DTP KAPATILDI...
DTP KAPATILDI KÜRTLERE KARŞI LİNÇ HAREKÂTI SÜRÜYOR Bugün Kürtlerin legal platformdaki sesi olan DTP sözde bağımsız, gerçekte ise sömürgeci faşist rejimin devamlığını sözde hukuk alanında sürdüren Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Bu Kürt Hareketinin bilmem kaçıncı partisidir kapatılan. Bundan önce de onlarca kez kapatılan partilerin hep yerine yenileri kısa süre içinde açıldı ve de hareket daha da boyutlanıp sürdü.
Ama bu seferki kapatmanın anlamı sadece Kürt hareketinin legalde sesini kısmak, onun yolunu tıkamak değildir. Bu kez ki kapatmanın bunu aşan büyük bir boyutu vardır. Aylardır anlatmaya çalıştığımız gibi, bu kapsamlı linç ve boğma harekâtının bir parçasıdır. Kürtlere karşı girişilen bu kapsamlı saldırı ile Kürtlerin sıkıştırılması, savaşın tırmandırılması ve iç savaş anlamında tarafların oluşturulmasıdır. Amaç Kürt hareketini daha da savaşın göbeğine çekip, hedef gözetmeksizin savaşın tırmandırılması ve halkların işin içine katılıp iç savaşın kapsamlı bir biçimde tırmandırılmasıdır. Zira yükseltilen provokatif eylemlerle at başı giden sürecin daha da derinleştirilmesi ve de iç savaşın tırmandırılma iradesi her geçtiğimiz gün daha da net bir biçimde açığa çıkıyor.
DTP kapatıldı. Ama kapatılan ve saldırılan esasen DTP değildir aslında. Yıllardır planlandığı üzere ve yılların birikiminin verdiği üzere iç savaş oyunlarının son ayaklarını döşüyor düzen. Halkları birbirine kırdırmak, ABD emperyalizminin BOP ya da GOİ planının bir ayağının yaratılması idi amaçlanan. Bunda son yıllarda, hele de son zamanlarda oldukça başarılı olmuş görünüyor.
Burjuva sömürgeci faşist diktatörlüğün asla ve kesinlikle demokratik olmadığı, tam tersine açılım vs gibi yaygaralarla neleri hedeflediği de bu son günlerde daha net görülüyor. AKP’nin daha yeterince yıpranmadığı ve bir süre daha kullanılabilir durumda olduğundan dolayı, klik çatışmalarında da AKP tarafının üstünlüğünden dolayı kapatılmaması ve fakat hemen hemen aynı gerekçelerle DTP’nin kapatılmış olması düzen, demokrasi, hukuk, mahkemeler, yasalar, emekçiler ile sömürülenlerin düzen içindeki konumlanışları konusunda oldukça önemli ipuçları vermiştir. Düzen kesinlikle ve net olarak egemenlerin çıkarlarına göre benzenmiş olup, yasalar ya da kurumlarının onların çıkarları esas alınarak konumlandırıldıkları da açıktır. Bir tepsi baklava çalan gençlerin yıllarca hapis yatıp, bunun karşısında halkları soyup soğana çevirenlerin bir gün dahi hapis yatmaması bile buna en güzle örnektir. Kapitalizm açısından mülk, adaletin temelidir. Adalet, mülke göre işlemektedir özlü sözde de açıkça ifade edildiği gibi. Bu anlamda da DTP’nin kapatılmış olması da bu mesajın kendisidir aynı zamanda.
DTP’nin kapatılmış olması asla ve kesinlikle KUKM’nin bitmesi demek değildir. Tam tersine daha güçlü geleceğinden eminiz. Zaten DTP ya da KUKM bu kapatmaya karşı önlemlerini almış durumdadır sanıyoruz.
Bu süreci değerlendirdiğimizde şunları görmek zor olmayacaktır:
Birincisi, Kürt hareketine karşı linç hareketi daha da boyutlanacaktır. Savaş daha da tırmandırılacaktır. Kürtler, her bakımdan bugüne kadarki yaşadıklarını yaşamaya devam edeceklerdir. Bu ne ilk ne de son olacaktır.
İkincisi, iç savaş stratejisi devrededir. Bu saldırı ve kapsamlı strateji her ayağıyla devrede olacaktır. Dağlardaki saldırının yanında şehirlerde resmi-sivil faşist hareket tarafından kapsamlı bir savaş programı uygulanacaktır. Kürt halkına karşı şehirlerde de iç savaşın gereği yapılacaktır. Zaten bu yapılmaktadır, devam edecektir. Ama bir tek farkla ki, geniş proleter-emekçi yığınları da kapsamaya çalışarak yapılmak hedefi vardır, bunun da öncekilerden daha da farklı olacağı açıktır.
Üçüncüsü, Kürt Halkı ve lider güçleri düzenin bu haliyle açılamayacağını, ancak ve sadece kendi elastikiyet ölçülerine göre saçılabileceğini, düzenin kendi içinde demokratikleşemeyeceğini, ancak ve kesinlikle kendi ölçülerine gelenlere ön açıp, gerisini tasfiyeye dönük olacağını kavramışlardır umuyoruz. Zira açılım teraneleri olduğunda oldukça umut vardılar ve de halkı da kendilerine uydurdular. Süreç uzadıkça farkına vardılar ve fakat oldukça zaman geçmişti üzerinden.
Dördüncüsü, bu yaşananlar ve gelişmelerin arkasında kesin ve net olarak ABD emperyalizmi ile onun proje ve planları vardır. Bu anlamda tutarlı bir anti-emperyalist çizgi izlenmediği sürece, PKK ya da bir başka hareketin başarı şansı yoktur.
Beşincisi, bundan önceki süreçten farklı olarak Anadolu emekçileri ile proletaryasının rolü KUKM tarafından iyi görülmelidir. Yürütülen mücadelenin birlikte-organize-tutarlı-ortak bir biçimde yürütülmesi, eylem biçimleri ve tarzlarının, zamanlamanın öneminin altını da çizmek lazımdır. Anadolu emekçilerini kazanmak, onların gönlünde yer etmek sadece Anadolu komünistlerinin işi değildir. Bu görev ve sorumluluk KUKM’nindir aynı zamanda.
Tüm yukarıdakiler dikkate alınmadan, gerekli dersler bu çerçevede çıkarılmadan Kürt hareketinin başarısı, gerçek bir kurtuluşu olanaklı değildir. Sömürgeci faşist diktatörlüğün demokratlığı ve açılımının (!) göstergesi olarak DTP kapatılmıştır. Sömürgeci faşist rejim ortadan kalkmadan özgürlük-eşitlik-kardeşlik-sosyalizm imkânsızdır. Kürtlere karşı linç kampanyası sürecektir. Anadolu emekçileri ve proletarya örgütlü bir biçimde bu linçe karşı dayanışmalıdır. Yaşamın her alanında birliktelik- kardeşlik zincirleri örülmeli ve de kardeşlik ekipleri birlikte çalışmalıdır.
11.12.2009
Mahmut Halil CAN ( Sendiren )
http://ateshirsizi.net