3. Enternasyonal Maden İşçileri Semineri gerçekleşti...

Seminer boyunca olan izlenimlerimi ve tutuğum bazı önemli notları sizlerle paylaşmak istedim...

Eylül 3, 2008 - 21:24
 1.5k
28-31 Ağustos 2008 tarihleri arasında Almanya‘nin, Gelsenkirchen kentinde bir araya gelinerek yoğun tartışma ve deneylerle başarılı bir şekilde gerçekleşti. Ev sahipliğini ve organizasyonu MLPD, ( Marksist-leninist, Almanya Partisi ) nin yaptığı seminer oldukça hazırlıklı, teknik olarak ve her açıdan özen gösterilerek hazırlanmıştı.
28 ağustos 2008'den itibaren Gelsenkirchen'deki seminer yerine gelemeye başlayan delege konuklar, 29 Ağustos 2008'de saat 19.00'da bir araya gelinerek kısa bir tanışma ve sohbetten sonra hep birlikte Gelsenkirchen'deki maden ocaklarına gidildi.

26 ülkenin Maden işleri ve isçilerini konu alan seminer Avrupa’nın dışında 14 ülkenin de katıldığı anlamlı deney ve tecrübelere sahne oldu.
Asıl programa 30 Ağustos 2008 Cumartesi günü saat 09.00 da başlandı. Çeşitli ülkelerdeki Maden ocaklarıyla ilgili bilgiler dosyalar halinde hazırlanmıştı ve katılımcılara sunuldu.

Türkiye, Zonguldak Maden İş sendikasından da bir isçinin delege olarak katıldığı seminer heyecanlı ve tüyler ürpertici çalışma koşullarını anlatarak konuşmasını sürdürdü. 4. sırada konuşmacı olarak katılan Türkiye delegesi maden ocaklarıyla ilgili anlamlı ve özgül değerlendirmeler yaparak başladı ve konuşmasını Türkiye’deki politik duruma ve genel duruma da değinerek sürdürdü. Öğlenden önce özellikle delegeler düzeyinde katılan ülkelerin maden ocaklarıyla ilgili bilgi verildi. Maden ocaklarının durumu çalışanların durumu, sayısı ve geleceğine değinildi. Aşağıda bazı ülkelerin ilginç örneklerini vererek yazımızı sürdüreceğiz.

Xxx

Yemekten sonra kısa bir müzik dinletisi yapıldı, ardından ;
Kazakistan temsilcisi bir konuşma yaptı. Konuşmalar her kesin kendi dilinde yapılıyordu ve anında katılımcı dillere çevriliyordu kulaklıklar ve gruplara tercüme edilerek. Kazakistan’daki maden isçilerinin durumunu anlattı ve sınıf mücadelesi içinde maden isçilerinin rolüne değindi.

Ukranya: Maden işletmesinde sendikada aktif bir bayan konuşmacı. Bir maden isçisi ailesinden geldiğinden söz etti. Sendikalar içinde kadınların rolü ve kadınları örgütlemeyen bir sendikanın geleceğinin olmayacağına değindi. Konuşması zaman zaman alkışlarla coşkulu bir şekilde karşılandı.

Örnek olarak, çöken bir maden cinayetini anlattı. Bu çöküşte 41 maden isçisinin olduğunu anlattı. Yaşanan çöküş olayından sonrada ölen isçilerin yakınları Maden ocaklarındaki çalışmaları güvenlikli olmadığını ve ondan dolayı eşlerinin yaşamlarının istismar edildiğini. Bu konuyla ilgili olarak İşletme sahiplerini dava ettiklerini söyledi. Sonra mahkeme (Devlet) ölen maden isçilerini suçlu bulduğunu anlattı. Ölen isçilerden birinin hanımı boş bir mezar yaptırmış ama parası yetmemiş. Devletten yardim istemiş, devlet de isçileri suçlu bulduğundan dolayı yardımı reddetmiş. Ayrıca yapacağı bir yardımın yasadışı olacağını savunmuş. "Bu iş kazasında eşleriniz suçlu bulunmuştur." denilmiştir. Ölen Maden işçilerinin esleri de "o zaman bizleri tutuklayın cezaevine atin biz eşlerimizin cezasını çekmek istiyoruz." diyerek bu yönde eylemlerini sürdürmüşler. Bu eylemleri büyük ilgi çekmiş. Oluşan kamuoyu karşısında Devlet 4-5 maden yöneticisini tutuklamak zorunda kalmış.

Çek Cumhuriyeti: Konuşmacı genel bir durum değerlendirmesi yaptı. Kısa bir bilgi verdi. Buraya gelmeden önce Çek Cumhuriyetinde büyük bir yürüyüş olduğunu ve bu yürüyüş yasaklanmasına rağmen gerçekleşti ondan dolayı çok sayıda kişi tutuklandı aralarında buraya gelecek delegelerin de olduğunu söyledi. Arkadaşlarımızı Çek Cumhuriyeti devleti tutukladığından dolayı protesto ediyorum ve arkadaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu buradan sizlere duyuruyoruz. Konuşması coşkulu ve politik içerikliydi, zaman zaman alkışlarla karşılandı. Salon dan bir isçi söz alarak, orada çalışan çeşitli uluslardan isçiler var bunlar arasında ilişkiler ve sorunlar nasıl kuruluyor ve nasıl çözülüyor ?
Cevap : Sosyalizmin tarihi bize farklı uluslardan ve isçilerle ve halklarla birlikte ve kardeşçe nasıl yaşanması gerektiğini öğretti.

Vietnam: Temsilci bir bayandı, orada ne kadar zor koşullarda çalıştıklarını ve bir çok ülkede olduğu gibi 70 Euro karşılığında bir ay nasılda insanlık dişi koşullarda çalıştığını anlattı. Kendi maden ocaklarında yaşanan bir olaydan sonra maden isçilerinin eşleri ve çocukları güvenli is koşulları oluşturulsun diye eylem yaptıklarını ve sorunlara sahip çıktıklarını anlattı. Bunun için de sürekli sokaklarda eylem yaptıklarını ve bir sureden sonra devlet rahatsız olarak eylemcileri oturdukları eylem yerinden buldozerlerle atmaya gitmişler polisler eşliğinde, kadınlarda ilginç bir eylemle soyunarak bütün elbiselerini çıkararak: "bizi diri diri mezara koyun çünkü eşlerimizi de diri diri mezara koyuyorsunuz güvenlik önlemleri almayarak… " demişler. Bunun üzerine buldozerler eylem yerini terk ederek gitmişler ve eylem kamuoyunda geniş yankı bulmuş ve devlet bazı yasal değişiklikler yaparak iş yerlerinde iyileştirmeler ve düzenlemeler yapmak zorunda kalmıştır.
Delege konuşmacılardan sonra kişiler söz alarak konuştu ve sorular soruldu.

MLPD Başkanı Stefan Engel bir konuşma yaptı. Genel olarak konuşan delegelerin söyledikleri üzerinde bir değerlendirme yaptı. İkinci dünya savaşı öncesi Almanya’yı anlattı. İsçi sınıfı ve sendikaların genel durumundan söz etti. Anlatılan bu olayların ve sorunlar karşısında devrimci isçi ve örgüt ve partilerin sınıfın içinde çalışma yürütmesi ve sendikalarda etkin rol almasına değindi.
"1956 da Almanya’da çıkarılan bir yasayla Marksist-leninist, komünist birisi sendikalara üye olamaz ve yasaklanıyor. Bu da sözde demokrasi ve demokratik süreçlerin nasıl işlediğini gösteriyor." dedi.

Ardından özenle ve detaylı hazırlanmış, DİA esliğinde madencilerin çalıştığı ülkelerdeki genel durum ekonomik, sosyal, politik, kültürel gelişmeler ve sınıf mücadelesinin durumu sunuldu. Oldukça beğeni topladı ve program boyunca her türlü duygu doruk noktasına çıktı. Acı, öfke, keder, özlem ve coşku bütün salona egemen oldu.
Tartışmalar boyunca ilginç konulara değinildi ve ilginç örnekler verildi. Çeşitli sorunlardan dolayı ülkelerde yapılan ilginç eylemlerin nasılda etkili olduğunu anlatan ve öğretici ve de etkileyici örnekler büyük ilgi gördü ve tartışıldı.

Bolivya: Temsilci konuşmacı oldukça anlamlı politik ve ilgi çekici konulara değindi, konuşması büyük ilgiyle izlendi. Yaşanan günlük olaylardan ve pratiklerini anlattı. Her anlatımı ve örneği dinleyicilerde bir heyecan ve ilgi yarattı. Gelir getiren Maden işletmelerinin devlet özelleştirerek tekellere peşkeş çektiğini ve nasılda o ülkenin gelir kaynaklarını çarçur ettiğini örnekleyerek anlattı. Bu yüzden Bolivya’da sokak eylemlerinin bitmediğini ve bu konuda dünya rekoru kırdıklarını söyleyerek esprili bir şekilde konuşmasını bitirdi.

Venezüella: Konuşmasını sürdürdüğünde yaşanan gelişmeleri anlattı, Hugo Chavez’in yavaş yavaş isletmeleri devletleştirdiğini anlattığında ve yaşanan gelişmelere değindiğinde salonda heyecan ve özlem doruk noktasına çıkıyordu. Ben bir maden isçisiyim ve babam da bir maden işçisiydi, babalarımızın özlemini yaşıyoruz ve adım adım gerçekleştiriyoruz.

Sırayla Latin Amerika Ülkeleri uzun uzun sorunlarını dillendirdiler. Her sorun ve mücadele iddiası apayrı bir sevinç ve coşkuyla karşılandı.
Saat 19.00 da bitirildi. Ardından toplu olarak katılımcılara hazırlanan misafirhaneye gidildi. Orada dışarıda hazırlanan çok çeşitli yemekler yenildi. Tanışmalar, tartışmalar, müzik ve dans eşliğinde saat 23.00'e kadar devam etti.

Xxxx

31 Ağustos 2008 Pazar günü saat 09.00 da kısa bir madenci marşıyla toplantıya başlandı. Çeşitli müzik ensturumanları esliğinde.

Hindistan: Temsilcisi Maden isletmelerinde sosyal, sağlık, sosyal güvenlik ve gelir vergisiyle ilgili anlatımları oldu. Örneğin ilk yıllardaki mevcut haklar çalışanları bu sektöre özendiriyordu. Önceleri madenlerde çalışanlar bazı konularda belli bir ayrıcalığa sahiptiler.
Güvenlik, iş güvencesi ve sağlıklı çalışma koşulları önemliydi. Yiyecek ve içecek v.b. şeylerde ne gerekiyorduysa yapılıyordu. Su, elektrik, gelir vergisi gibi şeylerden muaf tutuluyordu madenciler. Son yasalarla bu önceden kazanılmış haklar tek tek geri alındı.
Özelleştirmeler yaygınlaştıkça mevcut haklar ve kazanılmış haklar gasp edilerek, isçiler emekçiler yoksullaşıyor ve zor şartlarda yasamak zorunda kalıyorlar.

Stefan Engel, divanda oturduğundan dolayı o ana kadar konuşulanların genel bir değerlendirmesini yaptı. Ortak mücadeleye değindi ve önemine işaret etti.
"Genel olarak bakıldığında Meden işçileri ve ailelerini de hesaba kattığımızda 20 milyonu buluyor ve bu dev güç dayanışma ve birlikte mücadele ederse bir çok şeyi değiştireceğini ve de zaman zaman ortak eylemler değiştirdiğini de göstermiştir." şeklinde konuşmasını sürdürdü…

Ardından Türkiye, Zonguldak maden işçileri delegesi söz alarak bir konuşma yaptı. Ortak sınıf mücadelesinin önemine dikkat çekti. Enternasyonal mücadelenin önemine değindi. 1990’lardaki Madenci fırtınasına değindi, daha sonar T. Özal döneminde madenci öncü isçi kuşağını tırpanlanarak sınıfı gerilettiğini anlattı. Türkiye’deki ırkçı şoven gerici rejim ve ortamdan örnekler verdi. Konuşması oldukça ilgi buldu ve coşkuyla alkışlandı.

Yemekten sonra, kısa bir müzik dinletisi yapıldı, ardından iki günlük tartışmaların değerlendirilmesine geçildi.

Anlatım ve tartışmalardan çıkan sonuçlar belli başlıklar altında toplandı. Kısa değerlendirmeler yapıldı. Sonuçlar karar altına alındı. Alınacak karar, deney ve tecrübelerin hayata geçmesi ve toplantının sonuçları üzerine fikir birliğine gidilmesi için tartışıldı. Polonya, Romanya, ve Çek Cumhuriyetlerinden seminere gelemeyip tutuklanan ve yurtdışına çıkamayanlara bir dayanışma metni gönderildi.

Sonuç bildirgesi hazırlandı. Her maddesi ve yazının metni tartışıldı oylamaya sunuldu ve eklemeler yapıldı. Önemli bir karar olarak, bir daha hangi ülkede yapılacaksa seminer değil Konferans olarak hazırlıkların yapılması ve öyle bir konferansın toplanması karar altına alındı. Gelen delegeler ve katılan kurum ve kuruluşların temsilcileri sahneye davet edilerek birlikte resim çekildi ve bazı delegelerin ülkelerinde madencileri sembol eden hediyeleri organize komitesine verdiler. Hep bir ağızdan marşlar söylendi ve enternasyonal dayanışma sloganları atıldı.

İki günlük semineri düzenli olarak 600- 700 kişi tarafından izlendi gidip gelenlerle birlikte yaklaşık 1000 kişi tarafından izlenildi. Bir-kar temsilcileri Türkiye / Zonguldak maden isçileri temsilcisine özel olarak Medenicilere, genel olarak Türkiye isçi sınıfına selam ve dayanışma selamlarını iletmesini söyledik. Daha sonra vedalaşarak ayrıldık.

Çeşitli kurum ve kuruluşların katıldığı bu 3.enternasyonal maden isçileri seminerine Bir-kar da davetli olarak iki delegeyle temsil edildi. (Ben de Bir-Kar delegelerinden biriydim)

Başından sonuna kadar maden isçilerinin sorunları tartışıldı ve Kapitalist sistemin insanları nasılda zor koşullarda çalıştırdığını ve insani yaşamlarının bu düzende hiç bir değerinin olmadığını doğayı nasıl katlettiğini ve bu işletmelerin çoğu yerde insanları kendi kar ve ticaretleri için yerlerinden yurtlarından sürülmelerine şayisiz örnekler verilerek anlatıldı.
İnsanca yaşama ve sağlıklı çalışma koşularını ortadan kaldıran kapitalizmdir. Emekçilerin sömürünün olmadığı insanca bir yaşam olan sosyalizm için mücadele etmekten başka da bir seçeneği olmadığı bu seminerden çıkarılabilecek en önemli sonuçlardan biridir.

A. Solmaz
01 Eylül 2008