ETUC: Barış sendikaların görevidir.

Temmuz 4, 2025 - 12:32
 0
ETUC: Barış sendikaların görevidir.

NATO Zirvesi tartışmaları devam ederken, Avrupa sendikalarından uyarı geldi: “Savunmaya yönelik büyük harcama artışları, halkın yaşam standartlarını tehlikeye atmamalı.

Çoğu Avrupa ülkesi, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının (GSYİH) yaklaşık yüzde 1 ila 2’sini savunmaya harcıyor. Ancak NATO, üyelerinden bu oranı önümüzdeki on yıl içinde yüzde 5’e çıkarmalarını bekliyor. Avrupa Konseyi’nde liderlerin, Avrupa savunması ve güvenliği için harcamaları nasıl artırabileceklerini görüşmeleri bekleniyor.

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), Avrupa’nın uluslararası barışı, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve sosyal ilerlemeyi güvence altına alan koordine ve geliştirilmiş bir güvenlik politikasından yana.

Ancak bu süreçte sosyal harcamalar korunmalı. Uyum ve toparlanma programları için ayrılmış AB fonlarının bir kısmı zaten savunma alanına aktarılmış durumda. Bu arada bir Belçikalı ekonomist, NATO hedefinin tutturulmasının her haneye ortalama 6.000 Euro maliyet getireceği konusunda uyarıyor.

Hükümetler bu maliyeti çalışanlara yüklemek yerine, en zengin kesimlerden adil vergi katkısı sağlamalı. Avrupa Parlamentosu’nun yaptığı son anket, artan fiyatlar ve yaşam maliyetinin Avrupalıların en öncelikli sorunu olmaya devam ettiğini gösteriyor.

ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch şöyle dedi:

“Ukrayna’daki işçileri temsil eden biri olarak, Avrupa’nın güvenlik ve savunma koordinasyonunu geliştirme ihtiyacını çok ciddiye alıyorum. Ancak savunma harcamalarındaki her artış, halkın yaşam standartlarını daha da geriye götürmemeli.

AB, zaten yetersiz kalan sosyal fonlara yönelmekten vazgeçmeli. Hükümetler de, çalışanlara, emeklilere ya da engellilere, gerçekçe olmayan hedeflerin bedelini ödetmemeli.

Kamu hizmetlerine yatırım yapmamak, Avrupa’yı karşı karşıya olduğu zorluklara karşı savunmasız hale getirir. Yaşam maliyeti krizinden henüz çıkamamış çalışanları daha da sıkıştırmak, kamu desteğini kaybettirir.

CEO’lar ortalama bir işçiden 100 kat fazla maaş alıyor, hissedarlar rekor temettü topluyor. En zenginlerin artık katkı verme zamanı geldi.

Ayrıca, savunma harcamalarındaki artışların sadece silah şirketlerinin CEO’larını zenginleştirmemesini sağlamalıyız. Finansman, sektördeki çalışanlara toplu sözleşme hakkı, adil ücret, iyi çalışma koşulları ve eğitim imkanları sunacak sosyal şartlara bağlı olmalı.”

 

 

ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch ayrıca Uluslararası Barış Forumu’na katıldı. 2025 Uluslararası Barış Forumu, 22-23 Haziran tarihlerinde Belçika’nın Brüksel kentinde düzenlendi. Forum, Helsinki Nihai Senedi’nin 50. yıl dönümüne denk gelecek şekilde planlandı ve dünya genelinden katılımcıları bir araya getirerek artan militarizme karşı diplomasi, diyalog ve egemen eşitlik ilkeleri çerçevesinde yeni barış stratejileri geliştirmeyi amaçladı .

ETUC Genel Sekreteri Esther Lynch, forumda yaptığı konuşmada, sendikaların barış inşasında oynadığı kritik rolü vurgulayarak, sosyal adaletin, diyalogun ve dayanışmanın kalıcı barış için temel şartlar olduğunu ifade etti.

Bugün, 2025 Uluslararası Barış Forumu’nda sizlerle konuşmak benim için büyük bir onurdur. Burada yalnızca Avrupa sendikal hareketinin bir temsilcisi olarak değil, aynı zamanda tüm çalışanlar için sosyal adalet, onur ve barışa adanmış küresel bir ailenin parçası olarak bulunuyorum.

 

Bugün burada olmamızın nedeni, dünyanın bir kavşakta bulunmasıdır. Savaş, otoriterlik, çevresel çöküş, ekonomik eşitsizlik ve demokratik normların erozyonu; bildiğimiz anlamda barış fikrini tehdit eden bir noktada birleşiyor. Bu krizlerin her birinde en fazla acıyı çekenler çalışan insanlardır — bizim kız kardeşlerimiz ve kardeşlerimiz. İster Ukrayna’da ister Gazze’de olsun, işçiler savaşın bedelini hayatlarıyla, parçalanmış topluluklarla ve çalınan geleceklerle ödüyor.

 

Bizim talebimiz: ortak güvenlik. Ve bu yüzden soruyoruz: Barış nedir?

 

Barış sadece silahların susması değildir. Şiddetin yokluğu da değildir. Barış; sosyal adaletin varlığıdır, hakların varlığıdır. Korkusuz, onurlu, güvenli bir şekilde ve sesini duyurarak yaşama yetisidir.

 

Sendikacılar olarak savunduğumuz değerler tam olarak bunlardır. Sadece yönetim kurullarında, sadece iş yerlerinde değil; savaş bölgelerinde, mülteci kamplarında, parlamentolarda ve sokaklarda da. Hareketimiz — çoğu zaman görünmez ama her zaman dirençlidir — kıtalar ve nesiller boyunca barış inşasında önemli bir rol oynamıştır.

 

Bu nedenle ETUC, “Sendikalar Barış İçin” adlı bir girişim başlatmıştır. Dayanışma, diyalog ve sosyal adalet temelleri üzerine inşa edilen ve bağlı kuruluşlar tarafından yürütülen yeni bir eylem planıdır. Bu girişim açıkça şunu söylüyor: Biz sadece müzakereciler değiliz — biz barış inşacılarıyız.

 

“Neden sendikalar?” diye sorabilirsiniz. Sendikaların barış arayışındaki rolü nedir?

 

Cevabımız basit: Çünkü sosyal adalet olmadan barış sürdürülemez. Çünkü düzgün işler olmadan demokrasi kırılgandır. Ve çünkü işçilerin sesleri olmadan yeniden yapılanma her zaman başarısız olur.

 

Tarihten biliyoruz: Güney Afrika’dan Kuzey İrlanda’ya, Kolombiya’dan Balkanlar’a kadar, sendikalar bölünmeleri aşmada, barış anlaşmalarını desteklemede ve ulusal uzlaşmayı sağlamada hayati roller oynamıştır. İşler için mücadele ediyoruz, evet — ama aynı zamanda katılım, uyum ve insan onuru için de mücadele ediyoruz.

 

Etnik, dini ve siyasi sınırları aşarak insanları bir araya getiriyoruz. Şiddet yerine müzakereyi, bölünme yerine diyaloğu, nefret yerine umudu teşvik ediyoruz. Ve biliyoruz ki kamu hizmetleri güçlü olduğunda, işler düzgün yürüdüğünde, haklara saygı gösterildiğinde — çatışmaların kök salma ihtimali çok daha düşüktür.

 

Barış Sendikalar İçin Girişimi’nin sadece sözlerden ibaret olmadığını, aynı zamanda bir eylem planı olduğunu gururla ifade ediyoruz. Açık ve somut hedeflere dayanmaktadır:

 

* Zayıf ve çatışmalardan etkilenen ülkelerde örgütlenme hakkını savunmak — çünkü ses ve temsil, istikrar için esastır.

* Çatışma öncesi ve sonrası dönemlerde sendikal katılımı teşvik etmek — yerel örgütlenme, uluslararası dayanışma ve savunuculuk yoluyla.

* Krizler büyümeden önce sendikaların harekete geçebilmesi için erken uyarı kapasitesini güçlendirmek.

* Sendikaları, acil durum müdahalelerinde yer alabilecek şekilde donatmak — yerel dinamiklere ve hassasiyetlere saygı göstererek.

* Uzun vadeli toparlanmayı desteklemek — böylece yeniden yapılanma, iyi işler yaratır; hayatları yeniden inşa eder ve toplulukları güçlendirir.

* Direnç inşa etmek — sendikaları barışın sürdürülmesi ve demokratik geçiş süreçlerinde merkezi aktörler haline getirmek.

 

Bu çabaları desteklemek için; vaka çalışmalarını ve dijital kaynakları içeren bir Araç Seti hazırlayacağız. Ayrıca bir Barış Çalışmaları Elçileri Ağı kurarak sendikacıları mentorluk yapacak ve harekete geçireceğiz. Her yıl bir Barış Forumu düzenleyeceğiz.

 

Ve bir Avrupa Barış Merkezi kurarak, sendikaların barış süreçlerine, yeniden yapılanma faaliyetlerine ve kapsayıcı kalkınmaya katılımını koordine edeceğiz.

 

Bunu gerçekleştirmek için sadece açıklamalara değil; ortaklara, tanınmaya ve eyleme ihtiyacımız var.

 

Bu nedenle hükümetleri ve uluslararası kuruluşları, sendikaları barış inşası ve yeniden yapılanmadaki temel aktörler olarak tanımaya çağırıyoruz.

 

Çatışma bölgelerindeki tüm kamu yatırımlarında sosyal koşulların uygulanmasını talep ediyoruz — özellikle yeniden yapılanma sürecindeki Ukrayna ve nihayetinde Gazze için.

 

Avrupa Birliği’ni, savunma harcamaları yerine diplomasiye, kalkınmaya ve sosyal uyuma öncelik veren bir barış politikası geliştirmeye çağırıyoruz.

 

Ve her sendikadan, her bağlı kuruluştan, her eylemciden şunu istiyoruz: Bize katılın.

Deneyiminizi getirin.

Liderliğinizi paylaşın.

Dayanışmayı barışa dönüştüren bir hareketin inşasına katkı verin.

 

Arkadaşlar, sözlerimi şu şekilde bitireyim: Barış bir lüks değil; bir haktır. Ve bir sorumluluktur.

 

Savaş, dezenformasyon, eşitsizlik ve sömürüyle sarsılmış bir dünyada sendikalar güvenin sembolüdür. Gerçekten de iş yerlerinde, topluluklarda, insanların günlük mücadelelerinde kök salmış durumdayız. İşte bu bizim gücümüzdür — ve aynı zamanda kuvvetimizdir.

 

Buradayız, çünkü başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz:

Barışın temelden inşa edildiği, işçilerin zarar gören değil; değişimin öznesi olduğu ve diyaloğun bölünmeyi yendiği bir dünya.

 

Bu Forumu yalnızca ilham alarak değil, aynı zamanda örgütlenerek terk edelim.

 

Gösterelim ki:

Dayanışma bizim stratejimizdir,

Diyalog bizim aracımızdır,

Barış bizim görevimizdir.

 

 

https://etuc.org/en/speech/solidarity-justice-peace-role-trade-unions-world-crisis