Flitsontslag? EXIT! - Ontslagrecht Ayaküstü Çıkış! - Haksız Çıkış
Bu ne anlama geliyor: Bunu üç ana başlık altında sıralamak mümkündür. a) ucuz b) hızlı c) haksız
a) Ucuz: Varsayalım ki bir işçi çalıştığı işyerinde hakkında olumlu bir izlenim edinilmediyse veya işyerinde genel durumla ilgili olarak rahatsız edici görüş, düşünce ve hareketlerinden v.b 1-2-3 sözlü yada yazılı ihtarlar vermeden veya çıkış verilecekse 3 ay veya 1 ay gibi önceden bildirme süresine gerek görmeden isçi sokağa atılmalı, işine son verilmelidir. Yasal işlemlerin sürmesi sürecinde hiç bir ücret ödenmeyecektir, hak talep edemeyecektir v.b.
b) Hızlı: Varsayalım ki işçi çalıştığı işyerinde bir sorun yaşadı hakli veya haksiz durumuna bakılmadan isine son verilecek, yasal ve hukuki hakları bitirilecek…. ama kişinin yaptığı isten dolayda o kişiye ihtiyaç varsa ikinci gün taşeron firma aracılığıyla gelip isine devam edebilir ve durumundan dolyat yasal hukuki prosedürler devam edecektir v.b.
c) Haksız: Varsayalım ki isçinin isine son verilmiş bunu yasal ve hukuki durumu sona erdiriliyor ve kontrolsüz bir şekilde işveren tarafının göstereceği belge ve bilgilere dayandırılarak sokağa atılmış olacaktır. Ki bugünkü durumda bile Hollanda genelinde 2005 yılı içinde 700.000 emekçi işyerinde yasadığı sorunlarından dolayı veya uğradığı haksiz ve baskıdan dolayı şikayette bulunmuştur. Bu rakamlar göz önünde bulundurulduğunda isçileri veya genel anlamda çalışanları nelerin beklediği çok zor olmasa gerek.
Yasanın özü ve özet: kadrolu çalışanla taşeron firmalar çalışanı aynılaştırmaktır. Hakkı hukuku olmayan modern köleliğe mahkum etmektir.
Saldırı ve Savunma
FME bu yaşananın meclisten geçmesi için hükümete baskı yaparak mutlaka bu Yasanın geçmesi gerek, çünkü düzenli ve disiplinli bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu bu olmadan sağlıklı bir çalışma sisteminin oturtulması mümkün olmayacağını vurguladı. Ve bunu bir çok işyeri yönetiminin de desteğini alarak hükümete Basksını artırdı.
Hatta Metal sektörü toplu sözleşmeleri 31.10.2007 bitiyordu bu toplu sözleşme masasına işveren tarafından bu maddeyle de gelecekti.
Biz FNV kadroları ve sendika yönetimi bu maddeyi tereddütsüz reddettik. Böyle bir maddeyle masaya asla toplu sözleşme görüşmeleri için oturmayız. Bunu yazılı olarak FME ye bildirdik.
Bu konuda çeşitli işyerlerinde bülten bildiri ve imza kartlarıyla isçileri bilgilendirdik
Binlerce işçi FME'yi ( Metal-endüstri federasyonu ), (FME - işveren sendikası) protesto ederek bu maddenin yasallaşmasına karşı çıktı. Binlerce imza toplayarak bu kampanyayı protesto ettik.
Aynı şekilde parlamento bu maddenin yasallaşmaması için FNV tarafından uyarıldı. Bu Yasanın meclisten geçerek yasallaşması durumunda üretimden gelen gücümüzü kullanacağımızı kamuoyu önünde açıkladık.
Hollanda Devleti diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi o da sınıfının verdiği yönetme deneyimi ve kurnazlığıyla Hükümetin ortağı olan İsçi Partisi (PvdA) ni yani sosyal demokrasiyi kullanmaya çalıştı.
Hollanda devlet seçimlerden sonar gizli hesaplarında bu hükümette sol koalisyon var, Başbakan, Jan Peter Balkenende 1 ve 2. kabinesinden farklı olacak. Saldırı paketlerini Sosyal demokratlar eliyle bir takım tasarladıkları yasaları meclisten geçireceklerini sandılar. Nede olsa sendika kadrolarının bir çoğu sosyal demokrat partilerin denetimindedir. Ne var ki yanıldıkları fazla geçmeden anlaşıldı.
Bu tasarlanan yasalar ayni zamanda sınıfı sendikasızlaştırmayı da hedef alıyor. Bu sınıfı tümden silahsızlaştırmaktan başka bir şey değildir..
Tabandan gelen sert tepki Sendikaları harekete geçirdi.Basta FNV olmak üzere diğer sendikalarda bu yasaya karsı protesto seslerini yükselttiler. Bu sınıfın birlikte hareket etmesi anlamına geliyordu. Bu mücadele azmini ve güveni daha da perçinledi.
Metal sektörü çok kazanan sektördür
Hollanda da metal sektörü en iyi kazanan sektördür. Bu yıl 2007 yılı metal sektörü çalışanlarının yılı olacak, bu sözler artık günlük basında ve çeşitli firmaların dillerinde ve gazete manşetlerinden düşmüyor. Bunun karşılığında isçiler bu kadar iyi kazanan sektörden toplu sözleşme için daha iyi bir toplu sözleşme için ileri talepler talep edeceğiz ve taleplerimizi alacağız şiarını yükselttiler.Tabandan gelen bu mücadele isteği ve kararlılığı Sendikaları cesaretlendirdi.
Toplu sözleşme 31.10.2007'de bitti, ve 1 Kasım 2007'de 1 yıllık yeni bir toplu sözleşme yapılması düşünülüyordu.
1e Paas, 1e Pinksterdag ve 5 Mayıs bu günler henüz açık (net değil) ve bayram günü olarak tatil olmasını istiyorlardı. (Dini ve ulusal anlamda önemli günler.)
1 yıllık Toplu sözleşmeyi % 3 prensip olarak sendika anlaşmıştı. anlaşmıştı ama çok eleştiri ve tepki aldılar üye ve isçilerden. çünkü % 3 zam çok düşük bulunuyordu.Aldıkları teptik ve eleştirileri sendikacılar bunu çok ürkütücü bulduklarını söylemekten gizlemiyorlardı.
çünkü İşveren sürekli mevcut haklara saldırıyor ve kist lamalara gidiyordu. Bırakalım yeni haklar için mücadele etmeyi; sendikalar mevcut olanı bile koruyamıyorlar. Örneğin Hollanda da haftalık çalışma saati 36 dır. Ama 40 saat çalışılır. 4 haftada iki gün izin hakki oluşur. Ama FME 40 saatin kalıcılaşmasını talep ediyordu.
40 saatlik çalışmanın kalıcılaşması için gelen öneriler. % 5 ek ücret yada ayni düzeyde ödeme yapmak.Veya çalışma saatini 38 e çıkarmak istiyordu. % 5 lik ek ödemeye bir kişim sendikacılar tarafından sıcak bakıldı ama issizlik ve ücretlerin düşük olusunu büyük çoğunluk tepki göstererek reddetti. Yada kısmi olarak % 10 üzerinde ödemeyle bir anlaşmaya gidilebileceği tartışıldı. Ama sonuçta bu maddede gündeme gelmedi ve aynen kaldı. çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve toplu sözleşme için % 4 için ısrar ediliyordu.
Toplu sözleşme ilk görüşmeleri 26 eylül 2007 de başladı. Tabanın isteği ve sendikanın düşünceleri resmi olarak FME'ye bildirildi. FME'nin de bu tarihte resmi görüşleri yazılı olarak görüşme tarihinde bildirildi.
Toplu sözleşme görüşmelerinde bir kriz yada sorun çıkarsa veya görüşmeler çıkmaza girerse 22 ekim 2007 de FNV, genel-kadro toplantısı yapılıp durum değerlendirilmesi yapılacaktı. O tarihten sonra izlenecek yol ne olabilir veya görev ve sorumluluklarımız nelerdir, bizi neler bekliyor ve yapacaklarımız konusunda bir karar verileceği.
Beklenen neydi? Sonuç ne oldu?
Ne var ki o tarihte 1 yıllık % 4 zam talebinin yerine 2 yıllık % 7,75 lik bir zamla toplu sözleşme konusunda anlaşmaya varildi.19 Kasım 2007 ye kadar üye ve kadroların düşüncesine başvuruldu toplantılar yapılarak ve İnternet üzerinden….19 Kasım 2007 de resmi olarak toplusözleşme yürürlüğe girdi.
Bu bir çok sendikacı, kadro ve üye veya isçiler tarafından sevinçle ve coşkuyla karşıladılar. büyük bir basari ve iyi bir Toplu sözleşme olarak değerlendirdiler.
Kısaca şöyle:
1 Kasım 2007 den 1 ocak 2010 a kadar. % 7,75 tir.
1 Aralık 2007 de 225 euro (bir seferlik)
1 ocak 2008 : % 3 ek zam
1 haziran 2008 % 0,5 ek zam
1 ocak 2009 % 2.5 ek zam
1 haziran 2009 %1 ek zam
1 ocak 2010 % 0.75 ek zam
Diğer bir takım sosyal düzenlemeleri bazı yas kategorisinde olan isçilere ek izin günlerinin yıllık sure içinde verilmesi ve düzenlenmesi veya ek günlerin verilmesi isin küçük bir kısmıdır.
Ayaküstü çıkışlar toplu sözleşme surecinde gündem maddesi olarak gelmedi ama hükümet bu yasayı meclisten geçirmek için sürekli tartıştı…
Buna karsı Sendikalar yasayı çeşitli biçimlerde protesto ettiler…22.11.2007 de Eindhoven ve Maastricht'de saat 20.00 den 22.00 ye kadar protesto ve mitingi yapılacaktı. 24 Kasım 2007 de Rotterdam da Sendikaların çağrısı üzerine parti ve kitle örgütlerinin de katılacağı bir eylem yapılacaktı. 21 Kasım 2007 de Parlamentodan yasa kabullenmedi ve yapılması planlanan eylemler yapılmayacak.
Aslında yasa bir önceki Saldırı yasalarında olduğu gibi bir sure sonra başka adlar altında veya başka biçimlerde başka şekiller verilerek yeniden gündeme geleceğinden hiç kuşku duyulmamalıdır,.
Sınıfa saldırının gündemden çıkmayacağı kesindir. Görev ve sorumluluk isçi sınıfının politik bilincini yükseltmek ve saldırıların arka planını açıklamak ve cesaretle taraf olmaktır.Bu da basta sınıf bilinçli isçi ve kadrolara düşüyor. Ya bu sorumluluklarını yerine getirecekler yada bu sistemin birer piyonu olarak onursuz bir yasam sürdürecekler. Bunun ileriye donuk imkan ve olanakları pozitif olarak yeterince vardır.
Bunu ileriki süreçte hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
A. Solmaz
FNV- İşyeri İşci Temsilcisi
22-11-2007
Eindhoven / Hollanda