AYAĞA KALK EY İNSANLIK!

Puşt zamanlara kaldı sevdalar. Puşt zamanlara kaldı dostlar. Puşt zamanlara kaldı devrim. Öylesine derin ki; zaman içindeki boşluklar. Yeri doldurulamayan derin kuyular. Her yalnızlaşmış insan dünyasının içinde kör kuyular. Hesaplaşılamamış yalnızlıklar. Düz bir çizgi de gidiyormuşcasına, sanki hiç devrilmemiş gibi dik durmaya çalışan sahtekârlıklar. İki yüzlülük ve riyakârlıklarla beslenmiş ilişkiler. Yaşamın her alanı puşt zulaları. Her köşe başında aç kurtlar misali saldırganlık. Nerden geleceği belli olmayan saldırılar.

Kasım 26, 2008 - 00:54
 1.1k
Her şey sanallaşmış. Bir pencere ardında her şey. Biri birine uzaklaşan yollar. Hiç kesişmeyecekmiş gibi duran asılı duvar gibi hayatlar. Her şeyiyle iç içe geçmiş ve fakat yine ırak duran yaşamlar. Birdenbire hayalleri ile yüz yüze gelmekten korkan insancıklar. Bir o yana bir bu yana sallanıp duran kelimeler. Havada asılı duran gerçekler; sanki yeryüzüne hiç inmeyecekmiş gibi.

Sancıları ile baş başa; ama mutlulukları ile ormancasına kalabalıklarla. Her defasına yüreğince şarkılarla uyanıp; hemen ardından umutsuz yarınlara dalıp gitmeler. Ne geceler belli, ne de gündüzler. Ne gülündüğü belli; ne de ağlandığı. Her şey tam bir keşmekeş. Her yanımız puşt karanlıklar. Sahte aydınlıklara bulanmış, loş karanlıklar. Oltasına takılan irice bir balığa sevinip; kaybettiklerine acımayan yaşamlar. Her defasında sormadan yanıt alınamayan, esasında yanıtsız sorular. Her gün yola yeniden çıkıp; ama yine umutsuzca çıkış yok demek.

Puşt zamandayız vesselam. Her şeyiyle dünyanın gelmiş geçmiş tüm kirini sanki bu zamanede toplamış gibi ağır karabasanlar. Düşleri ve özlemleri ile kirletilmiş, insani tüm duyguları tüketilmiş, kalabalık yalnızlıklar içinde bir başına terki viran edilmiş yaşamlar. Yarınsız, sadece günü yaşamaya endeksli umutsuz, dirençten yoksun, yaşamın rüzgârına yelkenleri teslim etmiş kaptancıklar. Sadece hayvani güdüleriyle terbiye edilmiş, güdülerinin peşinden koşan ve de her şeyiyle hayvanileşmiş insanlık.

Sevdayı, direnci, aşkı, yaşamı belki de hiç tadamayacakmışcasına sömüren zamane insanı. Her şeyini başkalarının ya da dışındakilerin sırtından elde etmeye alışmış; talancı-yağmacı anlayışlar. Emeği, değeri, ahlakı kabaca enayilik gibi gören küstahlık. Ancak kuyruğuna basıldığında kudurmuşçasına saldırganlık, canhıraş koruma güdüsü.

Her şeyiyle yeniden ve yeniden kendine dönemeyen, insani değerlerine yabancı koca koca yığınlar. Tümüyle kendine, emeğine, insana yabancılaşmış, ıramış yabancı insancıklar. Gücün karşısında ram eden kedicik, ezginin yanında ise kaplancık kesilen insancıklar. Ürettiği ile yarattığına karşı aymazlık, vurdumduymazlık; habire tüketmeye alıştırılmış güruhlar.

Puşt zamandır düzen. Puşt sarmalıdır kapitalizm. Her şeyiyle kahpe kudurganlık, her yönüyle sınırsız saldırganlık, her adımda insanı her şeye yabancılaştıran, bitiren, tüketen ve doymayan bir yılandır kapitalizm. İnsanı insanlıktan, kendinden, insandan, içinden ve her şeyden uzaklaştıran pis bir sırtlandır. Her tarafından pislik akan, pislik kokan lağım çukurudur. Bu lağım çukurudur ki, içine her gün yüzlercesini çekmezse kendisi yaşayamaz. Yaşamasının tek güvencesi lağıma çekilen insanlıktır.

Puşt zamanlar güvensizliktir. Puşt zamanlar karanlıktır. Ucu belirsiz çukurdur. Dimdik ayakta duruyormuş gibi duran saman yığınıdır. Yedirilmiş artıklardır. Her şeye uzaklıktır. Her şeye yabancılıktır. Yalandır. Dolandır. Talandır. Yağmadır. Sömürüdür. Kahpeliktir. Ahlaksızlıktır. Her şeyiyle dibe vurmadır. Üretmeden ve yaratmadan tüketmektir. Sevmeden ve emek vermeden aşık oluyormuş gibi olmaktır. Asla kendisi olamamaktır. Dostluk, yoldaşlık, yarenlik, birlikteliklere uzak; yalnızlığa gebeliktir.

Puşt zamanların kendisidir Kapitalizm. Bitip tükenmek bilmez gibi görünen pis bir çukurdur. Her çukur gibi onunda sonu vardır. Bu sonlu çukurun dibine vurmuştur insanlık.

Artık ayağa kalkma iradesine sahip olmak için kendisine gelmektedir. Dostluk, yoldaşlık, yarenlik, ortaklaşa gelecek, umudu yaşatan dirençle ayağa kalkmaktadır. Puşt karanlığı yırtacak umudun ışığı kavgadır, mücadeledir. Sevdadır. Aşktır. Dirençtir. Umuttur. Eylemdir. Harekettir. Geleceğe ilişkin kaygıdır.

Puşt zamanın, puşt karanlığın düşmanı devrimdir. Sosyalizmdir. Tüketilmiş insanlığı; proletaryanın ışıklı yolu ile aydınlatmaktır. Her gün yeniden ve yeniden direniş türküleri söylemektir. Her gün puştça saldırılara karşı, devrimci olabilmek ve kalabilmektir. Her gün kavgayı daha da büyütmektir. Yaşamın ve yaşanılan her alanın devrimci kılınmasıdır. Adım adım ileri atılan her doğru adımı sağlamlaştırarak kararlıca ilerlemektir. Güvendir. Dostluktur. Yoldaşlıktır. Geleceğe güvenle, inançla, kararlıca bakabilmektir. Kavganın her yönüyle neferi olabilmektir.

Puşt zamanlarda kalmamalı sevdamız. Kavgamız. Direncimiz. Umudumuz. Dostluklarımız. Yoldaşlıklarımız. Yaşamımız. İnsanlığımız. Tam tersine ileriye taşımalıyız. Proletaryanın görkemli-ışıklı yolunda AYAĞA KALK AYAĞA EY İNSANLIK!

Mahmut Halil Can (Sendiren)
EKİM 2008

http://ateshirsizi. net