Avrupa’da otomotiv sektörü -2-

Uluslararası otomotiv sektöründe ciddi sorunlar var ve bu sorunlar giderek ağırlaşıyor. Bazı ülkelerde “kapanma” yaşandığında binlerce işçi ve emekçi sokağa atılıyor. Olası bir Avrupa sendikalar birliğinin ortak hareket etmesi ve saldırılara karşı direniş çağrısı yapması durumunda, 18,1 milyonluk proleter kitle bütün kıtayı peşine sürükleyebilecek imkan ve olanaklara sahiptir.

Ocak 7, 2025 - 22:34
Şubat 6, 2025 - 00:36
 40

İspanya

Seat: Seat Leon, Seat Ibiza, Seat Mii
VW’nin yaşadığı sorunların benzerini yaşıyor. Kalite olarak da VW’nin kopyası ya da daha düşük bir biçimidir. İsmi ve üretildiği ülkeden dolayı pazar payı doğal olarak VW’ye göre daha dar. Bu sektörde yaşanan sorunlardan dolayı yerini ve önemini korumak için ciddi yeni teknolojik yatırımlara giriştiğini iddia ediyor. Bunu zamanla göreceğiz ve pazar payında aldığı yer, onun bu konudaki başarısını da gösterecek. Seat markası, değişik modeller ile kendi ülkesi ve diğer ülkelerde popüler modelleriyle üretimini sürdürüyor.

İtalya

Iveco, Fiat, Alfa Romeo, Abarth, Lancia, Maserati, Ferrari ve Lamborghini gibi markalar bulunmaktadır. Bu markalar arasında toplumun geneli tarafından en yaygın olarak Fiat araçları kullanılmaktadır. Gelinen aşamada Fiat, elektrikli ürünlerini Sırbistan’a taşıyacağını açıkladı. Bu, binlerce işçinin sokaklara atılacağı ve işsizlik ordusunun giderek büyüyeceği anlamına gelmektedir. Bu ülkede de tüm araçlarda ciddi kalite ve teknolojik sorunlar yaşanmaktadır. Ülkenin durumu da göz önünde bulundurulduğunda, pazar payında bir daralma olduğu görülmektedir.

İsveç

Scania, Volvo, Saab
Bu markalar, personel araçlarda ve büyük yük taşıyıcı araçlarda ciddi sorunlar yaşıyor. Bir süreden beri yaşadığı sorunları kısmen aştığını söylese de henüz kaybettiği pazar payını geri almış değil. Özellikle büyük TIR sektöründe ciddi başarılar elde eden iki marka, Volvo ve Scania, teknolojik gelişmede kat ettiği mesafe ile taşımacılık firmalarının ilgi odağı olmaya ve sürücünün tercihi olmaya devam ediyor. Bu ülkedeki üretim içinde olan firmalar, uluslararası teknik ve teknolojiden yararlanarak ortak çalışıyorlar. Çin, Japonya ve diğer Avrupa Birliği ülkeleriyle işbirliği yapıyorlar.
Volvo, çeşitli sorunlar yaşasa da pazar payında ikinci yerini koruyor ve birçok konuda sürücünün tercihi olan bir üründür. Ürünün kalitesi ve kullanımı, sürücülerin tercihinde büyük bir paya sahiptir.
Scania TIR fabrikası Hollanda’nın Zwolle kentinde üretimini sürdürüyor. Bazı sorunlar yaşasa da kısmen çözülmüş gibi görünüyor. Pazar payını düşürse de belli bir kalite düzeyini tutturmada devam ediyor.

Fransa

Renault, Peugeot, Citroën, Bugatti.
Dünyadaki pazar payları, ülkenin politik ilişkileri doğrultusunda belirleyici oluyor. Hangi ülkelerle fazla ekonomik ve politik işbirliği ve ilişkileri varsa, o ülkelerle ürettikleri araçların satışını da bu doğrultuda yönlendiriyorlar. Renault, hem küçük ve orta boy, hem de büyük TIR üretiminde, çok popüler bir sırada olmasa da bu doğrultuda rekabet edecek bir düzeydedir. Başka ülkelerde yaşanan program ve teknolojik sorunlar burada da benzer şekilde yaşanmaktadır. İşler iyi gittiğinde taşeron firmalar
üzerinden işe alımlar yapılıyor. İşler iyi gitmeyince çıkışlar gündeme geliyor ve birçoğunun hayalleri yeniden bozuluyor.
Fransa’da sendikal hareket gelişmeler karşısında sessiz değildir. Ama sendikal hareket kendi sınırları içerisinde ele alındığında, yapılacak mücadelenin de sınırları bellidir. Ayrıca “Sarı yelekliler” bir dönem çok popüler bir hava estirse de genel anlamda işçi ve emekçileri yordu. Sözde kazandıkları hakların ve yayımladıkları genelgelerin ardında bile duramayacak duruma düştüler. Sendikal hareketlilik küçümsenilmez ve büyük bir değer taşımaktadır. Ancak politik bir önderlikten yoksun olduğu sürece kendi başına başaracağı şeyler sınırlı ve kısıtlıdır. Bunun sayısız örnekleri vardır.

Belçika

Audi, Volkswagen, Mercedes-Benz ve Toyota gibi otomotiv firmaları faaliyet göstermektedir. Audi firmasının Belçika’daki kolu ve Audi Q8 fabrikası, binlerce işçi ve emekçinin çalışma yeri, kapanma haberini basın üzerinden duyurdu. Gerekçe olarak talep azlığı gösterildi. Bu gerekçe, fabrikanın kapatılması kararının alınmasına neden oldu. Yaklaşık 9 bin işçi ve emekçiyi etkileyecek olan bu durum ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Opel marka araç da bir dönem Belçika’da üretilmiştir. İlk kuruluş yıllarından kısa bir süre sonra başlayan 1. Dünya Savaşı ve daha sonra 2. Dünya Savaşı, firmanın savaşın ihtiyaçları doğrultusunda üretim yapmasına yol açtı. Savaş ihtiyacı kalmadığında, yeniden kuruluş ihtiyacı doğrultusunda üretim sürdürüldü. Uzun yıllar Belçika’da üretim yapan firma, sonradan kapatarak binlerce işçiyi işsizlik ordusuna katarak ülkeyi terk etti. Almanya’da da Opel marka araç üreten firma, bazı şehirlerde üretimini ya durdurdu ya da düşük ücretle montaj görevi görerek devam etti.

Brüksel yakınlarındaki Audi Q8 elektrikli otomobil fabrikasında 3 bin kişi çalışmaktadır. Bu alanda çoğu zaman iki sendika, ABVV ve ACV, birlikte çalışmaktadır. ABVV sendikası, kadroları ve mücadele biçimiyle bugün Avrupa’da en ileri sendikalardan biridir. Audi Q8 fabrikasında birkaç hafta önce açıklanan kapanma durumuna karşı işçiler, üretimde olan 200 aracın anahtarına el koyup saklayarak tepkilerini gösterdi. İşveren, anahtarlar teslim edilmezse üretimin devam etmeyeceği tehdidinde bulununca anahtarlar çıkarıldı ve sorun çözüldü. Bu saldırı ve tepkiye karşı ABVV sendikası birtakım girişimlerde bulunuyor; ancak bu, burjuvaziye geri adım attıracak durumdan çok uzaktır.

2023’te Avrupa’da en çok grev ve genel grevlerin yapıldığı ülke Belçika’dır. Ancak Almanya ve Fransa kadar ses getirmemektedir. Yaşanan grev ve direnişler henüz istenilen düzeyde olmasa da, alttan gelen dalga giderek yaygınlaşacak ve politik bir çığır açacaktır.

Danimarka

Üretilen otomobil markaları arasında Bremsbilen, Dansk, DK, Hammel, Kewett, Triangel ve Zenvo yer almaktadır. Bu ülkede üretilen araçların yerel düzeyde kendine özgü özellikleri bulunmaktadır; ancak uluslararası düzeyde ciddi bir popülariteye sahip değildirler. Bu firmalar, diğer ülkelerdeki popüler marka araç üreticileri ile ilişkiler içindedir ve birçok yedek parça birbirinin benzeridir.

İngiltere

Jaguar, Land Rover, Range Rover, Mini, Lotus, Aston Martin ve Bentley gibi markalar bulunmaktadır. Bu markaların bazıları kendi ülkelerinin orijinal üretimi olsa da bazıları başka ülkelerle ortak yapılan üretimlerdir. Ya da kendi ülkelerindeki firmanın bölümü ve/veya montaj fabrikasıdır. Bu durum, yeni teknolojik gelişmeler karşısında programla teknolojik gelişim arasında ciddi bir uyumsuzluk yaşanmasına neden olmaktadır. Bu da giderek kalitenin düştüğünü ve pazar payının kaliteyi koruyanlar karşısında üretimin azaldığını göstermektedir.
***
Avrupa’da 18,1 milyon civarında işçi ve emekçi otomotiv sektöründe çalışmaktadır. Bu sayı, yedek parça ve yan sanayi ürünleri üreten çalışanları da kapsamaktadır. Avrupa ülkelerinde birçok otomotiv sektöründe markalar, başka bir ülkenin otomobil markasından hisse alarak ortak çalışmaktadırlar. Örneğin Almanya’da Opel, Fransa’dan Renault firmasının belli kesimlerinde hisse alarak ortak olmaktadır. Yani uluslararası sermaye iç içe geçmiş durumdadır. Kriz ve sorunların yaşandığı dönemde, şovenist davranan kişi ve kurumlar bu durumdan mustariptir. Çünkü kendi ülkesinin firması, diğer ülkenin sektöründeki firmadan da hisse sahibidir. Benzer şeyleri 2008’in sonunda yaşanan uluslararası finans krizinde görmek mümkündür. Birçok ülkenin burjuvazisi, televizyon, radyo, gazete gibi medya araçlarıyla çağrı yaparak kendi ülkesinin ürettiği üründen almalarını önermiştir.

Örneğin, Mercedes ve BMW ile Ferrari ve Lamborghini arasındaki pazar payı. Bu araçların toplumun hangi kesiminin ilgisini çektiği, fiyat, kalite ve ülkenin dünya ölçeğinde otomotiv sektöründeki yeri, pazar payını da belirlemektedir. Örneğin, 2023 yılında BMW üretimi 2 milyon 555 bin 341. Bu sayı, BMW grubunun tamamını kapsamaktadır. Burada ayrıntılara girmeden okuyucuya kısaca bir fikir verdiğimi düşünüyorum. Ferrari 4 bin 666. Bunlarda, toplumun alım gücü ve fiyatı belirleyici olmaktadır. Bu araçların birçoğu, farklı adlar ve modeller altında farklı ülkelerde üretilmektedir. Sadece üreten fabrikalarda değil, aynı zamanda yan sanayi kollarında da yüz binlerce işçi ve emekçi çalışmaktadır. Örneğin, bazı ülkelerin kendi ürettikleri araç yoktur ama başka ülkelerden firmalar o ülkede açtıkları fabrikalarla araçlarını üretmektedir. Bunlardan Portekiz, Avrupa ve Asya marka patentli araçlar üreten ülkelerden biridir. Bunu diğer başka ülkelerde de görmek mümkündür. Birçok ülkede iç içe geçmiş sermaye ilişkileri üretimlerini sürdürmektedir.

Bir kez daha…

Uluslararası otomotiv sektöründe ciddi sorunlar var ve bu sorunlar giderek ağırlaşıyor. Bazı ülkelerde “kapanma” yaşandığında binlerce işçi ve emekçi sokağa atılıyor. Bu yaşanan sorunlar bazı platformlarda değişik biçimlerde yorumlansa da, bazı gizli ve farklı amaçlar için kullanılabileceği endişelerini taşımakta; ancak henüz açıkça bir şey söylemek zordur… Bu sektörde yaşanan sorunlar, bir bütün olarak toplumu etkileyebiliyor. Aynı şekilde, sendikal hareketlilik için de en örgütlü sektörlerden biridir. Olası bir Avrupa sendikalar birliğinin ortak hareket etmesi ve saldırılara karşı direniş çağrısı yapması durumunda, 18,1 milyonluk proleter kitle bütün kıtayı peşine sürükleyebilecek imkan ve olanaklara sahiptir. Tekstil ve elektronik fabrikalar, bundan en çok etkilenecek sektörlerdir.

Yazıyı hantal hale getirmemek için özetlemeyle yetindim. Bu konuda çok daha detaylara girerek geniş bilgi edinmek mümkündür. Bütün bu saldırılar karşısında sendikal hareketlilik nezdinde bir direnme var ama bu çok yetersiz! İhtiyaca yönelik ve insani normlar düzeyinde üretim sürdürülmediği sürece işçi kıyımları kaçınılmazdır. Geniş bir kapsamda örgütlü olan sendikal hareketlilik, bu gücü devrimci bir politikaya dönüştürür ve sınıf bilinci olan işçiler el atarsa politik bir işçi hareketiyle mevziler korunur ve yeni haklar elde edilir. Aksi takdirde cılız çığlık sesleri gürültülü ortamda kaybolup gidiyor.

A. Solmaz
FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi
26 Aralık 2024