Conilere ve Tonilere Mektup
Beyler, bizi katledebilirsiniz Bağdat'ta. Evet, bunu yapmaya muktedirsiniz. Daha önce de yaptınız, daha sonra da yaparsınız. Lakin beyler, bombalarınız sadece öldürebilir bizi, ama yok edemez. Ömrümüz ve öfkemiz sizin bombalarınızın menzilinden uzundur. Ve ardınızdan gelen ayak seslerimizi ve ensenizdeki nefesimizi, bastıramaz bomba sesleriniz. Her yanda ve her an gördüğünüz öfkeli göz, kararlı yüz, kenetlenmiş diş, sıkılı yumruk, atılan taş, edilen küfür bizimdir.
Hey Coniler ve dahi Toniler, bakın demedi demeyin, siz daha bu toprakların geleneklerini bilmiyorsunuz, ama biz belletiriz adama, bu toprakların töresini.
Siz bilmezsiniz bu topraklardaki kan davasının hükmünü. Mesela işgal edilen toprağın, dökülen kanın davası kana kan cana candır bu topraklarda. Buralarda analar çocuklarına ninni diye kan davasının kinini fısıldar. Büyüsün de öcümüzü alsın diye. Sen o topraklardan istediğin petrolü alacaksın belki ama senden de döktüğün kanların, söndürdüğün ocakların öcü alınacaktır
Coni!..
Keser döner, sap döner sıktığın kurşun göğsümüze çarpıp sana döner. Demedi deme Coni, burası Teksas'ın Kovboy Barlarına benzemez. Ve alçak, ve kalleş ve zalimler sevilmez buralarda. Sen istersen bu dediklerimize kulağını tıka. Ama kulağına bir tokat, bir taş ve bir ateş saplandığında eğer vaktin kalırsa hatırlarsın bu dediklerimizi. Ve 'Dediydi.' dersin...
Buraların insanları biraz kavruktur Coni. Tenimiz esmerdir, gözümüz kara. Yani senin 'kara kafalı' dediğin insanlarız biz. Kestiğin Kızılderililer'e ve ezdiğin kölelere baktığın gibi bakıyorsun bize. Öyle ya, biz senin gibi bıngıl bıngıl etli bir domuza benzemiyoruz. Lakin bizim bura insanında bir yürek vardır Coni, çataldır. Senin aklın ermez çatal yürekli olmanın ne demek olduğuna. Çünkü bizim göğsümüzün altında çatal bir yürek, senin o çelik yelekli zırhlarının altında canı tatlı bir domuz var. Adamın canı tatlı olunca, onca silaha rağmen korkar. İt gibi korkar hem de. Bu kez bombaları değil, ödü patlar kovboy dedikleri sığır çobanlarının. Korktuğunuzdan olsa gerektir katledişiniz bebelerimizi dahi. Erkekçe değildir dövüşünüz. Kancık derler bizim memlekette sizin gibi adama.
Kıyamet kopacakmış bizim için. Bombalarınız cehennemi yaşatacakmış bize. Öyle diyor gazete ve televizyonlarınız. Herhalde o zaman, topunuz, kanımızla kına yakacaksınız. Lakin, sizin aklınız kıyametten sonrasına basmaz. Beyninizin hard diski kaç megabayt olursa olsun, bizim ufkumuzu alamaz. Unutmasın ki Adem Baba çamurdan imal edilmemişken daha biz bu topraklarda yaşıyorduk. Ve sizin kıyametinizden sonra da bu topraklarda yaşayacağız. Yani demem o ki, bu ilk kıyamet, ilk cehennem, ilk işgal ve istila değil. Binlerce yıllık gözlerimiz, sizin de defterinizin dürüldüğünü görecektir...
Geldiğinizi duyunca Ali Rumuz isimli bir pezevenk, Mardin'e bir genelev açmak istemişti Coni, sizin için. Kovboylara hizmette sınır yok diye düşünmüş o'da, başka saygın büyükleri gibi. Ali Rumuz'da, kendince 'reel politik' hesaplarla, 'Bir kaç dolar da ben kazanayım.' demiş olmalı. Ve fakat tarih kitapları, Rumuz Ali' den bahsetmeyecek. Çünkü ona gelene kadar, daha büyük ve saygın meslektaşlarının uğursuz isimleri geçecek tarihe. Uğursuz ve lanetli ve kravatlı ve hakili, lacili ve daha büyük Rumuz Ali'ler bu davanın iyi halsiz sanıklarıdır.
Roma'nın Lejyoner ve İskender'in talan ordusu atanızdır sizin. Atalarınız, yağma ve talan orduların ardında birde fahişeler ordusu taşırdı. Belli ki, siz buna gerek duymuyorsunuz. 'Nasılsa dostumuz Ali Rumuz'lar, çekilmedik peşkeş bırakmaz.' diye düşünüyorsunuz. Doğrudur. Ali Rumuz'lar öyledir. Ve fakat bu topraklarda 'Kürdün Gelini/ İşgalciye Vermez Elini' diye bir türkü de söylenir, duydunuz mu bilmem...
Ve o gelinler ve o çocuklar ve o delikanlılar ve o adamlar ve kadınların size sunacakları tek bir şeyleri vardır, adına 'nefret' derler.
Bu nefreti; kini ve öfkeyi çekecek kadar alçak olanlar, iflah olmaz artık. Adam değilsiniz siz de. Buralarda adam sayılmanın ölçütü, mert olmaktır. Değilsiniz Coni, cümlenizi toplasak, bir adam etmezsiniz. Çünkü, namertsiniz. Duyuyor musun Coni, dünyanın bütün meydanlarında farklı dillerde ama tek bir yürekle 'Kahrolsun Amerika!..' diyen sesler yükseliyor. Rezil rüsva bir kepazelikle insan içine çıkamaz oldunuz. Tecrit oldunuz Coni tecrit! Bizi sadece duvarlar tecrit ediyor, ama sizi halklar tecrit etti Coni. Duvarların bir sonu vardır, biter bir yerde. Bastille'nin duvarları gibi çöker bir gün. Lakin halkların öfkesi bakidir. İstediğin kadar bombala, yıkamazsın o öfkeyi. Ama senin saltanatın yıkılır ve yıkılacak bir gün Coni. Ne saraylar, ne saltanatlar çöktü, Beyaz Saray'da çöker bir gün. O kadar güvenme.
Gün olur devran döner. Bugün, sizi halk içine çıkamayacak kadar tecrit eden 'baldırı çıplaklar', yarın yayıldığınız her yanda ümüğünüze çöker Coni. Siz tarihten ibret almasanızda, tarihin ve hayatın yasaları hükmünü verdi çoktan. Gereği düşünüldü, kalem kırıldı. Geriye kalan, siciminizi çekmektir artık. Değil halklar, karıncalar, kediler, çiçekler, böcekler ve bulutlar bile sandalyenize tekme atmak için ayağını uzatacak. Öyle uğursuz ve lanetlisiniz işte. Ve ancak sizin kadar alçak, kalleş ve zalim olanlar bu denli lanetlenmiştir. Soyunuz Dehak'a dayanır Coni, bizse Demirci Kawa'nın torunlarıyız. Adalıyız! Umudun insanıyız,
umudun...
Ümit Zafer