeleridir.
En azından e-kitaplarınızı, matbu kitap fetişizmine kapılmadan, tüccar yayınevleriyle birlikte bu sahte yayın kolektifine alet olmadan,
scribd.com ve issuu.com gibi e-kitap sitelerinde yayımlayın.
Kimse bu “sahte mehdilere/mesihlere” kanmasın, burası bir başka edebiyat erk odağı olmaya soyunmuş bir şer odağıdır ancak. Gerçekten samimiyetle "kolektif" kavramının hakkını verecekler varsa, kendileri örgütlenip kursun "gerçek" yayın kolektifini matbu yayın düzleminde, ama ben kendi payıma yeterince hayal kırıklığı yaşadım, içinizde olamayacağım kurulabilecek yeni ve gerçek anlamda "kolektif" kavramının hakkını verecek bir yayın örgütlenmesinde.
Nokta
SERKAN ENGİN
23 Ocak 2011
|
|
|
|
|
|
Re: Yayın Kolektifi: 'Bir El Ver' Gönderen: Turgay 12.03.2011 Saat: 04:03 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://www.usanmaz.org/ | Merhaba,
"Yayın Kolektifi Girişimcilerinin duyuru ve çağrısı" taslak metinden:
“... Bir El Ver” derken kastettiğimiz, herkesin kendinde olandan bir parça vermesidir. Kimi para verir, kimi yeteneğini; kimi konuşarak, yazarak Yayın Kolektifini tanıdır; kimi teknik becerileriyle katkıda bulunur; kimi dağıtım için yardımcı olur; kimi işyerinin olanaklarını açar; kimi bağış toplar; kimi basındaki ilişkilerini Yayın Kolektifi için harekete geçirir vb. ..."
6 Mart Toplantısı Kararları'ndan:
"... Yayın Kolektifi katılımcılarının asgari 50 tl. olmak üzere bu hesaba bağış ve katkılarını yatırmalarını talep ediyoruz. ..."
Yukarıdaki iki alıntı birbiriyle çelişir. Taslak duyuru ve çağrıda katkının her çeşit olabileceği belirtilirken, 6 Mart kararlarında ise katılımcıların bağış yatırmaları isteniyor. Hatta "talep ediliyor." Hem de de bağışın "asgari"si bile belirleniyor.
(Taktım bu cümleye bir kere. :) Cümlede bozukluk da var, "hesaba bağış ve katkılarını yatırmak" gibi. Feyza Hepçilingirler'in kulakları çınlasın... Yazan arkadaşın da beni hoşgöreceğini umuyorum.)
"Yayın Kolektifi Girişimcilerinin duyuru ve çağrısı" taslak metinden:
"... Bu sınırlar içinde, karar verici tek organ olan Genel Katılımcılar Toplantısı’nın kararlaştıracağı kitapları basacaktır. Yayın Kolektifi yayın alanında kendini hiçbir konuda sınırlamaz, her türlü kitabı basabilir. ..."
6 Mart Toplantısı Kararları'ndan:
"... Bu duruma bağlı olarak, Yayın Kolektifi’nin yayınlanması için seçtiği kitaplar, kendi bünyesinde yer alan yayınevlerine basılması için önerilecektir. .... Yayın Kolektifi’nin öneri listesindeki kitaplar, ... " (abç)
Yine yukarıdaki iki alıntı birbiriyle çelişir. Gerçi 6 Mart Toplantısı Kararları'nın birinci maddesinde Yayın Kolektifi'nin hangi tüzel kişiliğe sahip olacağının halen tartışma konusu olduğu söylenmektedir. Yalnız, hangi tüzel kişiliğe sahip olursa olsun, Yayın Kolektifi'nin öz olarak ilk çıkış noktalarını korumak zorunda olduğunu düşünüyorum. Aksi halde varılan nokta farklı bir nokta olacaktır.
Yayın kolektifi yayınlanmasını uygun gördüğü kitapların basılma sürecinin bizzat takipçisi olmalıdır. Kendisinin ya da kendisinin bünyesinde bulunan yayınevlerinin kitapları matbu ya da dijital basması gerekmektedir.
Bana göre Yayın kolektifi'nin varoluş nedenlerinden en önemlisi budur.
Çünkü Yayın Kolektifi'nin ben dahil birçok insanda uyandırdığı heyecanın temelinde, yayına hazır ya da hazırlanacak ürünleri yayınlatabilme, kitlelerle paylaşabilme umudu, isteği yatar. Kolektife verilen, verilecek desteğin temelinde de bu vardır.
Kolektif kendisine iletilen kitapları önerme ile yetinerek, yayınlama ya da yayınlatma sorumluluğundan uzaklaşırsa, bence bu kolektifin sonu olur.
Eleştirimin bir dahaki toplantıda dikkate alınacağını umuyorum.
Dostça selamlar...
Turgay Usanmaz
|
|
|
|
|
|
|