Devrimci Proleteryanın Mum Işığı Tekel İşçileri |
Sendiren gönderdi: "Yaprakların Anadolu cephesinde işçi sınıfı cephesinde kıpırdamadığı bir süreçte Tekel İşçileri bu ülkede sınıfsal olarak geleceği, hak-hukuk-adalet-eşitlik-özgürlük vs gibi şeyleri temsil eden bir sınıfın olduğunu hatırlattılar çok değişik kesimlere. Yılların kurt tadında puslu havalarında yitip giden direnişlerin ardından Tekel İşçileri yılmaz, usanmaz, bıçak kemikte direnişin bir simgesi oldular toplumun değişik kesimlerinde. Hem de birçok mesajı kendi içinde taşıyarak.
Özelleştirmelerle birlikte kapı önlerine konulmak istenen ya da 4-C yasasıyla işsizlik ile açlık ikizkenar üçgenine mahkûm edilmek istenen yaklaşık 12 bin işçinin sesi oluyor Tekel işçileri. Aslına bakılırsa milyonlarca işçinin ama kendi çaplarında düşünüldüğünde mevcut kesimlerini. Ama işsizlik, yoksulluk, açlık, sefalet vs içinde yaşam mücadelesi veren milyonların sesi durumunda oldular şimdiye kadar. Elbette diğer yandan kendilerinin maruz bırakılmak istendiği durumda olan İstanbul Belediyesi İtfaiye İşçileri ya da Demiryolu çalışanlarının direnişleri de bu direnişi besleyen bir yerdedirler. Demiryolu çalışanlarının geçici olarak işlerine dönmüş olmaları direnişin ana öğesini değiştirmemekle birlikte, İtfaiye işçileri yılbaşından itibaren işsiz kalmış olacaklardır.
Tekel işçileri, işçi sınıfının mücadelesinin nasıl olması gereği üzerine oldukça güzel örnekler sunmaktadırlar. Direnmede ve hak kazanmada ısrarın, kararlılığın öneminin altını çiziyorlar. Düzenin tüm saldırılarına karşın direnişi devam ettirmedeki ısrarın diğer toplumsal kesimleri de harekete geçirme duruşunu sağlayacağının da altını çizmiş oluyorlar. Bir gün değil, her gün eylem ve her gün ateş demenin direnişin devamlılığında etkili olduğunun da kararlılıkla altını çiziyorlar.
Tekel işçileri direnişi sürdükçe, sınıf mücadelesi ölü toprağını üzerinden attığı gibi, değişik toplumsal kesimlerin duyarlılıkları ile sürece katılımlarını sağlıyorlar, sınıf mücadelesinin ateşli harcı içinde kendilerine yer açıyorlar.
Faşist düzenin kolluk güçlerinin saldırılarına karşı, en amansız silahlarına karşı bile direnişi sürdürmeye çalışıyorlar. Bu anlamda da direniş mevzilerinde nasıl savaşılacağı, saldırılara karşı her aracın nasıl kullanılacağına dair birçok deneyim sunmaktadırlar. Ufak gölcüklerin bile nasıl bir mücadele aracına dönüştürüldüğü gibi. Kar-kış ve soğuğa rağmen direnişin nasıl örülmesi gereğine ilişkin olarak ta.
Bir diğer önemli başlık konusu da elbette bu sınıf bölüğünün nitel durumu ile şu anda düzenin kışkırtmaya çalıştıkları üzerinedir. Zira son zamanlarda düzenin sınıf içinde şovenist-ırkçı gericiliği provoke ederken, Anadolu’nun her yerinden gelen Kürt-Türk-Laz-Çerkez-Abhaz-Ermeni vs tüm etnik kimliklerden işçilerin işi-aşı-ekmeği-geleceği uğruna mücadelede nasıl yekvücut olduklarının da bir görüntüsü ve aynasını sunuyor. Bu da sınıfsal temelin mi, yoksa etnik temelin mi esas olduğunun da bir kanıtını sunduğu gibi, sınıfın dil-din-ırk-cinsiyet gibi ayrımlara tabi tutulmadan maruz kaldığının aynı olduğunun da şahididir.
Tekel işçileri, diğer yandan sendika ağaları ile bürokratlarının da nasıl eylemlerle, disiplinle sıkıştırılıp mecbur kılınacağının; sınıf mücadelesi önündeki engel durumlarının lokal anlamda nasıl egale edilebileceğinin de işaretlerini vermişlerdir. Zira sendikal bürokrasi ve sendikal ağalığa kalsa idi; çoktan eylem bitirilmiş idi. Zira tüm düzenin baskısına, Bakanından Başbakanına kadar, faşist-gerici polis kolluk güçlerinden şovenist -provokatif girişimlere kadar direnişin gerilememesi, sürmesi bu bakımdan oldukça önemlidir.
Tekel işçilerinin bu sessiz-sedasız, sınıfın esemesinin okunmadığı bir ortamdaki direniş ve mücadeleleri, sınıfın diğer bölükleri ile toplumsal olarak diğer kesimlere anlamlı mesajlar göndermektedir. Sınıfın uyuşturulmuş beyinlerine umudun, direncin, ateş ile barutun kokusunu taşımaktadır. Tekel işçileri, bir mum ışığı yakmışlardır hara ihtiyaç duyan. Çırağ gibi ateşi harla newroz ateşlerine taşıyan işçi sınıfına öncü olmaktadırlar Tekel işçileri.
Ama her şey bir yana sınıf mücadelesinin komünist devrimci sınıf öncüsüne ihtiyacı da bir o kadar açığa çıkmaktadır. Sınıfın komünist devrimci sınıf partisine gereksinimi ve onun siyasal öncülüğüne açlığı gün geçtikçe daha da açığa çıkmaktadır. Sınıfın komünist devrimci sınıf öncüsünü yaratmak ve sınıfla bütünleştirmek için mücadeleden başka bir yol yoktur.
Mahmut Halil CAN (Sendiren)
http://ateshirsizi.net
"
|
Tarih: 16.02.2010 Saat: 20:19 |
|
| |
Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 4 Toplam Oy: 2
|
|
|