Şirince Ana Sayfa - Şirince Haber - Şirince Şiir - İletişim

Açılış sayfanız yapın Sık kullanılanlara Ekle Bize Yazın Sitede Aratınız Sirince_TV İçimizi Acıtan 19 Gerçek! http://arsiv.sirince.net/images/on/10.png  Dayanışma için yıldıza tıklayınız. Devrimci Siteler i ziyaret et
Diğer şiirler için sitemizin şiirlerimiz bölümüne bakınız. 
Home Ana Sayfa Downloads Dosya İndir Downloads Forum Forums Radyo - Sohbet Sohbet Your Account Hesabım
Ana Menü
 Şirince Menü
 Tanışalım
 Şirince'den
 Oda TV'den 
 Şirince Damar
 Seçmeler
 Şirince Arşivi
 Devrimci Basın
 Bağlantılar
 Konuk Defteri
 Şirince'ye Yaz
 Hosting  
 Şirince Hosting
 Şiir
 Şiirler Anasayfa
 Şiir Ekle
 Bütün Şiirler
 Şair Listesi
 Şair Ekle
 Açıklamalar
 Yazarlar
 Alev Kutluözen
 Ali Solmaz
 Arzu Kır
 Ayhan Tırıç
 Bülent Tekin
 Esen Yel
 İlhan Büyükcebeci
 İsmail Karayılan
 Mahmut Halil Can
 Mürüvvet Yılmaz
 Necmi Otçu
 Nurettin Kurtuluş
 Onur Çağlar
 Sibel Özbudun
 Tamer Uysal
 Temel Demirer
 Turgay Delibalta
 Turgay Usanmaz
 Yavuz Kalkan
 Okuyalım  
 Aşk / Sevgi
 Devrim Tarihi
 Eleştiriler
 Genel Kültür
 Efsaneler
 Sağlık
 Gülelim
 Kadın
 Haberler
 Kitap Tanıtımı
 Şirince'den
 Aşuremiz
 Ansiklopedi
 Eğlence
 Resim, Fotoğraf, E-Kart
 Ayrıntılı E-Kart Sitemiz
 Oyunlar
 Üyeler
 Hesabım
 Mesajlarım
 Üye Listesi
 Şirince Grup
 Paylaşalım
 Tavsiye Et
 MİNİ SOHBET
 İstatistikler
 En iyi 10
 Anketler
 Genel İst.

Siteye toplam hit
Şu ana kadar
20556862
sayfa izlenimi aldık. Başlangıç: Mart 2001

Müzik Dinle



Bağlantılar
Toplam Site: 196
Toplam Kategori:7
Toplam Ziyaret:132843

 İsmail Beşikçi..
 www.AhmetKayaFan.n..
 Kızıl Can Yıldız..
 Sol Yayınlar Onlin..
 Turkish Language L..
 Oyunlarla İngilizc..
 Türkçe Dersleri..
 Serkan Engin'e ait..
 Gnoxis..
 Toplum Düşmanı..
 TSİP..
 Evrim Teorisi..
 olhayat..
 Paylaşım Radyo..
 Ortak Paylaşım..

 usanmazlar.....
 'Yasak Site'..
 Kızıl Bayrak..
 Turan Dursun Sites..
 --Ozan Rap--..
 ÖzgürOkul.Org..
 yeni özgür haber..
 Yürüyüş..
 Milliyet..
 Eski Şirince..
 Fanatik..
 Halkın Sesi TV..
 Alevi Forumu..
 Anarsi.org..
 Evrensel..

KOD ADI
Yazar: İlhan Büyükcebeciibuyukcebeci gönderdi: "
...... “Geleceğin estetiğinin etik olduğunu bellemişsek eğer, edebiyatın da bir kayıbı olmayacaktır..."
(vahdettin yılmaz) 01.09.2006

2005 güzünde, 7.sınıfa giden oğlumun ısrarıyla eve bir bilgisayar aldık. Benim teknoloji ile aram pek iyi değildir. (Hâlâ cep telefonum yok.) Oğlum Ilgaz’ın yardımıyla –biraz da ilk heves- internetten bazı şiir sitelerine üye oldum. Bunların arasında en çok oyalandığım ‘şiirakademisi’ olmuştu.

2006 yazında site epeyce hareketlenmiş, tanıdığım imzalar çoğalmıştı: Ahmet Uysal, Bülent Güldal, Ahmet Günbaş, Aydın Şimşek, Fuat Çiftçi, Perihan Baykal, Halide Yıldırım, Mustafa Ergin Kılıç… gibi. Sonradan bu imzaların çoğu, - polemikler yüzünden- siteden uzaklaştılar.

İnternet denen araç, insanın önüne çeşitli olanaklar koymakla birlikte, bu alanı kötü amaçla kullananları da pek engelleyemiyor. Dahası, internet sitelerinde hasta ruhlu kişiler, rumuzların arkasına gizlenerek; ona buna saldırıp, hakaret etmekten çekinmiyorlar. Eli klavye tutan, hiçbir elekten geçmeden, dilediğince at oynatıyor sanal sayfalarda.

2006 yılında yaşadığımız bu tatsız gelişmeyi, aslında dergilere taşımayı istememiştim. Küllenmeye bırakmıştım ama Ahmet Uysal Ağabey’in, Şehir’in Eylül-Ekim 2009 sayısında (sf.3) bu konuya değindiğini ( “Eleştiri mi saldırı mı: A. Şevki adlı kötü şiirler yazmakla övünen biri, eskiden müstear adla bize saldırırdı; (Şiir Akademisi adlı web site) Eliz dergisinde bu kez kendi adıyla sataşmış. Modern şiir adına söz alarak toplumcu şairleri gözden düşürmeye çalıştığı biliniyor. “) görünce, benim de yazmam gerektiğini düşündüm. Çünkü huylu huyundan vazgeçmemiş.

2006’ya değin, A.Şevki adı bana bir şey ifade etmiyordu. Tanışıklığım yoktu. Birdenbire şiir sitesindeki sataşmasına bir anlam verememiştim. Derdi neydi? Bilemedim. Bende herhangi bir kitabı yok. İnternetten özgeçmişini araştırdım. İki yerde kısaca buldum. Nedense doğum tarihini yazmamış. Mülkiye mezunu, uzun yıllar yurtdışında yaşamış. Ben, oldum olası doğum tarihini gizleyen bu erkek edebiyatçılara hep mesafeli durmuşumdur. İnsan, yaşını niye saklar?

Tıpkı A.Şevki gibi, özgeçmişinde doğum tarihini yazmayan bir-iki erkek edebiyatçımız daha var. Onlar da uzun yıllar İngilterelerde, Amerikalarda yaşamışlar. Ortak özellikleri şu: Kendi adlarını gündemde tutmak, sürekli reklam yapabilmek için, akla hayale gelmeyecek yollara başvururlar. Derdi günü popüler olmaktır bu kişilerin. Yeter ki ünlü olsunlar, her daim onlardan söz edilsin. Bu insanların, bu ülkenin değerleriyle bir gönül bağı olduğunu da düşünmüyorum: Alçakgönüllülük, imece, paylaşma, özveri, kıymetbilme, vefa… gibi.

Ve 2006’nın yaz aylarına dönecek olursak… Abdullah Şevki’nin Ankara’da çıkan Damar Dergisi’nin temmuz ve ağustos sayılarında yayımlanan yazılarını okuyunca çok şaşırdım. Çünkü yazdıklarının bir bölümü, forumda "ekin" kod adıyla yazan kişinin yazdıklarıyla neredeyse aynıydı. Üslup ve söylem öylesine benzeş ki. Dergidekiler daha yumuşak,biraz daha usturuplu.

Yazarın saptamalarında doğruları da olmakla birlikte; şiirde(yazında) yerel/ulusal basamağını âdeta atlayarak, globalleşmenin rüzgârıyla evrensele koşma. Gökten zembille inip, küreselleşmenin kucağına oturmak. Özellikle 80'lerden başlayarak piyasanın allayıp pulladığı, pompaladığı Amerikan destekli, kimisi intihalci romancıları (Ahmet Altan, Orhan Pamuk, Elif Şafak... gibi) iyi inceleyelim. Örneğin O. Pamuk'un "Beyaz Kale" kitabını, kimden, nasıl aparttığını, edebiyat dergilerinden araştıralım. Genç okurların -ne hikmetse- Orhan Kemal'i, Yaşar Kemal'i, Kemal Tahir'i, Leylâ Erbil'i, daha yenilerden H.Ali Toptaş'ı okumadan yukarda adını andığım popüler kılınan adlara yönelişini düşünmenizi isterim. Bir lise öğrencisinin, S.Ali ya da S.Faik'ten tek kitap bile okumamışken; fuarda O.Pamuk'un (muhtemelen 20 sayfa sonra bırakacağı) kitabını aramasını. Çünkü eserin değil, yazarın gündeme oturtulmasını, magazin boyutlarıyla. Çünkü "cilalı sanat devri." Bir de eleştirmenimizin, köylüyü küçültücü, incitici tutumundaki hastalıklı ısrarını, anlamak zor.

Eleştireceğimiz unsur köylü değil. Köylülük olmalı.Toptancı bir yargı değil. Köylülüğün olumsuz tarafları. Feodalitenin acımasız yönleri. Öte yandan kadın tarlada çalışırken, erkeğin kahvede pişti oynaması. Kız-erkek evlat ayrımı, vb.

Köylülüğe en keskin eleştiriyi -şair olarak- sevgili Şükrü Erbaş yapmıştı, 90'lı yıllarda. Büyük tartışmalar yaratan "Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?" şiirini, ben hep "Köylülüğü Niçin Öldürmeliyiz?" diye okumuşumdur. Önemli bir şiirdi. Ayakları yere basan. Bizden bir şiir.

Bir Aziz Nesin yürekliliği bulmuşumdur o şiirinde Erbaş'ın. Ama Şükrü, hiçbir zaman "küçük köylü kurnazlıkları"na kaçmamıştır şiirinde. Sanalda kod adının ardına sığınıp, matbuatta gerçek adla yazmamıştır. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok şimdi. Ne demişti Ahmed Arif:"Erkekçe olsun isterim/ Dostluk da düşmanlık da."

Bir-iki ay önceki "zatturi" tartışmasında; Emre Gümüşdoğan’ın foruma kattığı isimsiz iki iletide de aynı söylem vardı. Bana, "aslında o şair bile değil. Asıl onun gibi köylü şairleri öldürmek gerek!" gibi keskin, incitici ifadeler.

"şiirtüven ezgileri" adından nefret ediyorum. Bu saçma başlık kaldırılmalıdır. Bu başlık altında yayımlanan her şey sulu, köylüce ve arabesktir!

Önemli olan Kaz dağında değil -o da yapılmalı ama- HAZRO'da, Dicle kenarında şiir günleri düzenlemektir! Kaz dağında şiir okumaya, rakı içmeye ninem de gider!" (EKİN)

Ahmet Uysal'ın yazdıklarına "köylüce" diyen kalemşörün, yazdığı şiirleri -gerçekten- merak ediyorum. Çıtası nerede duruyor?

İnsanız. Zaaflarımızla... Köylü, kasabalı, şehirli. Bazen de "akrep gibi"yiz. Önemli olan: Küçük kurnazlıkları, ayak oyunlarını, kalleşlikleri, vefasızlığı bırakıp insan olmaya gayret etmek.

Bir semahın son dizeleriyle

selamlıyorum sizi:

"Eksiklik kendi özümde
Dârına durmaya geldim"

*** YAZ VE EDEBİYAT

Abdullah Şevki

............ ......

Festivaller de ilginç, bir kiraz festivalinin arasına şiir yarışması da sıkıştırılabiliyor. Birkaç tanınmış şair ve yazar ağırlanıyor. Yöre halkı kültürle tanıştırılıyor. Okumaya önemli etkisi olmuyor bu tür etkinliklerin. İstatistikler ortada. Yani okuyan yurttaş sayısı artmıyor. Nedense festivallerin çoğu batı bölgemizdeki turistik yörelerde yapılıyor. Hazro'da şiir festivali düzenleyen çıkmıyor örneğin... Daha çok halka değil de şairlerin birbirine şiir okuyup içki içtikleri Diyonizyak öykünmeli festivaller; ikinci sınıf, özensiz, sıradan şiirlerin değerlendirildiği, eş dostların kazandığı yarışmalar... Sanat ve kültür doğuya gitmeli asıl. Oradakilerin de sanata, kültüre gereksinimi var. Daha doğrusu açlığı! Yazın İstanbul'da, Emirgan'da, Nedim, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Bodrum'da Cevat Şakir anılsın ama Dicle kıyılarında da şiirler okunsun. Edebiyatın tatile çıkarıldığı bir yaz mevsimini istemiyorum.İçimizdeki edebi coşku yaz mevsiminde de sürsün; edebiyat dergileri sararmasın raflarda. Edebiyat tatile çıkmasın. Kültürü, sanatı bekletecek kadar geniş zamanlarımız yok çünkü. "

Damar Dergisi,185.sayı (Ağustos 2006, sf.59)

Meraklısına Not: Yukardaki alıntı, yazının dörtte biridir.

"
Tarih: 02.06.2010 Saat: 02:16

 
İlgili Bağlantılar
· Diğer yazılar: Yazar: İlhan Büyükcebeci

En çok okunan yazı: Yazar: İlhan Büyükcebeci:
SİSLİ GÜNLER


Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

İsterseniz bu habere / yazıya puan verebilirsiniz. Kasıtlı olarak çok iyi ya da çok kötü puan vermek dürüst olmayan bir davranıştır, ilgili kişilere hatırlatırız:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü


Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

 Tavsiye Et Tavsiye Et

 Bu yazıyı paylaşBu yazıyı paylaş

facebook ta paylas

twitter de paylas

"Giriş" | Hesap Aç/Yarat | 1 Yorum | Tartışma Ara
Yazılar ve yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun

Re: KOD ADI
Gönderen: berf 14.06.2010 Saat: 14:40
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) http://negolar.net
Dost İlhan, demek "hala cep telefonun yok!". Osmanli'da bilimsel ve teknolojik gelişmeden pek hazetmezmiş. Sakın onlarla bir akrabalığın olmasın? :)))

Şaka bir yana şiir tadında bir yazı yazmışsın. Sanattan, edebiyattan, doğrudan, güzelden, emekten ve hakça bir paylaşımdan yana taraf olanların, "Erkekçe olsun isterim/ Dostluk da düşmanlık da." diyen Ahmed Arif gibi düşünmeleri çok doğal. Ama bazı kendini bilmezlerin, her türlü gelişmenin ve ilerlemenin amansız düşmanı olanlarında, sanal alamede veya gerçek yaşamda elinden gelen kötülüğü ve şarlatanlığı bizlerden esirgemedikleri ve esirgemiyecekleri de bir o kadar gerçek.

Her halde bu ikilem yukarıdaki dizeleri yazan Ahmed Arif'e şu dizeleri de yazdırıvermiş:
"Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni."

İşte böyle dost İlhan. Bence, İşimiz önümüze çıkan engellere takılıp kalmak, onlara kahretmek, onlara "insanlık" dersi vermek olmamalı. Her şart ve koşul altında tarihsel-toplumsal ilerlemenin tekerleğini döndürebilmek marifet...




Bu resmi görmeniz için 'flash player' iniz olmalş...
© w w w . s i r i n c e . n e t 1999-2008 Bütün hakları saklı Degildir!


Sitemiz katılımcıların düşüncelerini düşünce özgürlüğü ortamında paylaştığı bir sitedir.
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Sitemizdeki her türlü materyal kullanılabilir. Lütfen sitemizi kaynak gösteriniz.
Web site engine's code is from PHP-Nuke
Sayfa Üretimi: 0.15 Saniye